Bilim ve Teknoloji

Uzay Görevlerinin Tehlikeli Yüzü: 21 Astronotun Hayatını Kaybettiği Trajediler

Abone Ol

Uzay araştırmalarının ilerlemesi ve insanlığın bilinmeyeni keşfetme arzusu, birçok büyük başarıya imza atılmasını sağlarken, bu süreçte can kayıpları da yaşandı. ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) ve Sovyetler Birliği'nin gerçekleştirdiği uzay görevlerinde bugüne kadar toplamda 21 astronot hayatını kaybetti. Bu kayıplar, uzayın tehlikeli doğasını ve bu görevlerin asla risksiz olmayacağını bir kez daha hatırlatıyor.

Uzay Görevlerindeki Ölümler: 21 Astronotun Hayatını Kaybettiği Kazalar

Live Science’ın haberine göre, NASA Emniyet ve Uçuş Güvenliği Direktör Yardımcısı Nigel Packham, uzay görevleri ya da yer testleri sırasında 21 astronotun hayatını kaybettiğini doğruladı. Aynı haberde, Seattle'daki Washington Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri profesörü Jim Hermanson, NASA ve Sovyetler Birliği'nin gerçekleştirdiği toplam beş görevde ölümlerin yaşandığını belirtti. Hermanson’a göre, bu kazalar genellikle ekipman hataları, insan hataları ve yönetimsel ihmallerin birleşimi sonucunda meydana geldi.

Challenger Faciası: NASA'nın İlk Büyük Kazası

NASA'nın iki büyük ölümcül kazasından ilki, Ocak 1986'da Uzay Mekiği Challenger’ın kalkışından sadece 73 saniye sonra patlamasıyla yaşandı. Bu kazada, mürettebatta yer alan 7 kişi hayatını kaybetti. Ölenler arasında sadece astronotlar değil, NASA'nın Uzaydaki Öğretmen Projesi kapsamında uzaya gitmek üzere seçilen New Hampshire’lı öğretmen Christa McAuliffe de bulunuyordu. Kazanın, Cape Canaveral'daki alışılmadık derecede soğuk hava koşulları nedeniyle mekiğin bazı sızdırmazlık malzemelerinin esnekliğini kaybetmesi sonucu meydana geldiği açıklandı. Hermanson, bu trajedide NASA'nın yönetimsel kararlarının da önemli bir rol oynadığını ifade ederek, bazı mühendislerin uyarılarına rağmen fırlatmanın ertelenmemesinin kazaya neden olduğunu vurguladı. Fırlatma sırasında oluşan bir sızıntı, yakıt tankında yangın çıkmasına ve ardından büyük bir patlamaya yol açtı.

Columbia Faciası: İkinci Ölümcül Uzay Kazası

NASA’nın ikinci büyük felaketi, Şubat 2003’te Uzay Mekiği Columbia’nın atmosfere yeniden giriş sırasında parçalanmasıyla yaşandı. Bu kazada da 7 kişilik mürettebat hayatını kaybetti. Packham, kazanın kalkış sırasında mekiğin dış izolasyon köpüğünün koparak Columbia'nın kanadına zarar vermesiyle başladığını açıkladı. Hasar gören kanat, mekiğin atmosfere yeniden girişi sırasında oluşan yüksek sıcaklıklara dayanamayıp parçalandı.

Kazalar Yalnızca Uçuşta Meydana Gelmiyor

Nigel Packham, kazaların sadece uçuş sırasında değil, yer testlerinde de meydana geldiğini belirterek, NASA’nın Apollo 1 kazasına dikkat çekti. Apollo 1 kazasında, fırlatma öncesinde yapılan bir test sırasında kabinde çıkan yangın sonucunda 3 astronot yaşamını yitirdi.

Sovyetler Birliği'nin Kayıpları: 4 Kozmonotun Ölümü

Packham, Sovyetler Birliği döneminde ise 4 kozmonotun hayatını kaybettiğini belirtti. İlk ölümcül kaza, 1967’de Soyuz 1 uzay aracının inişi sırasında yaşanan paraşüt hatası sonucu meydana geldi. Bu kaza, bir kozmonotun ölümüne yol açtı. Packham, uzay yarışının başlangıcında, uzay aracının uçuşa tam olarak hazır olmadığı bilindiği halde, politik nedenlerle bu uçuşun gerçekleştiğini ve bunun kazaya sebep olduğunu söyledi.

Hermanson, atmosfer dışında gerçekleşen tek ölümcül kazanın ise 1971’de yaşandığını belirtti. Bu kazada, üç kozmonot, Dünya’ya dönüş yolunda uzay aracında meydana gelen basınç düşüklüğü sonucu yaşamını yitirdi. NASA’ya göre, bu görev sırasında Sovyet kozmonotlar, uzay giysisi giymedikleri için basınç kaybından korunamadılar ve bu da trajediye neden oldu.

Uzay Uçuşları Riskli Olmaya Devam Ediyor

Nigel Packham, bugüne kadar yaklaşık 650 kişinin uzayda uçtuğunu ve ticari uzay uçuşlarının artmasıyla bu sayının daha da yükseleceğini belirtti. Ancak uzay görevlerinin asla risksiz olmadığını da vurgulayan Packham, bu keşiflerin her zaman risk barındırdığını ve insanlık için büyük dersler içerdiğini hatırlattı.