Ya Kürt Niyazi olmasaydı?

Abone Ol

İzmir Fuarı’nın temeli 1 Ocak 1936’da atıldı. 421 bin metrekare alan, Fuar olarak hazırlanacaktı. Atatürk, Dr. Behçet Uz’un projesinden haberdardı ve ona çabuk olması için devamlı baskı yapıyordu.

Kısıtlı imkanlarla çalışıyordu ama çaresiz değildi. İmdadına Kürt Niyazi (Ersoy) yetişti. 

Niyazi Ersoy, Kürt asıllı değildi. O yıllar, Ankara’dan sonra Anadolu’nun her yerinde yaşayanlara “Kürt” diye hitap etmek adettendi.

Deneyimli ve dürüst bir müteahhit olan Niyazi Ersoy, şartlar koştu. İhata duvarı yapımında ve gölün kazılmasında mahkumlar çalışacaktı. Başkan Uz, bunları kabul etti ve Fuar, 1 Eylül 1936 gününe yetiştirildi. 

Geceli gündüzlü çalışılmış, atlar çokça kullanılmış ve Dr. Behçet Uz, bazen günlerce uyuyamamıştı.

Bir Fuar’ı 8 ayda tamamlamak, eşi görülmemiş bir başarıydı. 

Bu ilk Fuar’a Mısır, Yunanistan ve Sovyetler Birliği’nden 48, Türk firmalarından da 45’i katıldı. Açılışı yapan Heyeti Vekile Reisi (Başbakan) İsmet İnönü, tanıştırıldığı Niyazi Ersoy’a teşekkür etti. Kendisine teşekkür mektubu verildi.

Behçet Uz, Niyazi Ersoy’un desteğiyle daha o yıl, 156 bin metrekarelik alanı yeşil alan olarak planlamış ve hızla ağaçlandırmıştı.

Bugün İzmir’in gururu olan Kültürpark, bu gayretli ve inançlı insanların olağanüstü gayretleriyle hayat bulmuştur.

Ah o 9 Eylül kutlamaları…

Trafiğin bugünkü gibi yoğun olmadığı yıllarda 9 Eylül, tabii olarak daha coşkulu kutlanırdı.
Tören, yürüyüşle Eşrefpaşa Bayramyeri noktasından başlardı. Dönemin Belediye Başkanı, meclis üyeleri ve vatandaşlar, konvoy oluşturur, dar bir sokak olan İkiçeşmelik’ten Atatürk Anıtı’na inerlerdi. Yol boyunca vatandaşlar selamlanır, daha sonra Pasaport’ta resmi geçit başlardı. Heykelin karşısına tribün kurulur, burada oturan protokol, resmi geçidi selamlardı. Resmi geçide askerler, zabıta memurları, gençler, parti grupları, esnaf odaları, faytoncular, TARİŞ işçileri, mücahit gaziler, kadınlar, elhasıl akla gelebilecek her gruptan insan katılırdı. Bando devamlı marşlar çalar, halkın heyecanını canlı tutardı. Gece fener alayı düzenlenir, keza Fuar Göl Gazinosu’nda bir kutlama yapılırdı.

Bu kutlamada sahneye, o yıl Fuar’daki ünlü sanatçılar katılır ve birer şarkı söyleyerek etkinliği zenginleştirirlerdi. Bu gecelerin değişmez konuğu, İzmir’e ilk giren süvarilerin komutanı Fahrettin Altay olurdu.
Gündüz ayrıca Kadifekale Şehitliği de ziyaret edilir, bu ziyarete, o yıllarda şehitlerin hayatta olan yakınları da katılırdı.

Sokrates’in torunları

Kenan İmirzalıoğlu’nun sunduğu “Milyoner” programının her birinde bizi kahreden bir sürpriz yaşıyoruz.

Aile hekimi, beynin parçaları olarak sorulan soruda ”Omurilik soğanı” diyeceğine “Omurilik sarımsağı” diyor, matematik öğretmeni ”Yarısı doldurulmuş bardağın ne kadarı boştur?” sorusunu “23” olarak cevaplıyor.

Bu örnekler çok ve ne yazık ki IQ konusunda sorun yaşıyoruz.

Herkes, Sokrates’i “Bir bildiğim varsa o da bir şey bilmediğimdir” sözüyle haklı çıkarma yarışında ne yazık ki…

İBRAHİM ORMANCI

Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar size imreniyorum. Burada hiçbir yere DAMSIZ GİRİLMİYOR!

***

Geceleyin bir ses böler uykumu. ''Herif kalk bana bir bardak su getir!'' 

***

Kırık yıllık KANİ. Maganda kurşunuyla oldu Niyazi!

***

Yakışıklı erkeklere karşı zaafı var Fatma'nın. JÖN-YARGI'lı !