Ünlü yazar Marry Shelley tarafından yazılan “Frankenstein”, herkesin aşina olduğu bir hikaye. Çağan Irmak, yönetmen koltuğunda oturduğu hikayeyi diziye uyarlarken, Doğu ve Batı kültürlerini birleştirmiş, asıl hikayeden çok fazla kopmadan, hikayeyi Osmanlı’da geçirmiş ve Doğu’ya da aynı hikayeyi farklı bir versiyonda anlatmış. Evet, son ayların en çok konuşulan yapımlarından biri olan “Yaratılan” dizisinden bahsediyorum. Başrollerini Taner Ölmez, Erkan Koçak Köstendil, Şifanur Gül ve Bülent Şakrak’ın üstlendiği, Çağan Irmak’ın yönetmen koltuğunda yer aldığı ilginç bir dizi.
Diziyi anlamak için öncelikle Frankenstein’ın hikayesini anlamak gerekiyor. Romanda, hevesli bir doktor olan Victor Frankenstein’ın, elektrik akımını kullanarak yaptığı sıra dışı deneylerden birinde, mezarlıktan topladığı insan uzuvlarıyla yarattığı akıllı bir yaratığı canlandırıp, daha sonrasında pişman olarak yaratığı kaderine terk etmesini anlatıyor. Viktor’un bu deneylerin peşini ne babası ne de akıl hocaları engelleyebiliyor. Onun tek bir ideali var, Tanrı kudretine sahip olmak, yani ölümsüzlük. Gotik bir havada geçen romanın izini takip ederek yazılan “Yaratılan”ın senaryosu, romandan ayrılmadan, aynı adımları izlemiş, sadece hikayeyi Osmanlı’ya uyarlayıp, Türk insanının ilgisini çekmeyi amaçlamış.
(Yaratılan’ı izlemeyenler için buradan sonrası “Spoiler” içerir.)
Dizide Doktor Viktor’u Ziya karekteri olarak ele almışlar ve Ziya’yı Taner Ölmez’in mükemmel oyunculuğuyla işlemişler. Viktor’un akıl hocalarından birini canlandıran ama aynı zamanda yaratığa dönüşecek kişi olan İhsan karakterini ise Erkan Koçak Köstendil canlandırıyor. Burada senaryonun asıl hikayeden ayrıldığı en önemli nokta ise, romanda insan uzuvlarından yaratılan yaratığın geçmişe dair hiçbir hatırası yok. Her şeyi bir bebek gibi en baştan öğreniyor. Ancak dizide İhsan karakteri, bir kaza sonucu ölüyor ve Ziya onu dirilterek yaratığa dönüşmesine neden oluyor. Böyle olunca da İhsan, zaman geçtikçe geçmişine dair her şeyi hatırlıyor. Ziya’nın onu kaderine terk etmesiyle İhsan, toplum içinde kabul görmeyip, kendisi gibi toplumdan ayrıştırılan bir gezici tiyatro topluluğunda ancak kabul görebiliyor. Burada da sevme ve sevilme isteği ortaya çıkan İhsan, defalarca sınanıyor ve pek çok kötü insan ve olayla savaşmak zorunda kalıyor. İhsan, kendisine yapılanlar yüzünden büyük bir intikam ateşiyle yanarken, yaratıcısına karşı en nihayetinde romanda da olduğu gibi bir merhamet beslemeye başlayacak.
Romanın soğuk, karanlık ve gotik havasını eksiksiz barındıran dizi, oyunculuklar, görsel efektler, makyajlar ve kostümler konusundaki başarısıyla akıllara kazınan bir eser olmayı başardı. Ekim ayından bu yana oldukça ilgiyle izlenen dizi, ilerleyen dönemlerde de listelerin başını çekmeye devam edecek gibi gözüküyor. Özellikle Taner Ölmez’in oyunculuğu ayrıca ele alınması gereken bir konu. Senaryo akışına göre gerekli yerlerde deliren gerekli yerlerde mantıklı hareketler yapan, yerine göre soğukkanlı bir doktor, yerine göre idealleri olan bir deli gibi rolünü gerçekten hakkıyla oynayan Ölmez, bu performansıyla hafızalara kazınacak gibi görünüyor.
Diziyi güzellemenin yanı sıra mantıksal hatalar olduğunu da söylemek gerekiyor. Özellikle bazı sahnelerin uzaması, senaryo akışında gerekli görülse de, dizinin ilk birkaç bölümü yavaş giden hikaye son bölümlere doğru inanılmaz hızlanıyor ve birçok olay bir bölümde yaşanıyor, araştırılıyor ve çözülüyor. Bu da senaryoda zamansal açıdan stabil bir düzen olmadığını gösteriyor. Dolayısıyla ağır geçen sahnelerde biraz sıkıldığımı belirtmek isterim ama genel yapıya bakıldığında gerçekten çok iyi bir eser ortaya çıkarmışlar. Bir iki akşamda keyifli vakit geçirtebilecek, gizem dolu bir dizi arıyorsanız, “Yaratılan” tam da size göre bir dizi.