Video Haber

Türkiye'nin ilk astronotu Gezeravcı'nın uzaya götürdüğü bitki: ‘Schrenkiella parvula'

Loading...

Abone Ol

Yaşar Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. İsmail Türkan'ın da yer aldığı üç kişilik bir ekip tarafından tasarlanan “Extremophyte” isimli deney, astronot Alper Gezeravcı ile uzaya gönderildi. Tuz Gölünde görülen ve yüksek tuzlu ortamlara dirençli bir bitki olan 'Schrenkiella parvula'nın mikro yerçekimi altında yüksek tuzluluğa karşı gösterdiği toleransı sürdürüp sürdüremeyeceği Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı'nın uzayda gerçekleştireceği ‘Extremophyte' adlı deneyde araştırılacak. Bu amaçla, bitkiye ait örnekler uzaydan geri getirildikten sonra aynı ekip tarafından üzerinde çeşitli moleküler çalışmalar yapılacak. Uzayda gerçekleştirildikten sonra Türkiye'de devam edecek olan “Extremophyte” isimli deney çerçevesinde bitkinin yüksek tuzluluğa karşı gösterdiği tolerans ve mikro yerçekimi arasındaki etkileşimin ortaya konması hedefleniyor.

"Tuza ve bazı zor şartlardaki susuzluk, toprak özelliği, abiyotik strese karşı oldukça dayanıklı"

Yapılacak deneyle ilgili açıklamaların ardından ‘Schrenkiella parvula' bitkisi de merak konusu oldu. Selçuk Üniversitesi (SÜ) Eczacılık Fakültesi Dekanı ve Farmasötik Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Bağcı, Schrenkiella parvula'nın tanıdıkları bir bitki olduğunu, özellikle Tuz Gölünde yaptıkları floristik ve endemik bitkilerle ilgili bazı çalışmalar içerisinde bitkiyi gördüklerini söyledi. Schrenkiella parvula'nın Hardalgiller/Turpgillere ait bir bitki olduğunu belirten Prof. Dr. Bağcı, "Endemik deniliyor ama endemik olmayan bir bitki. Tuz Gölünden özellikle Rusya, Çin'e kadar yayılış gösteren bir özelliği var. Özel bir bitki. Bitki daha önce Arabidopsis parvula olarak isimlendirilmesine rağmen 2010 yılında German ve Al-Shenbaz'ın Nordic Journal of Botany (2010) isimli dergide yapmış olduğu çalışmalar neticesinde Schrenkiella parvula olarak tekrar isimlendirilmiş. Birçok sinonimi var ama tuza ve bazı zor şartlara, abiyotik strese karşı oldukça dayanıklı olmasından dolayı seçilmiş bir bitki. Bununla ilgili çalışmaları kendimiz yapmadık ama özellikle Tuz Gölünde yapmış olduğumuz floristik çalışmalar, yine endemikle ilgili yapmış olduğumuz bazı çalışmalar içerisinde bitkiyi gördük. Bu bitkinin özelliği; özellikle tek yıllık olması, kolay yetişmesi ve ekstrem şartlara karşı diğer bitkilere kıyasla daha fazla dirençli olmasından kaynaklı. Tabii bunun gibi bitkiler olabilir ama şu anda Arabidopsis thaliana ile ilgili de biyoloji alanında genomlarla ilgili çok fazla çalışma yapıldığı için, bu bitki aynı akraba grubu olmasından dolayı seçilmiş olabilir. Arabidopsis thaliana bir çeşit tere. Avrasya ve Afrika'ya özgü bu bitki, brokoli, karnabahar ve Brüksel lahanası gibi turpgillerle ve hardal otu ile akraba. Küçük olması ve kolay yetişmesi nedeniyle bilim insanları tarafından bitki biyolojisi açısından dünyada model organizma olarak en sık kullanılan bitkilerin başında geliyor. Bu sayede bilim insanları bitkinin genlerinin görünümü, farklı şartlardaki davranışları hakkında bilgi sahibi olmuşlardır. Ama ilerleyen dönemlerde buna benzer bitkiler varsa da seçilebilir. Bu bitki özellikle gerçekten ekstrem şartlara dayanıklı bir bitki. Yapılan çalışmalar inşallah başarılı olur, başarılı olursa da ilerleyen dönemlerde bilim adamlarımızın daha güzel sonuçlar elde edeceğini umuyorum. Bitkiye yabancı değiliz, bitkiyi tanıyoruz ama genellikle yapılan çalışmalar daha çok hem fizyolojik hem moleküler hem de biyoteknolojik alanda birleştirilerek multidisipliner olarak yapılırsa da ilerleyen dönemlerde daha sağlıklı sonuçlar elde edilebilir diye düşünüyorum” dedi.
Uzaya giden Schrenkiella parvula'nın özel bir öneme sahip olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yavuz Bağcı, “Extremophyte deneyi olarak geçiyor. Extremophyte bitkilere baktığımız zaman, zor şartlarda yaşayan hem tuzlu hem de diğer zor şartlara karşı dayanaklı olmasından dolayı bu bitki seçildi. İsabetli bir seçim ancak medyada söylendiği gibi bitkimiz endemik değil. Yapılan çalışmalarda özellikle Ay ve Mars'ta regolitler dediğimiz toprak yapısı var. Bitkinin bu özelliği, diğer gezegenlerde kurulacak üslerde, tuz ve metal içeriği yüksek regolitlerin (Ay ve Mars toprağı) iyileştirilmesi ve astronotların çeşitli atıklarının arıtılmasında kullanılabilir. Bitki, sodyum klorür dışında, lityum ve bor gibi elementlere de toleranslı. Ekstremofitler, yüksek derecede abiyotik stres ile karakterize edilen ortamlarda gelişmek için evrimsel olarak uyarlanmış bitkiler olarak bilinmektedir. O toprak yapısı da Tuz Gölündeki şartlara benzediğinden dolayı belki bitki seçilmiş olabilir ama bu çalışmaların hem fizyolojik hem moleküler hem de birçok yönüyle çalışılması, ekip olarak çalışılmasının bu sonuçları daha da hızlandıracağını umuyorum inşallah" ifadelerini kullandı.

"Avantajlı bir durum ortaya çıkaracağı kanaatindeyim”

Prof. Dr. Yavuz Bağcı, Schrenkiella parvula bitkisi ile ilgili uzaydaki deney ve sonrasında yapılacak çalışmaların Tuz Gölü ve çevresine ne gibi katkıları olabileceği hakkında ise, "Başarılı sonuçlar elde edilirse, zaten bölge eko turizm olarak değerlendiriliyor ama bölgemizin çok fazla reklamını yapamıyoruz maalesef. O açıdan baktığımız zaman belki o bitkinin görülmesi açısından ya da o bitkinin kültüre alınması ya da yetiştiği alanda korumaya alınması, insanlara tanıtılması bakımından önemli olabilir. Endemik bir bitki değil ama nadir bitki diyebiliriz. Özellikle Türkiye'de sadece tuzcul alanlarda Tuz Gölünde yetişen bir bitki. Bu yönüyle baktığımız zaman da tabii avantajlı bir durum ortaya çıkaracağı kanaatindeyim” diye konuştu.