Gelişen dünya şartlarına uyum sağlamak adına eğitim sistemimizde önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni müfredatı olan "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" bu değişimin önemli bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Peki, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli nedir? İşte detaylar...
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli nedir?
Bütüncül Eğitim Yaklaşımı: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında yayımlanan programın ilgili bölümünde şu ifadeler ön plana çıkarılmıştır:
İnsan, doğası gereği çok yönlü bir varlıktır. Bu nedenle, zihinsel, sosyal, duygusal, fiziksel ve ahlaki açılardan çok yönlü bir gelişimi destekleyen bir eğitim yaklaşımı olan "bütüncül eğitim" önem arz etmektedir. Bütüncül eğitim, insan ve toplum hayatındaki tüm alanların dikkate alındığı bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımın ana hedefi, insanı temel değerler doğrultusunda yetiştirmek ve ona, kendi varoluşunu ve tüm varlıkların varoluşunu bir bütünlük içinde anlamlandırarak yaşamı anlamlı hale getirmek için gerekli olan beceri ve davranışları kazandırmaktır.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, bu bakış açısını temel alır ve insanın fıtri özelliklerini koruma ve geliştirme, karakterin olgunlaştırılması, kişisel bütünlüğün oluşturulması, insanın potansiyelini gerçekleştirme ve toplumla akılcı ve ahlaki bir uyum sağlama gibi hedeflere odaklanır. Bu model, öğrenenin kişisel gelişimine, sosyal ilişkilerinin derinleşmesine ve çevresiyle uyum içinde yaşamasına katkıda bulunur. Ayrıca, öğrencilerin kişisel ve sosyal sorumluluklarını üstlenmelerine ve insanlar arası, toplum-insan ve insan-doğa ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde gelişmesine yardımcı olacak becerilerle donatılmasını amaçlar.
Bütüncül eğitim yaklaşımına dayalı olarak geliştirilen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli program tasarımı bileşenleri aşağıda sunulmuştur:
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde şu prensipler ön plandadır:
- Her öğrencinin kendini tanıma ve keşfetme şansına sahip olması, ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerine uygun esnek ve özgür öğrenme ortamlarının yaygınlaştırılması esastır.
- Türkçenin doğru ve etkili kullanımına önem verilirken, öğretim programlarında Türkçenin öğretimi ve geliştirilmesi önceliklidir.
- Kavramsal ve alan becerileri ile bunları destekleyen eğilimler ve programlar arasındaki bağlantılar gözetilerek, beceri örgüsüne dayalı bir yaklaşım benimsenmiştir.
- Öğretim ve öğrenme süreçleri, öğrencilerin etkileşimde bulunduğu ve öğrenme sorumluluğunu üstlendiği aktif öğrenme yaklaşımlarına dayanmaktadır.
- Bireysel farklılıkları dikkate alan, yarışmacı ve ayrıştırıcı değil, farklılaştırılmış bir öğretim yaklaşımı benimsenmiştir.
- Milli ve manevi değerleri destekleyen Erdem-Değer-Eylem Modeli, tüm derslerin önemli bir parçası olarak öğrencilerin çok yönlü gelişimini destekler.
- Ölçme ve değerlendirme süreçlerinin daha nesnel ve açık olması için somut ve gözlemlenebilir öğrenme kanıtlarına dayalı süreç ve durum temelli değerlendirme yöntemleri benimsenmiştir.
- Bilim ve teknolojiyi üreten ve yönlendiren, dijital yetkinliklere ve hayat boyu öğrenme kültürüne sahip bireyler yetiştirme hedeflenmektedir.
- Öğrencilerin disiplinler arası ve disiplinler ötesi deneyimler yaşayarak ilgi alanlarını keşfetmeleri, yeteneklerini geliştirmeleri ve aktif toplum üyeleri olmaları için okul dışı öğrenme deneyimlerine önem verilmektedir.
"Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli", okul öncesinden 12. sınıfa kadar tüm kademelerde zorunlu dersleri kapsıyor. MEB, öğretim programlarının ortak metnini ve 26 dersin öğretim programını 26 Nisan-10 Mayıs tarihleri arasında askıya çıkardı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, süreçte 67 binden fazla görüş iletildiğini açıkladı.
Eğitim Sendikaları ve STK'ların Eleştirileri
Görüş bildiren bazı sendikalar, düşünce kuruluşları ve siyasi partiler, programın hazırlanış sürecinden içeriğine kadar pek çok noktada itirazlarını dile getirdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Yine müfredat değişikliğine gidiyorlar. Bakana ‘Müfredat anayasadan önemlidir, katılımcılıkla yapın’ dedik, dinletemedik" dedi. DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki ise, "Türkiye Yüzyılı Maarif modeli, tekkede mürid yetiştirme modelidir" diye konuştu.
MEB'in Yanıtları ve Değerlendirmeleri
MEB, BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, yeni müfredatın 81 ilden öğrenci ve öğretmenler dahil farklı tarafların katıldığı "10 yıllık uzun soluklu bir ihtiyaç analizi" ile hazırlandığını belirtti. Bakan Yusuf Tekin, "Biz kimseyi seçmedik, eğitimin tüm paydaşlarına çağrıda bulunduk" dedi. MEB, ayrıca öğretim programlarının bilimin yol göstericiliğiyle millileştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Programın Ele Alınışı ve İçeriği
Eğitim sendikaları, programın ideolojik bir gündemle hazırlandığını öne sürüyor. Eğitim Sen Eğitim ve Yükseköğretim Sekreteri Evrim Gülez, "Türkiye Yüzyılı ifadesi, bir parti ve partili Cumhurbaşkanı'nın 2023 genel seçimlerindeki sloganına atıf yapan bir kavram" diyerek eleştirilerini dile getirdi. Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Politika Analisti Ekin Gamze Gencer de, programın değerler eğitimi kavramıyla ilgili endişelerini belirtti.
Gelecekteki Uygulamalar ve Beklentiler
MEB, yeni müfredatın 2024-2025 eğitim-öğretim döneminden itibaren uygulanmaya başlanacağını açıkladı. Eğitimciler, müfredat değişikliğinin pedagojik ve ideolojik beklentileri karşılayıp karşılamayacağı konusunda farklı görüşler dile getiriyor. Eğitim-Sen'den Evrim Gülez, müfredatın öğrenciye hangi derste ve nasıl kazandırılacağına ilişkin net bir açıklama olmadığını belirtti.