Türkiye’de gerçek gündem!

Abone Ol

Son yazılarımda Türkiye’de gündem bu değil diye yazmıştım. Evet, Türkiye gündemi bu değil.

Türkiye’deki gündem belli oldu, son günlere göre bu gündem Kürt sorunu değil, hükümetin normal olarak yapılacak seçimlere kadar kalmasını kuvvetlendirecek bir operasyon olarak görülüyor.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına yeniden seçilmesi gerektiğini söylemesi ise siyasetin gündemine katkı sağladı görüşü hakim.

Son günlerde belediyelere yapılan kayyum atamaları tam olarak Türkiye gündemine oturdu.

Burada birçok yanlış olay var, bunu hükümete yakın yazarlar yazdılar. Evet, seçilen bu belediye başkanları terör yanlısı imiş. Acaba bunlar aday olduğunda hapis cezası aldıkları halde niye aday yapıldılar? Acaba bunlar aday olduğunda Yüksek Seçim Kurulu bu adayların hapis cezalarını

araştırıp soruşturup görmemiş mi? Bile bile mi bunları aday göstermiş? Evet, bunlar soru işaretleri. Ve Türkiye gündemine oturdu bu olaylar.

İşin ilginç tarafı ise kasım ayı enflasyonunun açıklanması. Tabiî ki bu rakam istedikleri gibi düşük olacaktı ve oldu da.

 Türk halkı enflasyonu tartışmayı arka plana bırakarak CHP ve DEM Partili belediye başkanlıklarına atanan kayyumları gündeme getirerek konuşacaklar. İstediği buydu hükümetin, gündemi değiştirmek. 

Kendilerine göre enflasyon düşüyormuş. Buna akıl erdirmek zor! Açıklanan rakamlar ve alım gücünde düşüşleri görünce şaşırmamak elde değil. Alkolsüz içeceklerde fiyatlar düşmüş. Bunu inceleyen memurları merak ediyorum, acaba bu arkadaşlar uzun zamandan beri alkolsüz içecek almadılar mı?

Bunun yanında erkek giyim eşyaları ve ayakkabılarda yükselme olmuş, ayrıca sebze fiyatları yükselmiş.

Bu incelemeyi yapan arkadaşlar bence hiç pazara gitmemişler ya da alışveriş yapmamışlar.

İki ay sonra memur ve emekli maaşlarına ve asgari ücrete yapılacak ayarlamalar var. Bunlar da enflasyona göre yapılacağından bu fiyat artışları hükümet için normal.

Piyasada esnaf istediği gibi satış yapıyor. Dün bir arkadaşım 12 kilogramlık likit tüp almak istemiş, bir yerde bu tüpün fiyatı 860 lira başka bir yerde ise 620 lira. Bu nasıl oluyor, şaşırmamak elde değil. Ne denetim var, ne de “Niçin bu fiyata satıyorsun” diyen. İşte Türkiye’nin hali bu.

**

Cumhurbaşkanımız Erdoğan Bişkek’teydi Türk cumhuriyetleri devlet başkanları ile. Türk devletleri beş ülkeyi birleştiriyor (Ve tanınmayan biri dahil olmak üzere üç ülke daha gözlemci statüsüne sahip) en aktif ve büyüyen devletlerarası derneklerden birisi olan Türk Dünyasının Birliği. Henüz UTG’nin siyasi hedefi belirlenmedi, ancak kendi deyimleri ile süreç başladı. Türkiye, dördü eski Sovyet Cumhuriyeti olan Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Azerbaycan’ın yer aldığı derneğin tartışılmaz liderliğini yapmakta. Bir diğer Orta Asya devleti olan Türkmenistan, UTC benzeri Macaristan, Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, gözlemci statüsüne sahip.

Burada önemli bir nokta var. Türkiye, Sovyet sonrası bu cumhuriyetlerin üçte birini, neredeyse Avrupa Birliği’nin iddia ettiği gibi kendi bayrağı altında topladı.

Sırada Moldova, Gürcistan ve Ukrayna var. Evet, Türkiye Avrupa ile birlikte Sovyet sonrası bu alanı elinde mi tutmak istiyor?

Şimdi asıl konuya gelelim, Türkiye hem Avrupa’daki entegrasyon projesinin krizi, hem de Amerika Birleşik Devletleri ile artan sürtüşmeler ve batıdaki potansiyel bölünme nedeni ile Türk devletlerine birlik çağrısı yapmakta.

Bu görüşmeler bazı kesimleri tedirgin ediyor, bunların başında Rusya Hükümeti var. Rus basınında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan tehlikeli bir adım atıyor görüşünün hakim olduğu yazılmakta.

Eskiye gelecek olursak. Türkiye’de derin devlet diye konumlanan bir gerçek var. Bu da Türkiye’nin Batıya olan en büyük sırrını ortaya çıkardı. Türkiye sadece Türk halkları yakınlaştırmasını teşvik etmek, lojistik koridorları ve ulaşım yollarını oluşturmak ve “TÜRK ALANI” ile angaje olmak istiyor.

Bu, Türk hükümetlerinin istediği bir konuydu, bunu Turgut Özal ve Süleyman Demirel yapmak istedi ama olmadı o dönemler. Şimdi önümüzdeki günlerde bu konu daha çok gündeme gelebilir mi, bekleyeceğiz.

Turgut Özal döneminde Türk ülkelerine ihracat yaptık ve daha sonra gönderdiğimiz malların kalitesizliği nedeni ile bu ülkelere ihracatımız kesildi. Bu ihracatı yeniden kazanmanın yollarını da aramaktayız.

***

Amerika Birleşik Devletleri’nde Başkanlık seçimleri yapıldı. Trump, Kamala Harris’e karşı zaferini ilan ederek yeniden Başkanlığa seçildi.

Daha önceki yazılarımda Amerikan seçimlerini takip ettiğimi, Trump’ın bu seçimleri kazanacağını belirtmiştim. Ve ilerleyen zaman içinde Dünya siyasetinde yeniden değişen birçok olaylara da şahit olacağız!