Karadeniz’in incisi Zonguldak, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda derin tarihî geçmişiyle de büyülüyor. Bölgedeki antik kentler, Zonguldak’ın tarih boyunca ne kadar önemli bir yerleşim yeri olduğunu gösteriyor. İşte Zonguldak'ta tarihin derinliklerine yolculuğa çıkaran 5 antik kent...
Zonguldak Antik Kentleri
Tios (Tieion) Antik Kenti
Filyos (Tios) Antik Kenti, MÖ 7. yüzyılda bir Milet Kolonisi olarak, Tios adında bir rahip tarafından kurulmuştur. Klasik ve Hellenistik dönemlerde birçok krallığın egemenliği altında kalan kent, MÖ 70 yılında Roma İmparatorluğu’nun himayesine girmiştir. Roma Dönemi’nde ticaret ve balıkçılık açısından önemli bir merkez olan Tios, Bizans döneminde ise MS 5. yüzyılda dini bir merkez hâline gelmiştir. Ancak Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde (14-15. yüzyıl) giderek önemini kaybetmiş ve küçük bir balıkçı köyüne dönüşmüştür.
Arkeolojik Kazılar ve Kalıntılar
2006 yılında başlayan kazılar, Tios Antik Kenti'nin zengin tarihini ortaya çıkarmıştır. Hellenistik Dönem'e ait sur duvarları, Roma ve Bizans dönemlerine ait yapı kalıntıları, Roma sikkeleri ve çanak-çömlek parçaları bulunmuştur. Sahil surları, su kemeri, tiyatro, tonozlu galeri ve çeşitli mezarlar toprak üstünde görülebilecek önemli kalıntılar arasındadır. Kentin alt yapısı hala keşfedilmeyi beklemekte olup, bu bölgede yapılan radar ölçümleri, toprağın hemen altında geniş bir antik kentin bulunduğunu göstermektedir.
Ticari ve Stratejik Önemi
Tios, antik dönemlerde Karadeniz'in önemli bir liman kentiydi. Nehir ve deniz taşımacılığı sayesinde balık, şarap ve tahıl ticareti yapılırdı. Bölgedeki gelişmiş deniz, nehir ve kara yolları ağları, Tios’u Batı Karadeniz'in en önemli ticaret merkezlerinden biri hâline getirmiştir. Özellikle Filyos Nehri boyunca uzanan büyük karayolu, kent ile iç bölgeler arasında bağlantı sağlamıştır. Roma Dönemi’nde, Tios limanı, Karadeniz ve dış dünyaya açılan bir ticaret kapısı olarak önemli bir rol oynamıştır.
Kent Yapısı ve Topoğrafyası
Tios Antik Kenti, yaklaşık 60 hektarlık bir alana yayılmış olup, Yukarı Şehir ve Aşağı Şehir olarak iki ana bölümden oluşmaktadır. Kentte bir akropolis, iki nekropol ve sular altında kalan bir liman yer almaktadır. Roma ve Bizans dönemlerine ait yapılar arasında hamamlar, su kemeri, tiyatro, bazilika ve antik liman kalıntıları görülmektedir. Kentin topoğrafyasını domine eden akropolis, kentin en eski tabakalarını barındırmaktadır.