İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaşmalı özel hastanelere sevk ederek ölümlerine sebep oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı "Yenidoğan Çetesi" davasının duruşması 3. gününde sürüyor.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, adliyenin konferans salonunda görülen duruşmaya, organize suç örgütü lideri Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık ile 42 sanık ve avukatları katıldı. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı. Duruşmaya, çok sayıda avukat ve basın mensubu da izleyici olarak katıldı.
Duruşmada, tutuklu sanık Cansu Akyıldırım’ın savunması alındı. Öte yandan, duruşmanın yapıldığı salon ve çevresinde polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemleri alındı.
İddianameye Göre Çetenin Yöntemi ve Amaçları
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, suç örgütünün elebaşı olan sanık doktor Fırat Sarı'nın, örgütün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ve 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir ile birlikte yönettiği ifade ediliyor.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini ortadan kaldırarak doluluk sağlamaları, hastaların durumu ile oynayarak Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) daha yüksek ödeme almak olduğu belirtiliyor.
Sanıkların, hasta bebeklerin sağlık durumlarını olduğundan daha ağır göstererek ve gereksiz yere uzun süre yatışlarını sağlayarak SGK'den yüksek ödeme aldıkları, ayrıca bazı hasta yakınlarından da fazla para tahsil ettikleri vurgulanıyor. Bebeklerin uygun sağlık hizmeti alması yerine, şüphelilerin seçtiği ve örgüt adına karlı görünen hastanelere sevk edilerek kar elde ettikleri ifade ediliyor. Çetenin, bebeklerin sağlık durumlarını iyileştirmek değil, maddi kazanç sağlamak amacı güttüğü iddia ediliyor.
Ceza Talepleri
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan ise 11 kez olmak üzere toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir için ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası isteniyor.
Davada, 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları talep ediliyor. Ayrıca, dolandırıcılık yoluyla maddi kazanç elde eden hastaneler ve şirketler hakkında tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri uygulanması ve bu kurumların kapatılarak mal varlıklarına el konulması isteniyor.
Soruşturma Kapsamında Tedbirler ve İptaller
Soruşturma kapsamında, İstanbul’da 9, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde ise 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmişti. Bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar, ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.
Ayrıca, yenidoğan çetesiyle ilgili soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E’yi ölümle tehdit eden kişiler de tutuklanmıştı.