Var ama yok

Abone Ol

Bu hafta, yaşam belirtisi bulunan gezegen, uzaylı fosilleri ve NASA'nın UFO raporu haberleriyle uzay ve uzaylılar konusunda bir hayli bilgilendirici geçti. Ben de gerçekleşen bu olayları yazımda toparlamak istedim.

Çarşamba günü NASA'ya ait James Webb teleskobu tarafından dünyadan 1.1 milyar kilometre uzaklıktaki K2-18b adlı gezegende yaşam belirtisine dair veriler elde edildiği, ancak bunların kesin olmadığını belirtmişti. Teleskobun gezegende dimetil sülfit adı verilen bir molekül tespit etmiş olabileceğini ve bu molekülün, en azından Dünya'da, yalnızca canlılar tarafından üretildiğini belirten uzmanlar, 120 ışık yılı uzaklıktaki gezegene ilişkin bu tespitin yeterli olmadığını ve bu molekülün varlığını doğrulamak için daha fazla veriye ihtiyaç duyulduğunu açıkladı.

Araştırmalar sonucunda gezegenin atmosferinde metan gazı ve karbondioksit tespit edilmesi, K2-18b adlı gezegenin okyanusa sahip olabileceğini söylüyor. Cambridge Üniversitesi'nden araştırmayı yöneten Prof. Nikku Madhusudhan, "Dünya'da DMS yalnızca canlılar tarafından üretiliyor. Dünya atmosferinde büyük bir kısmı deniz ortamlarındaki fitoplanktonlardan yayılıyor" diyen Madhusudhan, DMS tespitinin henüz kesinleşmediğini ve ihtiyaç duyulan verilerin bir yıl sonra gelmesini beklediklerini de belirtti.

Aynı günün akabinde, 1000 yıllık fosilleşmiş uzaylı kalıntıları haberleri çıkmaya başladı. Meksika Kongresi'nde düzenlenen oturumda gazeteci ve ayrıca da kendini "ufolog" diye adlandıran Jamia Maussan'ın uzaylılara ait olduğunu iddia ettiği fosilleri görücüye çıkarması büyük olay olmuştu. Mexico City'de gerçekleşen kongre duruşmasında, Otonom Ulusal Meksika Üniversitesi'nde görevli bilim insanları, "DNA testi yaptık ve bu canlıların bizim gezegenimize ait olmadığını tespit ettik. Bunları bir UFO enkazından çıkarmadık. Onları madenlerde yerin altında bulduk ve fosilleşmişlerdi" ifadelerini kullandı. 

Ancak Jamie Maussan'ın göstermiş olduğu bu fosillere de pek inanmamak gerekiyor. Çünkü Maussan, 2015 yılında da benzer bir uzaylı cesedi bulduğunu iddia etmişti. Ancak araştırmalar sonucu bunun bir çocuk mumyası olduğu ortaya çıkarılmıştı. Her ne kadar röntgen fotoğraflarında insana benzemeseler de, gene insan olabileceklerine dair pay bırakmak faydalı olacak. 

Bu olaydan bir gün sonra NASA, tanımlanamayan uçan nesneler (yani UFO'lar) üzerine hazırladığı raporunu açıkladı. 36 sayfalık raporda UFO'ların henüz tanımlanamadığını belirten NASA Yöneticisi Bill Nelson, "NASA bağımsız çalışma ekibi, UFO'ların dünya dışı bir kökene sahip olduğuna dair herhangi bir kanıt bulamadı. Ancak bu UFO'ların ne olduğunu bilmiyoruz. Bu yüzden NASA'nın bir UFO araştırması direktörü atadığını duyuruyorum." diyerek açıkladı. NASA raporunda, uzay keşiflerine dair tamamen şeffaf bir yaklaşım benimseyerek yalnızca bilimsel verilere dayalı bilgilerin sunulacağını belirtirken şu ana kadar bilimsel olarak açıklanabilmiş herhangi bir "gizemli gök cismi" olmadığını da belirtti.

Nelson yaptığı konuşmasında, "Geçmişte ve günümüzde yaşam belirtileri arıyoruz. Henüz ne kadar büyük olduğunu bile kavrayamadığımız evrende başka bir yaşam formu olduğuna inanıyor muyum diye soracak olursanız cevabım evet olacaktır. Ancak bilim adamlarımızla bunun matematiksel ihtimalini konuştuğumuzda, milyarlarca yıl, galaksi ve milyarlarca yıldız hesapları arasında kayboluyoruz" dedi.

1000 yıllık bir uzaylı kalıntısına olduğu iddia edilen görüntüleri de değerlendiren Nelson, "Bugün burada varsayımları ve komploları, bilimden ayırmak için buradayız ve bunu bilimsel verilerle yapabiliriz. Söz konusu videoyu ben de sizler gibi sosyal medyadan izledim ve elimizde görüntülerin dışında herhangi bir veri yok" ifadelerini kullandı.