İlerleyen yaşla birlikte ortaya çıkan dar kanal hastalığı, bel fıtığı ve diğer bel problemleriyle sıkça karıştırılan bir durum olarak görülüyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır, bu konuda doğru teşhis ve tedavinin önemine vurgu yaparak önemli bilgiler sundu.

Yaşlanmanın bir sonucu olarak ortaya çıkan dejeneratif değişiklikler, ana ve yan kanalda daralmaya yol açar. Bel bölgesinde ağrı, uyuşma, dolgunluk hissi, yanma, kramp gibi belirtiler genellikle yürümek, ayakta durmak ve beli geriye eğmekle artar.

Doç. Dr. İnanır, hastalığın detaylarına değinirken, disk dejenerasyonu, fıtık ameliyatları sonucu oluşan disk yükseklik kaybı, faset eklemin genişlemesi ve ligamentum flavum kalınlaşması gibi faktörlerin dar kanal hastalığına katkı sağladığını açıkladı. Hastaların bu duruma maruz kalmalarının yaşlanma süreci, ağır iş yapma ve nizami olmayan bel kullanımlarıyla da ilişkilendirilebileceğine dikkat çekti.

Dar kanal hastalığı belirtileri nelerdir?

Dar kanal hastalığına sahip bireyler genellikle yürüme, ayakta durma ve beli geriye eğmeyle ilgili ağrı, uyuşma, dolgunluk hissi, yanma, kramp veya güçsüzlük yaşarlar. Özellikle bel ağrısı sık görülen bir şikayettir. Nörolojik bulgular, genellikle yan kanal giriş yeri darlığından kaynaklanan değişikliklerden etkilenmez.

Tanı konulmasında röntgen, MRI ve BT gibi görüntüleme yöntemlerinin kullanılabileceğini belirten Doç. Dr. İnanır, hastaların genellikle bacak ağrısı şikayeti ile başvurduğunu ve nörojenik kladikasyo adı verilen bacak ağrısının sıkça görüldüğünü ifade etti.

Tedavi yöntemleri nelerdir?

Doç. Dr. Ahmet İnanır, hastaların yaş, sağlık durumu ve semptomlarına göre farklı tedavi yöntemlerine başvurabileceğini söyledi. Fizik tedavi, fleksiyon temelli egzersiz programları, korse kullanımı, epidural steroid enjeksiyonu, osteopatik manuel terapi, proloterapi, kuru iğneleme, sabit bisiklet ve kaplıca tedavisi gibi seçeneklerin hastalara sunulabileceğini belirtti.

Ahmet İnanır

Hastaların çoğunluğunun cerrahi olmayan tedavilerle başarılı bir şekilde yaşamlarını sürdürebildiğini vurgulayan Doç. Dr. İnanır, yapılan bilimsel çalışmaların, gerekli tedavilerin uygulanmasıyla ameliyat dışı tedaviye daha iyi yanıt verildiğini gösterdiğini ifade etti. Ancak, cerrahi tedavi gerektiren durumlarda uygun hasta seçiminin önemine dikkat çekti.

Bel ağrısı ve dar kanal hastalığıyla ilgili bilgilendirme yapan Doç. Dr. Ahmet İnanır, hastaların tedavi süreçlerinde cerrahi sonrası fizik tedavi prosedürlerine titizlikle uymaları gerektiğini vurguladı. Aksi takdirde, ilerleyen dönemlerde yeni sorunlarla karşılaşabileceklerini belirtti.

Kaynak: Kardelen BUĞDAY