Güncel

32 yıl sonra kendi mezarını buldu

Nevşehir'in tarihi sokaklarında, 32 yıl önce bir cami avlusuna terk edilen bebek Ayşe Neşeli'nin hikayesi, gerçek bir mucizeye dönüştü. Küçük yaşta evlatlık olarak verildiği ailede geçirdiği yılların ardından, Ayşe, gerçek kimliğini keşfetmek için uzun bir mücadele verdi. İşte, Ayşe'nin kendi mezarını bulduğu ve öz ailesiyle yeniden bir araya geldiği o ilginç yolculuk...

Abone Ol

Nevşehir'in tarihi dokusuna sahip sokakları, gizemli bir hikayenin odak noktası haline geldi. 32 yıl önce, evlilik dışı bir ilişkinin meyvesi olarak dünyaya gelen Ayşe Neşeli, henüz bir günlükken Nevşehir'deki bir cami avlusuna terk edildi. Bu küçük bebek, şimdiyse hem ailesini buldu hem de kendi mezarının başında durdu.

Olay, Ayşe'nin evlatlık olarak verildiği ailenin sıcak yuvasında geçirdiği 12 yılın ardından, üvey annesinin ölümü ve ardından yaşadığı kaçışla derinleşti. Polisler tarafından tekrar üvey babasının yanına götürüldüğünde, aralarında geçen bir konuşma sayesinde gerçek kimliğini öğrendi: Ayşe, aslında bir evlatlık çocuğuydu.

Hukuki süreçler ve özel televizyon kanallarına yapılan çıkışlar sonucunda Ayşe, gerçek ailesini aramaya karar verdi. Annenin kimliğini belirlemek için adli mercilere başvurduğunda ise tarihi bir keşif yaptı: Ölen annesinin mezarı açılarak, DNA testi sonucunda kimliği teyit edildi. L.S. olduğu belirlenen annesinin mezarı, Ayşe için hem bir son hem de bir başlangıç oldu.

Ancak Ayşe'nin hikayesi burada bitmedi. Babasının kimliğini de öğrenmek için bir sonraki adımını attığında, iddialar onu teyzesinin eşi Ö.T.'ye yönlendirdi. Yapılan yeni DNA testi sonucunda, bu iddialar da doğrulandı ve Ayşe, biyolojik ailesinin tamamını bulduğunu ilan etmek için adliye önünde ve mahallesinde davul zurna çaldırdı.

Ayşe'nin yaşadıkları, Nevşehir'in sakinlerini ve hatta tüm Türkiye'yi derinden etkiledi. Onun doğduktan hemen sonra öldüğüne inanılan ve mezarlıkta sessizce gömülen bir bebek olduğu düşünülen gerçeği, Ayşe'nin kendi hikayesini arayarak ortaya çıkardığı gerçeklerle sarsıcı bir şekilde çelişti. "Ben aslında ölmedim, sadece bir yabancıya terk edildim ve başka bir ailenin yanında büyüdüm" diyen Ayşe, kendi kimliğini ararken aslında kendi mezarını da buldu.

Mahalle sakinleri, Ayşe'nin sevincine ortak oldu ve onun bu uzun süreçteki azmi ve kararlılığına hayran kaldı. Onun hikayesi, aynı zamanda evlatlık sistemine ve aile bağlarına dair derin düşüncelere yol açtı. Ayşe'nin hayatındaki bu dönüm noktası, sadece kendi kaderini değiştirmekle kalmadı, aynı zamanda başkalarının da hayatında büyük etkiler yarattı.

Ayşe Neşeli'nin hikayesi, bir kentte yaşanan bir trajedinin ve ardından gelen mucizevi bir keşfin öyküsüydü. O artık Nevşehir'in sokaklarında, gerçek kimliğiyle dolaşan bir kadın olarak, hem geçmişine hem de geleceğine yeni bir bakış açısıyla ilerliyor.