İstanbul'da 1 Mayıs kutlamalarında Saraçhane'den Taksim'e yürümek isteyen bir grup, evlerine yapılan baskınlar sonucunda gözaltına alındı. 12 kişi hakkında "görevi yaptırmamak için direnmek", "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmamak", "kasten yaralama" ve kamu malına zarar verme suçlamalarıyla dava açıldı. İlk duruşma, İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada, 8'i tutuklu olmak üzere toplam 12 sanık yargılandı ve 19 polis müşteki olarak yer aldı. Duruşmanın büyük salon talebi üzerine İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülmesi kararlaştırıldı, ancak salonun izleyiciler için yetersiz olması sebebiyle başka bir salonda devam etme kararı alındı.
Tahliye talebi
Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan getirilen tutuklu sanıklar jandarma eşliğinde hazır bulundu. Duruşmayı Yeşil Sol Parti (YSP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, İstanbul Barosu İnsan Hakları Komisyonu üyeleri ve sanıkların aileleri de izledi.
Tutuklu sanıklardan Fatma Nur Uğur, "2 aydır tutuklu bulunuyoruz. Bize çok belirsiz fotoğraflar gösterdiler. Evimin kira kontratı üzerime olduğu halde 'kaçtıkları adresten alındı' dediler. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
"Tutukluluğumuz hukuksuzdur"
Umut Kabaklı ise neden 1 Mayıs'a katıldığını anlatarak, "Patronların kâr hırsı yüzünden birçok kişi güvencesiz koşullarda çalışıyor. KYK yurtlarında yaşanan sorunları biliyoruz. Bizler işçi ve öğrencileriz. Tutukluluğumuz hukuksuzdur, tahliyemi talep ediyorum" şeklinde savunma yaptı. Duruşma sırasında yaşanan tartışmalar sonucunda hakim, olayları tutanağa geçiremeyeceğini belirterek karar sürecini devam ettirdi.
"Taksim bize yasaklanıyor"
Çağla Tanışlar, savunmasına 1 Mayıs 1977'de katledilenleri anarak başladı ve "Fanatik taraftar grupları Taksim'de kutlama yapabiliyor ama biz işçiler 1 Mayıs'ı kutlamak istediğimizde Taksim bize yasaklanıyor" diye konuştu.
Şikayetçi oldular
Şikayetçi polislerden biri, "Ses yayın aracıyla defalarca uyarı yapılmasına rağmen grup dağılmadı. Ellerindeki flamadan biriyle bana vuruldu, dudağım yarıldı. Bu nedenle şikayetçiyim" dedi. Başka bir polis ise, "Çevik kuvvette görevliydim. O gün yaralandım, başıma 15 dikiş atıldı. Bu sebeple davaya katılmak istiyorum" ifadelerini kullandı.
"Adli yargılama talep ediyoruz"
Avukat Ezgi Önalan ise, İstanbul Valiliği'nin yasaklamaları ve güvenlik önlemlerini açıkça belirttiğini ve bu durumun yargılamayı etkilememesi gerektiğini vurgulayarak, "Bu davanın siyasi bir boyut kazanmamasını ve adil bir yargılama sürecinin sağlanmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.