Ürgüp, Kapadokya Bölgesinde peri bacası oluşumlarının en iyi görülebildiği yerleşim yerlerinden. Nevşehir’e bağlı bir ilçe olan Ürgüp, Tarihi İpek Yolunun üzerinde İstanbul’u Kudüs’e bağlayan, medeniyetlerin kesişim noktasında yer alıyor. Nevşehir’in en gelişmiş ilçesi olan Ürgüp, turistler için gece hayatının, pek çok restoranın, kayadan oyma küçük bar ve şarap evlerinin yer aldığı ilçede, kaya oyma ve taş evlerin işçiliği görenleri hayran bırakıyor.
Kapadokya, dünyada emsali bulunmayan peri bacası oluşumlarıyla, Türkiye’nin en önemli turizmi merkezlerinden. Kapadokya’yı ilk çağlardan itibaren çekici kılan ve birçok uygarlığın yerleşim yeri olmasının sebebi zengin su kaynaklarının varlığı ve jeolojik yapının barınma ve korunmaya elverişli olması olmuş. Ürgüp ilçesi de bu efsunlu coğrafyanın en eski yerleşimlerinden biri.


Ürgüp, Göreme Açık Hava Müzesinin güneydoğu ucunda, tüm Kapadokya coğrafyasına hâkim bir noktada yer alıyor. Şimdiye kadar defalarca ziyaret ettiğim Kapadokya gezilerimi üçünde Ürgüp’te kaldım. Genelde Kapadokya gezilerinde ihmal edilen, sadece ünlü Üç Güzeller Peribacaları ziyaret edilip, çarşı pazarında biraz alışveriş yapılıp kaçılıyor.
Oysa Ürgüp’ü merkez alıp, yakın çevresini kapsayan bir geziye çıksanız en az 2-3 gününüzü ayırsanız dahi görmeye değer pek çok güzellik barındıran bir zenginliğe ve çeşitliliğe sahip. Ürgüp merkezde son yıllarda açılan çok yeni mekanlar, cafe ve restoranlarla akşamları da canlanmaya başladı.

Ürgüp Gezi Rehberi

Ürgüp, Anadolu kentlerinin çoğunda olduğu gibi hangi dönemde, kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmiyor. Ürgüp’te ilk yerleşim yerinin antik dönemde Tomissos olduğu, Damsa Çayı doğusundaki Avla Dağı eteklerindeki bulunan Paleolitik döneme ait aletler ile keşfedilmiş. Asurlar döneminde Katpatuka, klasik çağlarda ise Kapadokya olarak anılan coğrafi bölgenin merkezini oluşturuyormuş.
Osiana, Hagios Prokopios, Başhisar, Burgut Kalesi gibi pek çok isimle anılsa da bugünkü adını Cumhuriyetin ilk yıllarında almış. Ürgüp, savunmaya uygun yeryüzü şekilleriyle yeraltı şehirlerinin çevresinde gelişme göstermiş. Daha sonraki dönemde açık alanlara evlerin inşa edildiği Ürgüp’te Doğu Roma egemenliğinin görüldüğü yıllard halk Hristiyanlığı benimsemiş.


Helen kültürünün etkisiyle Kapadokya’ya özgü Grekçe dilinin benimsendiği Ürgüp’te, kayalara oyulan yeraltı ibadethanelerinin birçoğu kiliseye dönüştürülmüş. Bu dönemde önemli bir dini merkez olan yerleşim, batıdan doğuya giden kervanların güvenli ikmal merkezi olmuş. Bizans’ın hakimiyetinin zayıflamasıyla Arap akınlarına maruz kalan bölge, 11. yüzyılda Selçuklu egemenliğine girmiş.
Selçuklular döneminde Başhisar ismini alan Ürgüp, diğer önemli Selçuklu kentleri Konya ve Niğde’ye giden yol üzerinde yer alan önemli bir kale rolünü ütlenmiş. Osmanlı’nın güçlenmesiyle 1515’te fethedilerek Karaman vilayetine bağlanmış. Arnavut asıllı Osmanlı yazarı, ansiklopedist ve sözlükçü Şemsettin Sami’nin yazdığı Kamus-ül Alam adlı kitapta, Ürgüp’te 70 cami, 5 kilise ve 11 kütüphane olduğu yazıyor.
Bu kadar ön bilgi en azından bölgenin tarihi hikayesini biraz olsun anlamakta yardımcı olmuştur umarım. Ürgüp gezi rehberinde, Ürgüp nerede, nasıl gidilir, nerede kalınır ve Ürgüp gezilecek yerler ile ilgili önerilerimi ise aşağıda okumaya devam edebilirsiniz.

ÜRGÜP NEREDE

Ürgüp, Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesinin Orta Anadolu Bölümü’nde yer alan Nevşehir’in doğusunda, Göreme Tarihi Milli Parkının güneyinde, Nevşehir-Kayseri Karayolu üzerinde yer alıyor. Ürgüp, batısında Nevşehir merkezi, doğusunda Kayseri’ye bağlı İncesu, kuzeyinde Avanos güneybatısında da Derinkuyu, güney-güneydoğusunda ise yine Kayseri’ye bağlı Yeşilhisar ile çevrili.

ÜRGÜP NASIL GİDİLİR
Ürgüp’e hava yoluyla ulaşım: Nevşehir Kapadokya Havalimanı, Ürgüp ilçe merkezine 47km uzaklıkta yer alıyor. Nevşehir’e İstanbul, Antalya ve İzmir’den haftanın belirli günleri direkt uçak seferleri yapılıyor.
Nevşehir Kapadokya Havalimanından Ürgüp’e ulaşım: Nevşehir Kapadokya Havalimanı’ndan Ürgüp’e ulaşım için herhangi bir toplu taşıma aracı bulunmuyor. Havalimanından Ürgüp’e ulaşım için taksi ve araç kiralama hizmetinin yanı sıra farklı firmalara ait transfer araçlarını kullanarak gitmek istediğiniz noktaya ulaşım sağlayabilirsiniz. Ayrıca bazı otellerin ücretli transfer hizmeti de mevcut.
Ürgüp’e kara yoluyla ulaşım: Nevşehir’in doğusunda yer alan Ürgüp, Kayseri’ye 70 km, Ankara’ya 310 km, Adana’ya 280 km, İstanbul’a 765 km, İzmir’e 785 km, Bursa’ya ise 685 km uzaklıkta. Nevşehir’e 20 km mesafedeki ilçeye bazı kentlerden direkt otobüs seferleri düzenleniyor. Ürgüp’e kara yoluyla ulaşmak için en yaygın yöntem Nevşehir üzerinden ulaşım. Nevşehir Otogardan Ürgüp’e her 15 dakikada bir dolmuş seferi yapılıyor. Kendi aracıyla İstanbul’dan Ürgüp’e gitmek isteyenlerin Ankara, Aksaray, Nevşehir güzergahını takip etmeleri gerekiyor.

Ürgüp Gezilecek Yerler

Ürgüp ve çevresinde gezilip görülecek çok yer var. Kapadokya’nın kalbi olarak da nitelendirilen Ürgüp’te ilçe merkezinde Osmanlı Döneminde inşa edilen Kılıçarslan Türbesi, Temenni Tepesi, Kadı Kalesi, tarihi geçmişi 10. yüzyıla uzanan Karamanoğlu İbrahim Bey Camisi görülmesi gereken yapılar arasında.

urgup-nerede-urgup-haritasi-ve-konumu-nasildir-13762776_3922_amp
Mustafapaşa Köyü ve Ortahisar kasabasısı yörede en sevdiğim iki nefis yer. Çoğu ziyaretçi buraları görmeden Kapadokya’dan ayrılıyor. Ürgüp-Ortahisar yolu üzerindeki Üç Güzeller Peri Bacaları yörenin en ünlüleri. Göreme Milli Parkı da listenizde olmalı.
Ürgüp, yağmur ve rüzgâr erozyonunun meydana getirdiği peribacalarının tipik örneklerinin yoğun olarak yer aldığı bir bölgeye kurulmuş. Vadi yamaçlarından akan yağmur sularının adından rüzgârlar aşındırmasıyla oluşan yarıklar arasında yükselen peri bacaları bölgeye has olağanüstü bir görüntü oluşturmuş. Bölge coğrafyası bu nedenle olağanüstü çarpıcı peri bacalarına sahip.
Ürgüp’te Kapadokya’nın büyülü vadilerinde yürümek, tüm Kapadokya Bölgesini balondan kuşbakışı seyretmek ve eşsiz kaya otellerde günbatımı manzarasına karşı yıllandırılmış yöresel şaraplardan içmenin yanında yapabileceğiniz daha pek çok aktivite var.


Ürgüp gezinizde, 1 tam gününüzü Mustafapaşa köyüne ve yakındaki diğer gezilecek yerlere ayırın. Ürgüp’ten başlayarak önce Pancarlık Kilisesine gidin. Sonrasında Mustafapaşa, Mazı Yeraltı Şehri, Şahinefendi Köyü, Sobesos Ancient City, Taşkınpaşa köyü, Keşlik Manastırı, Cemil Köyü, Damsa Barajı rotasını izleyerek bu bölgedeki önemli yerleri gezebilirsiniz. Ürgüp’ten başlayan bu rota, gezi süreleri hariç 1 buçuk saat kadar sürüyor.
Diğer bir tam gününüzü de Mustafa Paşa yolu üzerinden Sarıca ve Ala Kilisesi, Pancarlık Kilisesi, Ortahisar ve dönüşte yol üzerinde yer alan Üç Güzeller Peribacasına ayırın.
Kapadokya’da her yer birbirine yakın. Ürgüp’ten sonra bir gününüzü Göreme, Avanos, Çavuşin ve Zelve‘ye ayırabilirsiniz. Çok sayıda yer altı şehri ve vadi var. Ayıracak vaktiniz çoksa, hazırladığım bu yerlerin de rehberlerine göz atmanızı öneririm. Benim yaptığım gibi, en iyisi mi siz Kapadokya’ya her defasında farklı mevsimde gelip, her defasında farklı bir bölgesinde kalıp, farklı mevsimdeki güzelliğinin tadını çıkarın.
Ürgüp Merkez

Ürgüp ilçe merkezi Ürgüp ve Kapadokya çevresini keşfetmek isteyen seyahat severlerin ilk adresi. 1288 yılında Vecihi Paşa tarafından Kılıçaslan için yaptırılmış olan bir anıt mezarın bulunduğu Temenni Tepesinde, Osmanlı döneminden kalma iki önemli mezar bulunuyor. Bu türbeye çaput bağlanarak dilek dilenmesi nedeniyle adı ‘Temenni’ olarak kalmış. Buradan Ürgüp’ün tamamını, havanın açık olduğu günlerde Erciyes Dağını dahi görüyorsunuz.


Temenni Tepesi’nin 500 metre kuzeyindeki Ürgüp Tepesinde yer alan Kadı Kalesi, geçmişte kadın ve çocukların tehlike anında sığındıkları bir kaya kale olarak yapılmış. Gerektiğinde kaçabilmek için, tepenin altındaki Damsa Çayına açılan bir tünel bulunuyor. Kale, günümüzde Ürgüp’ün önemli bir turistik yapısı.
Temenni Tepesi

Temenni Tepesi, Ürgüp’ün tam merkezinde yer alıyor. 80 metre yüksekliğinde, Ürgüp’ün her yanından görülen tepede yer alan türbelere çaput bağlanıp dilek tutulması yüzünden Temenni Tepesi olarak adlandırılmış. Erciyes Dağı’nın nefis manzarasına sahip seyir noktasına gidebilmek için kayalardan oyularak açılmış 100 metre uzunluğundaki tünelden geçmeniz gerekiyor.
Selçuklu Sultanı IV. Rükneddin Kılıçaslan ve III. Alaeddin Keykubat’ın anılarına saygı olarak yapılmış anıt mezarlar yine bu tepede yer alıyor. Türbeler 1852’de Sultan Abdülmecid döneminde, Kayseri Valisi Muhammed Vecihi tarafından yaptırılmış. Mezarlarının bu türbelerde olduğu inancı ise yanlış. Mezarlarının Konya’da olduğu biliniyor.
Temenni Tepesinin ortasında bulunan kümbet ise daha önceleri Ürgüp Tahsinağa Halk Kütüphanesi olarak kullanılmış. Bu kütüphane aynı zamanda Anadolu’nun en eski kütüphanelerinden birisi olarak kabul ediliyor. Teras şeklindeki Temenni Tepesinin güney batıya bakan yamacında ise Aziz Yeorgios Kilisesi yer alıyor.


Temenni Tepesinin 500 m kadar kuzeyindeki Ürgüp Tepesi’nde yer alan Kadı Kalesi, geçmişte kadın ve çocukların tehlike anında sığındıkları bir kaya kale olarak yapılmış. Gerektiğinde kaçabilmek için, tepenin altındaki Damsa Çayı’na açılan bir tünel bulunuyor.
Temenni Tepesinin güneybatıya bakan yamacında yer alan Aziz Yeorgios Kilisesi‘nin ise kaya oyma iç salonu halen görülebilir durumdaysa da taştan yapılma ön cephesi yok olmuş. Ürgüp’ün kendi kültürel birikiminin yarattığı yerel bir aziz olarak bilinen Yuannis’in kabrinin bulunduğu yere Aziz Yuannis Kilisesi inşa edilmiş. Bölgenin mimari açıdan en görkemli anıtı olan Aziz Yuannis Kilisesi, 1924 mübadelesinden sonra terk edilmiş.

Altı penceresi bulunması nedeniyle Altıkapı Türbesi adını alan ve 12. ve 13. yüzyıllarda inşa ettirildiği düşünülen türbe Selçuklu döneminde kimliği bilinmeyen bir komutanın eşi ve çocukları anısına yaptırılmış. Ürgüp Belediyesi binasının karşısında bulunan ve 1971’de açılan Ürgüp Müzesi, Ürgüp çevresinden çıkarılan buluntuların sergilendiği bir müze olarak hizmet veriyor.
Büyükakten Yeraltı Evi
Büyükakten Yeraltı Evi de gezilecek yerler planınıza girmeyi hak ediyor. Burası tam mânasıyla bir yeraltı evi. Aynı yeraltı şehirleri gibi, sadece kat bakımından daha küçük, tünel bakımından daha geniş. 7 katlı evin hepsi birbirine tünellerle bağlı. 1920’lerde ailelerin birlikte yaşadığı kaya damlar temizlenip müze haline getirilmiş.
Bu evde her gün tandır yanıyor, yemek ve ekmek pişiriliyor, halı dokunuyor. Eşyaların çoğu Büyükakten ailesinden kalma ve eşyaların yaşları 50 ila 150 yıl arasında değişiyor. Salon (Keziban’ın Odası), Ahır Sekisi, Gelin Odası ve Sofa görmeye değer. Hepsi kendi içerisinde tematik anlam ve hikâyeler taşıyor. Bu damları misafirlerimiz, mağara tünellerden geçerken görüyorsunuz.
Bilet ücreti gelirinin tamamı müzemizin giderleri için harcanıyor. Konum olarak Temenni ile kapıları bitişik. Temenni Tepesi’ni ziyaret ettikten sonra normal yokuştan inmektense müzemizi gezerek inmeyi tercih edebilirsiniz. Uzaklığı dolayısı ile Özkonak, Kaymaklı veya Derinkuyu yer altı şehirlerine gitme fırsatınız yoksa burayı ziyaret edebilirsiniz.

Ürgüp Müzesi
Ürgüp Müzesi, Ürgüp merkezde yer alıyor. Müzenin kurulması için ilk çalışmalara 1965’ten itibaren Temenni Tepesi’ndeki tek kubbeli yapı olan Tahsinağa Kütüphanesi’nde başlanmışa da, müzenin ziyaret açılması 1971’i bulmuş. Ürgüp Müzesi’nde taş ve pişmiş toprak eserlerden, Mustafapaşa bölgesinden çıkarılan Neojen-Miocene öncesi döneme ait fosiller, Acıgöl ve çevresinden çıkarıldığı düşünülen, deniz canlılarına ait fosiller sergileniyor.
Müzenin arkeoloji bölümünde ise Eski Tunç çağı, Hellen, Roma, Bizans Dönemlerine ait pişmiş topraktan yapılan el yapımı seramikler, metal ve cam eserler ve madalyalar yer alıyor. Ürgüp Müzesi’nin etnografta bölümünde, Ürgüp ve çevresinin yerel yaşamını ve kültürünü yansıtan dokuma, maden, taş, cam, seramik eserler, fenerler, lambalar, el yazması, gümüş takılar, kemerler, mühürler ve mühür baskıları, mutfak gereçleri, kitap ve fermanlar, giysiler, silahlar, kapı tokmakları, kılıç ve tabancalar, nargile, ağızlık gibi eşyalar sergileniyor.
Üç Güzeller Peri Bacaları

Üç Güzeller Peribacaları, Ürgüp’ten Avanos’a doğru devam eden karayolunun tam orta noktasında yer alan Pembe Vadide yer alıyor. Peri bacalarının en tipik örneklerinin görülebileceği bir bölgedeki doğal oluşumların en ünlüsü olan Üç Güzeller Paribacası, ikisi büyük, biri daha küçük olan üç peri bacasından oluşuyor.
Kapadokya coğrafyası ile özdeşleşen Üç Güzeller, pazarlamanın da etkisiyle bölgede en çok fotoğrafı çekilen peri bacaları olmuş. Peribacalarının büyük şapkalı olan babayı, hemen önündeki anneyi ve annenin önündeki de çocuğu temsil ediyor. Geçmişte yol kenarında durup izliyordunuz. Şimdilerde aynı yer, çok sayıda hediyelik dükkanlardan oluşan güzel bir seyir tepesine dönüştürülmüş.


Sarıca Kilisesi ve Pancarlık Kilisesi

Sarıca Kilisesi, Ürgüp-Mustafapaşa yolundan Ortahisar’a giden alternatif yol üzerinde yer alan üç kiliseden biri. Burası Kapadokya’nın en iyi oyulmuş mağara kilisesi. Kayadan oyulan kilise içerisinde 5 yarım daire biçimli niş var. En etkileyici özelliği merkezi kubbesi.
Kiliseler Vadisi olarak bilinen vadide yer alan kiliseyi Google haritalardan işaretleyip öyle gidin. Yol kenarında olan Sarıca 2 kilisesi ise ben gittiğimde kilitliydi, dışarıdan gördüğüm kadarıyla iç mekanı mükemmel bir şekilde şekillendirilmiş ve orantılıydı.
Ala Kilisesi, Sarıca kilisesinin yanından Kiliseler Vadisine, sola doğru baktığınızda aşağıda görünen bir peri bacası kilise. Sarıca Kilisesi yanında, otlar arasında aşağı inen merdivenleri takip ederek gidebilirsiniz. Yürüyerek sadece birkaç dakika. Güneydeki haç biçimli narteks, ayrıntılı geometrik resimlerle bezenmiş bir kubbeye sahip.
Giriş odasını çevreleyen iki yan mezar odası, şimdilerde toprakla dolmuş. Volkanik koni içerisine oyulmuş kilisenin Doğu odasının ayrı bir giriş var.
Pancarlık Kilisesi, Sarıca’dan sadece birkaç dk uzaklıkta, sağa sapan toprak yoldan gidilen görmeniz gereken bir kilise. Özellikle bahar aylarında trekking severlerin yürüyüş yolu olan Pancarlık Vadisinde yer alıyor. , özellikle bahar aylarında açan rengarenk çiçekler sayesinde gökkuşağını andıran bir yürüyüş rotasına sahip. Pancarlık Kilisesi 11. yüzyılda inşa edilmiş.
Ortahisar

Ortahisar, Kapadokya’nın yerel kasaba deneyimi için en iyi adreslerden biri. Tam da merkezinde yükselen tüf kaya kale çevresine yayılmış şahane Rum evlerinden oluşan, geleceği parlak bir kasaba. Mimari açıdan enfes taş evlere sahip. Son yıllarda birçoğu restore edilerek butik otellere dönüştürüldü. Kasabanın altında ise Balkan Deresi geçiyor.
Tırmanılarak zirvesine ulaşılabilen Ortahisar Kalesinin tepesi ilginç bir seyir alanı ve resim çekme noktası. Ortahisar aynı zamanda zengin manastır yaşamına ait örneklere ev sahipliği yapan bir bölge. Tavşanlı Kilise, Harim Kilisesi, Sarıca Kilise, Cambazlı Kilise, Balkan Deresi Kiliseleri ve Hallaç Dere Manastırı görülmesi gereken yerler arasında.
Kapadokya yaşantısını yansıtan Kapadokya’nın ilk ve tek Etnografya Müzesi de yine Ortahisar’da bulunuyor. Ürgüp-Nevşehir yoluna 1 km mesafede yer alan Ortahisar, tüf kayalara oyulmuş yüzlerce Kapadokya narenciye depoları ile de biliniyor.
Ortahisar’ın güneyinde, Ürgüp-Mustafapaşa yolunun sağında kalan Pancarlık Vadisinde yer alan Pancarlık Kilisesi, 11. yüzyılın ilk yarısında oyulmuş. Düz tavanlı, tek nefli ve tek apsisli olan yapının, duvar resimleri daha çok yeşil zeminli olmuş ve oldukça iyi korunmuş. Ortahisar’dan 2 km. mesafede olan ve dört kiliseden oluşan kiliseler topluluğu olan Balkan Kiliseleri, ikolonazma devrinde oyularak yapılmış.
Pancarlık yolu üzerinde yer alan Ala Kilise ve Kepez Kiliseleri minik koloniler şeklinde yapılmış, basit kırmızı bezemeler yanında ilginç yazı ve duvar resimlerini de içeren bölgenin önemli kiliseleri arasında yer alıyor.

Mustafapaşa

Mustafapaşa Köyü, Ürgüp ilçe merkezine 6 km mesafede, beş vadi ile çevrelenen eşsiz bir coğrafyada kurulu. Eski adı Sinasos olan köy, 1924’te gerçekleştirilen nüfus mübadelesine kadar Ortodoks Hristiyanların yoğun olarak yaşadığı bir yerleşim olmuş. Mübadele öncesi 600 Rum ve 150 Türk aile yaşadığı Mustafapaşa’da otuza yakın şapel ve kilise bulunuyor.
Mustafapaşa’da Konstantin Eleni Kilisesi, Aziz Basil Şapeli, Aziz George, Aziz Vasilios ve Aziz Stefenos kiliseleri ile 1601’de inşa edilen Merkez Camii görülecek tarihi yapılar. Mustafapaşa, Ürgüp ilçe merkezine 6 km mesafede yer alıyor. Mustafapaşa’nın batısında bulunan Gomeda Vadisi ise jeomorfolojik açıdan Ihlara Vadisi’nin küçük bir benzeri.
Bölgenin en eski camisi ise 1601 yılında yapılan Merkez Cami. Mustafapaşa’nın batısında bulunan Gömede Vadisi ise jeomorfolojik açıdan Ihlara Vadisinin küçük bir benzeri. Aynı şekilde Ihlara’da olduğu gibi burada da kaya oyma kiliselere, barınaklara ve vadinin içinden geçen bir dereye sahip.
Üzengi Vadisi ve Sinasos Eski Güvercinlikler

Üzengi Vadisi, Ürgüp’ten Mustafapaşa’ya giderken sağa sapan yoldan gitmeye devam ederseniz bir süre sonra, yolun sağında vadiye paralel ilerleyen Üzengi Çayı’na ulaşıyorsunuz. Bu vadi, Ortahisar kasabasından hatta İbrahimpaşa kasabasından başlayıp buraya kadar uzuyor. Vadideki çay üzerinde birkaç noktada doğal maden suyunun çıktığı pınarlar var.
Üzengi Vadisi sırtlarındaki tepelerde yer yer eski kiliseler serpilmiş. jeomorfolojik açıdan Ihlara Vadisi’ne benzeyen floraya sahip. Ancak bana göre bu vadiye gitme nedeniniz, eskiden on binlerce güvercinin yaşadığı, kayalara oyulan güvercinlikleri görmek olmalı. Kapadokya bağları ve mahsullerinin verimi için güvercin gübresi yüzyıllarca kullanıla gelmiş.
Sinasos Eski Güvercinlikler, Mustafapaşa köyüne yakın, oldukça ilginç kayalıklara oyulmuş eski güvercinliklerden oluşan bir bölge. Sadece yöre sakinleri biliyor burayı. Google haritalarda ‘Pigeonniers troglodytes‘ kelimesini aratın. Haritalarda giden yol vermiyor olsa da siz uydu görünümüne geçip, stabilize yola girip sonrasında aracınızı park edip biraz yürümeniz gerekiyor.

Merak etmeyin, gitmeye değer. Üzengi Vadisi boyunca uzayan devasa kayalıklar, yörenin eski halkı Ortodoks Rumların tarafından oyularak güvercinlikler oluşturmuş. Tırmanmak riskli olsa da bazılarına tırmanıp içlerine kadar gidip girdim.
Mazı Yeraltı Şehri ve Kurtderesi Nekropolü

Mazı Yeraltı Şehri, Ürgüp gezilecek yerler listenize ekleyebileceğiniz bir yer altı şehri. Antik dönemdeki isminin ‘Mataza’ olarak bilinen Mazı Köyünün de içinde bulunduğu vadide yer alıyor. Kaymaklı Yeraltı Şehrinin 10 km doğusunda yer alan yer altı şehrinin kaya duvarları üzerinde çok sayıda Roma dönemine ait mezar, düzlükte ise Bizans döneminden kalma mezarlar var.
Odaların girişlerinde sürgü taşlar var. Dışarıdan gelen birinin içeri girememesi için sürgü taşlar kullanılmış. Su kuyuları, haberleşme delikleri ve havalandırma sistemine hayran kalmamak elde değil. Köy yolu olmasına rağmen yollar güzel.


Cemil Köyü Kiliseleri

Cemil Köyü, Rum mübadelesine kadar halkların bir arada yaşadığı bir köydü. Geçmişi günümüzden 700 yıl geriye uzanan köyde Ortodoks Hristiyanlar, Karamanlılar ve Türkler bir arada yaşıyordu. Çok kültürlü yaşamın izlerini taşıyan ve eski adı Calela olan Cemil Köyünde zengin taş işçiliği ile yapılan Rum evleri ve kiliseleri görülmeli.
Lengeryos Mevkiine tepeden bakan, şimdi yerinde sadece yıkıntıları bulunan Eski Kilise, 1950’lerde yıkılıp taşları ile şimdiki köy camisine ek yapılmış. Cemil Kilisesi ise köy içerisinde yer alıyor. Kutsal Haça adandığından ‘Kutsal Haç Kilisesi’ adıyla da biliniyor. Üç apsisli ve iki taraflı olarak dizilmiş üçer sütun üzerine oturtulmuş bir yapı.
Cemil Köyü Kilisesi, Cemil Köyü içerisinde yer alıyor. Üç apsisli ve iki taraflı olarak dizilmiş üçer sütun üzerine oturtulmuş bir yapı. Beşik tonozlu bir tavana sahip olan yapı 1882’de yapılmış. Fener Rum Patriği Bartholomeos 15 yıldır Kapadokya’daki değişik kiliselerde gerçekleştirdiği geleneksel bahar ayinini 2014’te Cemil Kilisesinde yapmış.
Keşlik Manastırı, Cemil Köyü’nü 2 km uzaklıkta, Ürgüp-Mustafapaşa-Taşkınpaşa karayolu üzerinde yer alıyor. Mustafapaşa’ya 10 km kadar uzakta Damsa Barajının da ilerisinde yer alan manastır kompleksi içinde iki kilise, bezirhane, şarap imalathanesi, mutfak, yemekhane, okul, ayazma ve rahiplerin kaldığı evler bulunuyor. 200 kişiyi barındırdığı düşünülen manastırın en dikkat çekici yapısı Arkhangelos Kilisesi.
Keşlik Manastırı ziyaret saatleri, yaz dönemi (1 Nisan – 31 Ekim) 08.00-19.00, kış dönemi (1 Kasım – 31 Mart) 08.00-17.00. Keşlik Manastırı giriş ücreti 12TL, Müze Kart geçerli.

Damsa Vadisi ve Taşkınpaşa Köyü

Damsa Köyü, Ürgüp merkezine 20 km mesafede yer alan gezilebilecek bir köy. Nüfusu yaklaşık 950 kişi. Şimdiki adı Taşkınpaşa Köyü olan Damsa’da yer alan Taşkınpaşa Külliyesi, bir cami ve medrese ile iki türbeden oluşan Karamanlılar Dönemine ait kalıntılardan oluşuyor. Halen Ankara Etnoğrafya Müzesinde sergilenen cevizden kakma tekniğinde yapılmış mihrabı, bugüne kadar kalan tek ahşap örnek olması nedeniyle önemli bir yapı.
Taşkınpaşa Camisinin hemen karşısında ise Hızır Reis’e ait Taşkınpaşa Türbesi yer alıyor. 1217’de Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat tarafından Aksaray-Ürgüp-Kayseri yolu üzerine yaptırılan Sarıhan Kervansarayı, Selçuklu mimarisinin en önemli eserlerinden biri. Avanos’a 5 km, Ürgüp’e ise 6 km mesafede, Damsa Vadisinde yer alan yapı, doğu-batı bağlantısındaki Aksaray-Kayseri güzergâhında bulunuyor. Sarıhan’dan sonra Selçuklular han yaptırmadığından yapı sultan hanların en sonuncusu.
Damsa Çayı üzerindeki sulama amaçlı Damsa Baraj Gölü, çam ağaçları ile çevrili olan Kapadokya bölgesinin önemli bir mesire yeri. Ayrıca, Mustafapaşa, Cemil, Taskinpaşa, Şahinefendi, Soğanlı güzergâhındaki gezi ve turlarda aranan bir soluklanma noktası konumunda. Baraj çevresinde çadırlı kamp alanları da bulunuyor.
Damsa Barajının da ilerisinde ise 200 kişiyi barındırdığı düşünülen bir manastır kompleksi var. İçinde 2 kilise, bezirhane, şarap imalathanesi, mutfak, yemekhane, okul, toplantı salonu, ayazma (kutsal su kaynağı), keşiş ve rahiplerin kaldığı evler bulunuyor. Manastırın en dikkat çekici yapıları Arkhangelos Kilisesi ve Stefanos Kilisesi.

Ürgüp’ün 20 km kadar güneyinde yer alan Şahinefendi Köyünde bulunan Kırkşehitler Kilisesi’nin freskleri Selçuklu egemenliği sırasında yapılmış. Fresklerde Sivaslı 40 din şehidinin resimleri yer alıyor. 

Aziz Theodore Kilisesi, Yeşilöz Köyü

Aziz Theodore Kilisesi, Ürgüp’ün Yeşilöz Köyünde yer alıyor. Aziz Theodore adına yapılan kilise ‘T’ planlı, merkezi kubbeli bir yapı olarak, üst katındaki galeriye bir merdiven sayesinde çıkılabilen bir yapı. Bu özelliği ile Kapadokya kiliseleri içinde tek olan kilise, iyi korunan freskleri üç farklı sanatçı tarafından farklı zamanlarda yapılmış.
11 ile 13. yüzyıllarda oyularak yapılan kilisenin sahneleri, müjde, doğum, peygamberlerin ve havarilerin görünümü, İsa’nın çarmıha gerilişi, melekler Gabriel ve Michael ile madalyonlar içindeki aziz tasvirlerinden oluşuyor. Kilise, herhangi bir giriş ücreti ödemeden mesai saatleri içerisinde ziyaret edilebiliyor.
Ürgüp’ün güneydoğusunda bulunan Karlık Köyü yakınlarında yer alan Kurtderesi Nekropolü, Roma döneminden kalma kaya mezarlarına ev sahipliği yapıyor.

Ürgüp, Kapadokya coğrafyasının kalbinde, dünyanın en ilginç yeryüzü şekillerinden bazılarına sahip muhteşem bir gezi rotası. Pek çok restoranın, kayadan oyma küçük bar ve şarap evlerinin yer aldığı ilçede, kaya oyma ve taş evlerin işçiliği görenleri hayran bırakıyor. Zengin tarihi ve kültürel geçmişi, muhteşem gündoğumu ve günbatımı manzaralarıyla Ürgüp’ü seyahat planlarınıza dahil edin.

Kaynak: Haber Merkezi