Vadedilmiş Topraklar, Yahudilik inancına göre Tanrı YHVH tarafından İbrahim’e ve onun soydaşlarına vadedilen topraklar olarak bilinir. İbranice’de "ha-Aretz ha-Muvtacha" olarak geçen bu kavram, günümüzde İsrail ve Filistin topraklarını içeren bölgeyle ilişkilendirilir. Tevrat’ın Tekvin kitabında, bu toprakların Fırat Nehri’nden Nil Nehri’ne kadar uzandığı belirtilir. Ancak sınırların tam olarak belirlenmemesi bu tanımı tartışmalı hale getirmiştir.

Kur'an-ı Kerim'de Vadedilmiş Topraklar

Kur'an-ı Kerim’de de İsrailoğulları ve onlara vadedilen topraklarla ilgili anlatılar yer alır. Hz. Musa ve İsrailoğulları'nın Mısır’dan çıkışı, Firavun’a karşı verdikleri mücadele ve sonrasında Kenan diyarına, yani Kudüs ve çevresine yerleşme çabaları Kur'an’da da anlatılmaktadır. Maide Suresi 24. ayette İsrailoğulları’nın Hz. Musa'ya: “Onlar orada bulundukça, biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz burada oturacağız.” dedikleri geçer. Bu ayet, İsrailoğulları’nın vaat edilen topraklara girme konusundaki isteksizliğini ve korkusunu ortaya koyar. Bunun üzerine Allah, onlara 40 yıl boyunca bu diyara girmeyi yasaklamıştır (Maide Suresi 26).

Tevrat ve Kur'an'da Farklı Yaklaşımlar

Tevrat'taki anlatılar, İsrailoğulları’nın Nil’den Fırat’a kadar geniş bir bölgeye hükmetme iddiasını içerirken, Kur'an-ı Kerim'de böyle bir sınır tanımlanmamıştır. İslam alimleri, bu toprakların sınırlarını tam olarak belirlemekten kaçınmış ve farklı görüşler ortaya atmışlardır. Kimi alimler, bu toprakların Hz. Musa’nın Mısır’dan çıkıp Kudüs’e kadar dolaştığı tüm bölgeleri kapsadığını öne sürerken, kimileri bu sınırların daha geniş bir alanı içerdiğini savunmuşlardır.

Ancak Kur'an, Yahudilere vaat edilen bu toprakların bugünkü geçerliliğini açıkça sona erdirmiştir. Yahudilerin Allah’a karşı yükümlülüklerini yerine getirmemeleri, peygamberleri inkâr etmeleri ve dinlerini bozma çabaları nedeniyle bu vaadin hükmünün kalmadığına işaret edilir. Nitekim, Bakara Suresi 61. ayetinde Yahudilerin isyanları ve Allah’a karşı gelmeleri anlatılırken, Nisa Suresi 46. ayette ise bu davranışları nedeniyle lanetlendiklerinden bahsedilir.

Kaynak: Haber Merkezi