2024 Paris Olimpiyat Oyunları'nda Türkiye'ye 10 metre havalı tabanca karışık takım mücadelesinde gümüş madalya kazandıran milli sporcu Yusuf Dikeç, yarışmalardan önce yaşadığı sorunlar hakkında ilk kez detaylı açıklamalarda bulundu. Şevval İlayda Tarhan ile birlikte kazandığı madalyayı ülkesine armağan eden Dikeç, silahına el konulması olayıyla ilgili önemli bilgiler verdi.
Yusuf Dikeç'in silahı neden alındı?
Dikeç, geçtiğimiz yıl Dünya Şampiyonası'na katılacağı sırada yaşadığı silah sorununa dikkat çekti. 2023 yılında yarışmaya gitmesine sadece 4 gün kala önceki kulübü tarafından silahının alındığını belirten Dikeç, “O dönemde bizim elimizden silahımızı alanlar ve görüp de sessiz kalanlar hariç bu başarıyı 85 milyon insanlara armağan ediyorum” dedi.
Dikeç'in açıklamalarına göre, silahının alınması, Mersin Atıcılık Tesisleri'nden Ankara’ya Jandarma Genel Komutanlığı'na atanmasının ardından gerçekleşti. Yetkililer, bu olayın prosedür gereği yapıldığını belirtse de, Dikeç bu durumun kasıtlı olduğunu düşündüğünü belirtti.
Ekipman Kullanımı ve Kişisel Tercihler
Olimpiyatlarda sergilediği performansla takdir toplayan Dikeç, ekipman kullanmama nedenini de açıkladı. Atışlarında gözlük ve kulaklık kullanmamanın kendisini rahatsız ettiğini belirten Dikeç, “Ekipman ile ilgili bir sıkıntımız yok. Sadece ben çift göz açık attığım için ekipman kullanmak, gözlük ve kulaklık kullanmak beni biraz sıkıyor. Çok rahat olamadığım için kendi isteğimle kullanmıyorum” şeklinde konuştu.
Dikeç’in bu açıklamaları, ekipman kullanımındaki tercihlerin kişisel rahatlık ve performansa etkisini gözler önüne seriyor. Ayrıca, sporcuların zorluklar karşısında gösterdikleri dayanıklılığın başarıları üzerindeki etkisini vurgulayan bir örnek teşkil ediyor.
Gelecek Hedefleri
Yusuf Dikeç, 2028 Los Angeles Olimpiyatları'na katılma kararlılığını da dile getirdi. “Sağlığımızı, yaşımız el verdiği sürece Allah nasip ederse 2028 Los Angeles Olimpiyatları'nda gitmeye kararlıyım” diyen Dikeç, madalya hedefiyle çalışmalarına devam edeceğini vurguladı.
Dikeç’in bu süreçte yaşadığı zorluklara rağmen gösterdiği azim, Türk sporunun uluslararası alandaki temsil gücünü ve sporcuların yaşadığı zorlukları aşma yeteneklerini gözler önüne seriyor.