Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Ghebreyesus’un “X hastalığına hazırlıklı olun” uyarısı tüm dünyayı teyakkuza geçirdi. Söylenene göre X hastalığının tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19’dan 20 kat daha ölümcül olabileceği iddia edildi. İddialar üzerine sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise, DSÖ’den yapılan bu uyarıda geçen X hastalığının gerçek hayatta karşılığı olmadığını, bu uyarının ileride bir gün bir salgın yaşanma ihtimaline karşı hazırlıksız yakalanmamak adına yapılan teorik bir çalışma olduğunu belirtti. Diğer yandan mevcut mevsimsel soğuk algınlığı olarak da bilinen salgın hastalıklarda artış yaşanması da, yeniden bir pandemi sürecine girilebileceğine dair korkuyu artırdı. Geçen günlerde Bakan Koca’nın mevcut salgın dolayısıyla yoğun bakımda tedavi gören hasta sayısında artış yaşandığını açıklaması üzerine ise uzmanlar, maske, mesafe ve hijyen konusunda tedbirli olunması çağrısını yineledi.
“Paniğe gerek yok”
DSÖ’den yapılan açıklamanın ilerleyen dönemlerde yeni bulaşıcı tehditler olabileceğini gösteren ve aslında isimlendirilmemiş viral bir ajanın kastediliyor olabileceğini belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “İsmi konulmuş tipik bir virüsten ziyade, mevcut virüslerin gelecekteki mutantlarının ortaya çıkma ihtimali olan hastalıkları kastediyorlar. Bilinen, ismi konmuş bir ajandan bahsedilmiyor. Belki de insanların daha dikkatli olmasını, maske kullanmasını, konuyla ilgili hassas olmasını sağlamak amacıyla yapılmış bir uyarı gibi düşünmek uygun. Kamuoyunu paniğe sevk etmemek adına tedbirli olunarak mevcut salgınlardan korunmaya çalışılmalı” dedi.
“Yüzde 70’in üzerinde”
Tüm Türkiye’de olduğu gibi İzmir’de de hastanelerin yoğun bakım servislerinde tedavi gören hasta sayısında artış yaşandığını vurgulayan Kaynak, “Yoğun bakımlarda genellikle yüzde 70 oranında doluluk olduğunda, hazırda yatak bulunması amacıyla yoğun bakımın dolduğunu söyleriz. Ancak maalesef mevcut durumda doluluk bundan çok daha fazla. Özellikle acil servisler, poliklinikler ve çocuk acillerinde yoğunluk var. Çok ağır bir grip dönemi geçiriyoruz. Her zamankinden farklı olarak H1N1 virüsü (Domuz Gribi) daha ağır seyrediyor. Ateş, şiddetli öksürük ve baş ağrısı semptomları görülüyor. Bu tür salgın olaylarının önceden tedbirini almak gerekiyor. Peki tedbir nedir? Maske, mesafe ve hijyen tedbirleri konusunda öncelikli olarak, Sağlık Bakanlığı tarafından daha etkin şekilde uyarı yapılmalıdır. Influenza aşılarının yapılması konusunda çağrı yapmalıdır. Metro, uçak, otobüs gibi toplu taşıma ve kapalı alanlarda, havalandırmaya dikkat edilmelidir” diye konuştu.
“Varyant testleri yapılmıyor”
İzmir’de hastanelerin yoğun bakımlarında mevcut artışın devam ettiğini kaydeden İzmir Tabip Odası Sekreteri ve Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Fahri Yüce Ayhan, gelecekte yeniden karşılaşılabilecek yeni bir pandemi dalgasına nitelikli insan gücü ve ekipman açısından hazır olduklarını ancak kamu idaresi açısından hazır olunmadığını belirtti. Mevcut salgın hastalıklar devam ederken herhangi bir Kovid-19 testi veya varyant analizi yapılmadığının altını çizen Ayhan, “Birçok virüsü testlerle analiz etmek mümkün. Ancak Türkiye’de şu anda bu takip yapılmıyor. Avrupa’da varyantların takip edilebilmesi açısından atık sularda varyant analizleri yapılmaya başlandı. Ülkemizde de bu konuda çalışmalar yapılmalı, hatta varyant aşılarının da temin edilerek uygulanması önemlidir” ifadelerini kullandı.
“Yoğunluk azaltılmalı”
Kış aylarında toplu taşımalarda ve kapalı alanlarda geçirilen vakitlerin mevsimsel salgın hastalıkları artırdığını vurgulayan Uzm. Dr. Ülkümen Rodoplu ise, yaşanan salgının yoğun bakımlara müracaatları artırdığını kaydetti. Sağlık Bakanlığı’nın konuyla ilgili planlama yaparak, Aile Hekimlerini de sisteme hızlıca dahil ederek, yoğunluğun azalması için çalışması gerektiğini söyleyen Rodoplu, “Özellikle kronik hastalar ve riskli yaş gruplarının mevcut salgın hastalıklardan koruması için maske ve mesafeye önem göstermesi gerekiyor” dedi.