İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Özüm Polat, dopaminin beyindeki ödül sisteminde kritik rol oynayan bir nörotransmitter olduğunu belirtti. Dr. Polat, dopaminin hareket, motivasyon, ruh hali, dikkat ve hafıza gibi bilişsel ve davranışsal işlevlerin kontrolünde etkili olduğunu ifade etti.

Dr. Polat, dopamin seviyelerindeki dengesizliklerin çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı. Yüksek dopamin seviyelerinin mani, halüsinasyonlar, sanrılar, obezite, bağımlılık, şizofreni, iştah artışı, aşırı kaygı, duygusal değişimler, uykusuzluk, konsantrasyon problemleri, stres, yüksek cinsel dürtü ve empati kaybı gibi sorunlara neden olabileceğine dikkat çekti. Düşük dopamin seviyelerinin ise yorgunluk, motivasyon düşüklüğü, mutsuzluk, uyku sorunları, konsantrasyon problemleri ve cinsel isteksizliğe yol açabileceğini belirtti.

Dopamin seviyelerini dengelemek için bazı besinlerin ve yöntemlerin tercih edilebileceğini söyleyen Dr. Polat, sarımsak, kaju, kuşkonmaz, melisa otu ve papatya çayının dopamini düşürebileceğini; muz, çilek, karpuz, kuru erik, yaban mersini, yoğurt, peynir, balık, hindi ve tavuk gibi besinlerin ise dopamin seviyelerini artırabileceğini ifade etti. Ayrıca çikolata, kuruyemiş, kahve ve sütün de dopamine doğrudan etkili olabileceğini ekledi.

Dopamin detoksu hakkında da bilgi veren Dr. Polat, bu sürecin bağımlılık oluşturan davranışlardan (abur cubur, sosyal medya vb.) bir süreliğine uzak durmayı içerdiğini ve beynin ‘sıfırlanmasını’ amaçladığını belirtti. Dopamin detoksu için önerilen adımlar arasında bir hafta sosyal medya, TV, film, oyun gibi aktivitelerden uzak durmak, günün ilk saatlerinde cep telefonunu kapatmak, şeker ve tatlı yiyeceklerden 1-2 hafta kaçınmak, kafein ve alkolden 1-2 hafta uzak durmak, egzersiz ve doğa yürüyüşleri yapmak, meditasyon, yoga ve nefes egzersizleri uygulamak yer alıyor.

Dr. Polat, dopaminin beyindeki ödül sistemiyle ilişkili önemli bir nörotransmitter olduğunu vurguladı ve dopamin eksikliğinin yorgunluk, motivasyon düşüklüğü ve mutsuzluk gibi sorunlara; dopamin fazlalığının ise mani, halüsinasyonlar, iştah artışı ve bağımlılık gibi problemlere neden olabileceğini ifade etti.

Muhabir: DOĞUKAN FİKRİ FİDAN