Özellikle kış aylarında uyuz vakalarında bir artış yaşandığını ifade eden Şahin, salgın dönemleri ve toplu yaşam alanlarının da bu artışta etkili olduğunu vurguladı. 'Yurt ve askeri alanlardan gelen hastaların sayısında belirgin bir artış var. 2014 yılında haftada bir uyuz vakası görülürken, şu an baktığımız hastaların yüzde 20'sini uyuz olguları oluşturuyor.' şeklinde konuştu.

Gece uykudan uyandıran bir kaşıntı var mı?

Uyuz vakalarının belirtileri hakkında bilgi veren Şahin, özellikle gece artan kaşıntı ve birden fazla kişide aynı şikayetin olması durumunda bir dermatoloji uzmanına başvurmanın önemine vurgu yaptı. "Gece uykudan uyandıran kaşıntı var mı ve evde başka birisinde de kaşıntı oluyor mu?" sorularının bu durumu düşündüren önemli göstergeler olduğunu ifade etti.

Uyuz hastalığının en çok tutunduğu bölgeler neler?

Muayene sırasında, uyuz hastalığının genellikle en çok tutunduğu bölgeleri incelediklerini belirten Şahin, el parmak araları, göbek çevresi, bilekler, göğüs çevresi, genital bölge ve ayak çevresinin uyuz açısından en sık etkilenen bölgeler olduğunu dile getirdi. Bu bölgelerdeki belirtileri gözlemleyerek teşhis koymaya çalıştıklarını ve mikroskop altında incelenmek üzere vücuttan kazıntı örnekleri aldıklarını ifade etti.

Şahin, tedavi sürecinde yakın teması olan herkesin tedavi görmesi gerektiğini vurgulayarak, hastaların doktor önerisiyle reçete edilen tedaviyi düzenli olarak uygulamalarının önemine dikkat çekti. Ayrıca, direnç gelişmesinin sıkça yaşandığı tedavilerde hastaların tedaviyi yanlış kullanma eğiliminde olduğunu belirterek, tedavi süresince düzenli ilaç kullanımının önemini vurguladı.

Şahin, uyuz vakalarında kaşıntının genellikle mikrobun bulaşmasından sonra 3 ila 6 hafta içinde başladığını ve bu nedenle tedavinin zamanında ve eksiksiz uygulanmasının hayati önem taşıdığını dile getirdi.

Kaynak: AA