Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) emekli, işçi ve memura mümkünse hiç zam yapılmaması için hazırladığı enflasyon oranı kadar bu oranı belirlerken kullanılan ürünlerin fiyatları da Türkiye’nin gündemini sarstı. Piyasa fiyatlarıyla sepetteki ürün fiyatı arasında yüz kata yakın fiyat farklarının oluşmasını değerlendiren ekonomistler, bu durumun Türkiye’ye şüpheyle bakan yabancının bir daha açıklanan verilere güvenmeyeceğini ve Türkiye’ye olan güven ile itibarın en alt seviyeye ineceği konusunda hemfikir.     

Temsili4 (1)

“Şark kurnazlığı”

Duayen Ekonomist Prof. Dr Hüsnü Erkan, TÜİK rakamları ve enflasyon sepetindeki fiyatlarla ilgili eleştirilerini sıralarken öğrencilik yıllarından bir anıyı paylaştı. Erkan, “Bize ilk istatistik dersi verilirken, hocamız Tuncer Bulutay, ‘Üç tür yalan vardır. Biri normal yalan, diğeri kuyruklu yalan üçüncüsü ise istatistiki yalan’ demişti. Eğer matematiğe ve istatistiğe yeterince işkence yaparsanız, sayılarla her türlü yalanı söyleyebilirsiniz. Bu yöntemi şimdi TÜİK uyguluyor; birçok istatistik saptırma yöntemini de bolca kullanıyor. TÜİK başkanı adeta şark kurnazlığı yaparak hükümete uygun oranlar çıkarmaya çalışıyor” dedi. 

Hüsnü Erkan-1

“Kim doğru söylüyor?”

Yabancı yatırımcının çok ürkek olduğunun altını çizen Erkan konuşmasına şöyle devam etti: “Yatırımcı, devlet düzeyinde yalan söylendiğini anlarsa oraya asla adım atmaz. Çünkü bir sorun yaşadığında haklılığını ispat edemeyeceğini düşünür. Bakan Mehmet Şimşek asgari ücret zammının enflasyonu arttıran bir unsur olduğunu söylemişti. TÜİK ise askeri ücretin ekonomiye yükünün yüzde 4,5 civarında olduğunu açıkladı. O zaman kim doğru söylüyor? Bakan Şimşek şu an maalesef yanlış bir politika izliyor. Alt gelir gruplarının harcamalarını kısarak talebi azaltmayı planlıyor. Asgari ücret de alt gelir grubunun ilgilendiren bir olaydı. Dolayısıyla onların talebini kısarak enflasyonun yükünü onlara yıkmaya çalışıyor” diye konuştu.

“Bugünleri bile arayacağız”

Bu süreçte olanın asgari ücretli, emekli ve memura olacağını vurgulayan Erkan, “Aslında saydığımız bu gruplar, şimdi iyi günlerini yaşıyor diyebiliriz. Zira Bakan Şimşek, artık zam oranlarını belirlerken hedeflenen enflasyona göre zam yapılacağını söylemişti. Ama bizim ülkemizde enflasyon hedefi kağıt üzerinde bile zor tutuyor. Yani gerçek enflasyona bile inanılmazken yıl sonunda olması beklenen hedef enflasyona göre asgari ücrete zam yapılacak olmasıyla asıl sorun o zaman yaşanacak. Asgari ücretli, memur ve emekli bugünlerini arayacaklar” ifadelerini kullandı.   

“Kimse inanmaz”

Reel enflasyonun çok yükse olduğu ülkelerde hedeflenen enflasyonun, gerçek enflasyondan düşük gösterildiğini sözlerine ekleyen Hüsnü Erkan, “Böylece enflasyonu baskı altına almak istenir. Bir anlamda vatandaşlara ‘enflasyonu düşüreceğim herkes ona göre vaziyet alsın’ denir. Ama yatırımcı ve vatandaşlar açıklanan o beklentiye inanırsa o yönde tavır alır ve yapılacak uygulama işe yarar. Ama Türkiye'deki enflasyon dinamiği buna fırsat vermiyor; o nedenle de kimse buna itibar etmez; inanmaz. Fakat hedef enflasyon sabit gelirlinin maaşını daha da olumsuz hale getirir” şeklinde konuştu.

Osman Sirkeci (1)

“Kendi ayağına sıkıyor”

Ekonomist Osman Sirkeci ise TÜİK’in enflasyon sepetindeki verilerin gerçek piyasada karşılığının olmadığını söyleyerek, “Risk primini ifade eden CDS puanımız düştü diye seviniyoruz fakat devlet kurumu aracılığıyla yanlış bilgi vererek yabancının güvenini kaybediyoruz” ifadelerini kullandı.  TÜİK’in kendisi tarafından oluşturulan fiyatlarla hiçbir zaman doğru sonuca varılamayacağını belirten Sirkeci, “TÜİK, söylediği yalanlarla kendi ayağına sıkıyor. Yabancı yatırımcı karar verirken o ülkedeki resmi verilere önem verilir. Fakat resmi verilerle piyasa verisi arasında dağlar kadar fark olduğunu gören yabancı, ülkeye ve insanına güvenmez, yatırım yapmaz” dedi.

“Kümes bile olmaz”

TÜİK’in verilerle vatandaşı yanıltabileceğini fakat yabancıların bunlara inanmayacak kadar araştırmacı olduğunu aktaran Osman Sirkeci şöyle konuştu: “Zaten yabancı kiralık ev ilanlarına baksa TÜİK’in verisinin hatalı olduğunu görür. En düşük 15-20 bin liradan başlayan kiralara karşın TÜİK, 5 bin 800 TL olarak açıklıyor. O paraya kümes bile kiralanmaz. Bakan Mehmet Şimşek ‘yatırımcı gelsin’ derken TÜİK yanıltıcı bilgilerle ‘gelmeyin’ diyor.  Zaten ekonomide, siyasette ve iktisatta güvensizlik hakim olmaya başladı mı bu istikrarsızlığı getirir. İstikrarsızlık da çöküşe götürür.” 

Harun Raşit Uysal2

“Patrondan alıp işçiye verilsin”

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Harun Raşit Uysal, önceki yıllarda TÜİK başkanının gerçek enflasyon rakamlarını açıkladığı için görevden alındığını söyledi. Türk halkının yıllardır TÜİK’in doğruyu söylemediğini çok iyi bildiğini açıklayan Uysal, “Çünkü halk pazara, markete gidiyor alışveriş yapıyor. Dolayısıyla fiyat değişiminin ne kadar olduğunu çok iyi biliyor. TÜİK’in enflasyonu nasıl düşük çıkardığı da şimdi hepimiz öğrenmiş olduk” şeklinde konuştu. Yatırım için adalet ve hukukun herşeyden önemli olduğunu anlatan Uysal, bunlar olmadığı sürece diğer veriler ne söylerse söylesin yabancı sermayenin o ülkeye gitmeyeceğini aktardı. TÜİK verilerinde asgari ücretin ekonomiye yükünün yüzde 4.5 olmasını da değerlendiren Uysal, “Asgari ücretlinin maaşını 25 bin lira yaptığınızda ekonomiye çok fazla yük binmez. Sermayeden yüzde 8 veya 10'luk bir pay alınıp bunun asgari ücrete aktarılması patronları çok etkilemez ama asgari ücretliye nefes aldırır” dedi. 

Kaynak: Murat Ervin