Anadolu topraklarında köklü bir geçmişe sahip olan Ahilik teşkilatı, ticaretin yanı sıra toplumsal yapıyı da dönüştüren önemli bir oluşumdur. Peki, Ahilik kurucusu kimdir ve nerede kurulmuştur? İşte detaylar...

Ahilik kurucusu kimdir?

Ahilik, Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli'nin önerisiyle kurulan bir esnaf dayanışma teşkilatıdır. Kökeni Horasan'a dayanan bu örgüt, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan Alevî-Bektâşî Müslüman Türkmenlerin sanat, ticaret ve ekonomi gibi çeşitli alanlarda yetişmelerini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Ahilik, sadece ekonomik değil, aynı zamanda ahlaki değerleri de ön planda tutarak, çalışma yaşamını iyi insan nitelikleri esasına dayandıran bir sistemdir. Temel mesleği "Dabbaklık" olan Ahilik, kendi kurallarına sahip olup, günümüz esnaf odalarına benzer işlevler üstlenmiştir. Ahilik, iyi ahlak, doğruluk, kardeşlik ve yardımlaşmanın birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir.

Ahilik Sözcüğünün Kökeni

Ahilik kelimesinin kökeni konusunda iki ana görüş bulunmaktadır. İlk görüş, kelimenin Arapça kökenli olduğunu savunur. Bu bağlamda "Ahi" kelimesi, "Ahiyye"nin tekili olan "ah" kelimesine birinci tekil "ya" ekinin eklenmesiyle oluşmuştur. Bu görüşe göre, Ahi kelimesinin anlamı "kardeşim"dir. Ancak bu iddia yeterince güçlü değildir.

İkinci görüş, Ahi kelimesinin Türkçe "Akı" kelimesinin evrimiyle ortaya çıktığını öne sürer. Bu görüşte, Ahi kelimesinin Arapça anlamıyla "Kardeşim Baba" ifadesinin mantıklı olmadığı, Türkçede "Akı"nın "eli açık, cömert" gibi anlamları ifade ettiğidir. Bu açıdan "Ahi Baba" ifadesinin daha mantıklı olduğu savunulmaktadır.

Prof. Dr. Mikail Bayram, Fütüvvet Teşkilatı'nın İslam dünyasındaki yiğitlik ve cömertlik değerleriyle ilgili olduğunu ve Türklerin de kendi "Akılık" anlayışlarını İslam ahlakıyla geliştirdiğini belirtmektedir.

Ahi Evran ve Ahilik Teşkilâtı'nın Kuruluşu

Orta Asya'daki Oğuz Yabguluğu'nun çökmesiyle, Oğuz Türkleri Selçuklu egemenliğine girerek Anadolu'ya göç etmeye başladı. Göçebe Türkmenlerin Anadolu'yu Türk yurdu haline getirmek ve İslamlaşmalarını hızlandırmak amacıyla Hacı Bektaş-ı Veli'nin önerisiyle Ahilik Teşkilatı kuruldu. Ahilik, Anadolu'da köylere kadar yayılmış ve sosyal ve ekonomik bir zorunluluğun ürünü olarak şekillenmiştir.

Bazı araştırmacılar, Ahiliğin Kırşehir'de ortaya çıktığını, diğerleri ise Ahi Evran'ın Kayseri'de bu teşkilatı kurduğunu iddia etmektedir. Ahi Evran zamanında ortaya çıkan Ahi kurumlarının merkezi bir teşkilat olabileceği, ancak onun ölümünden sonra bu kurumlar arasında organik bir bağın bulunmadığı belirtilmektedir.

Ahilik Teşkilâtı'nın Sonuçları

Ahilik, Anadolu'da köylere kadar yayılmasını sağlayarak yerleşik hayata geçişi hızlandırmış, İslamlaşmayı kolaylaştırmış ve Türk şehirciliğini geliştirmiştir. Ayrıca, bu süreçte Müslüman Türkler, gayrimüslimlerin elindeki ticaret ve sanat işlerine katılarak Türk esnaf ve sanatkarları arasında dayanışmayı güçlendirmiştir.

Ahiliğin Menşeî ve Dinî Yapısı

Ahilik teşkilatının ideolojik yapısını oluşturan unsurlardan biri Bâtınîliktir ve Bektaşi İslamî yapısı barındırdığı düşünülmektedir. Ahi zaviyeleri, Bektaşi dergahına bağlı olarak faaliyet göstermiştir. Fütüvvetnâmelerde Ahiliğin menşei Ali'ye dayandırılmakta, bu yapının temel kurallarının İslamî değerlere dayandığı ifade edilmektedir.

Ahiliğin Yedi Kuralı

Ahi olmak için kişinin bir Ahi tarafından önerilmesi gerekmektedir. Üye olmak isteyenlerden yedi kötü davranışı bırakmaları ve yedi iyi davranışı geliştirmeleri beklenmektedir. Bu kurallar, ahlaki değerlere dayalı bir yaşam sürmeyi teşvik eder. Kadınlar, Ahiliğin kadınlar kolu olarak bilinen Bacıyan-ı Rum teşkilatına katılmışlardır.

Ahilik Teşkilâtı'nın Özellikleri

Ahilik Teşkilatı, Selçuklular döneminde yalnızca ekonomik faaliyetlerle sınırlı kalmamış, askeri ve siyasi etkinliklerde de bulunmuştur. Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda ve güçlenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Ahilik, 17. yüzyıla kadar Müslümanlara özgü bir kurum olarak işlev görmüş, zamanla din ayrımı gözetmeden farklı inanç gruplarının katılımına açık hale gelmiştir.

Ahilik, bir hiyerarşiye dayanır ve üç ana derece içerir: Yiğit, Yamak, Çırak, Kalfa, Usta, Ahi, Halife, Şeyh ve Şeyh-ül Meşayıh. Ahilik, Türk toplumunun sosyal yapısını şekillendiren ve dayanışmayı artıran bir organizasyon modeli sunmaktadır.

Günümüzde Ahilik geleneğinin yaşatılması amacıyla Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Odaları tarafından çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Ahilik, hem mesleki eğitim sağlayarak gençlerin iyi yetişmesine katkıda bulunmuş, hem de kötü durumlarda dayanışma sağlamıştır.

Kaynak: HABER MERKEZİ