Ekonomi

‘Ayçiçeği yandı, 400 bin ton yağ eksiğimiz var’

Aşırı sıcaklar ayçiçeğinin yanmasına neden olurken mevcut ürüne ilave 400 bin ton yağa ihtiyaç duyulduğunu söyleyen İTB YİK Üyesi Halil Kahraman, “Buna karşın anormal bir fiyat artışı beklenmiyor” dedi

Abone Ol

Türkiye'nin tarımsal ürünleri arasında önemli bir yer tutan Ayçiçeği, üretiminde önemli yol kat etse de istenen seviyeye gelemedi. Yaz aylarındaki kuraklık ve mevsim normalleri üzerinde seyreden hava sıcaklığı ayçiçeğini olumsuz etkiledi. Bu yıl ayçiçekte verim kaybı beklentisi olurken, bazı bölgelerde hiç hasat edilemeyecek tarlalar olabilir. Ayçiçek rekoltesini değerlendiren İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Halil Kahraman, “Bu yıl ekim alanı daralmaları ve sulama olanaklarının kısıtlı olmasından dolayı ayçiçek rekoltesinde ciddi anlamda azalma var. Yaklaşık olarak 1,5 milyon ton civarında bekliyoruz. İzmir’in payı bu üretimin içinde toplamda 5-10 bin ton arasında” dedi.

‘Verim düşüklüğü var’

Hububatın birkaç yıldır genel anlamda çok karlı olmadığını dile getiren Kahraman, “Çiftçimiz de haliyle hububat yerine ayçiçeği tercih ediyor ancak sulama olanaklarının bu sene çok kısıtlı olması verimin az olmasına neden oldu. Trakya’da birçok bölgede ayçiçek kelleleri daha gelişmeden hasada geldi. Bu nedenle bu yıl verimler çok düşük gerçekleşti. Bu yıl yerli üretim, iç piyasa ihtiyacının kabaca yüzde 60’ını karşılayacak. Bunu bilen devlet yetkilileri de yeni yıl için tarife kontenjanı kapsamında düşük vergili ayçiçek tohumu ve yağı ithalatı lisansı açacaklarını duyurdu. 400 bin ton yağa tekamül eden bir iç piyasa eksiğimiz var, devletimiz bu tonajı iç piyasadan çekirdek alan firmalara düşük vergili olarak getirme lisansı vererek arz tarafını dengeleyecek” ifadelerini kullandı.

‘Maliyetin altında’

Zeytinyağı ile ayçiçek yağının tamamen ayrı olduğunu belirten Kahraman, “Ayçiçekte 1 milyon ton olan iç piyasa tüketimi, zeytinyağında 150 bin ton civarı iç tüketim var. Ayrıca zeytinyağı fiyatları geçen yılın oldukça altında.  Ayçiçek yağında 48 TL maliyet olmasına rağmen aylardır maliyetlerin altında bir piyasa fiyatlaması söz konusu. Bu da sanayicinin zararı anlamına geliyor maalesef. Çiftçimiz yüksek asgari ücret, yüksek enflasyon, yüksek enerji ve gübre maliyetleri ile boğuşurken, sanki tek enflasyon unsuru bitkisel yağmış gibi sürekli yağ fiyatlarının konuşulması çok can sıkıcı. Faiz ve para maliyeti herkesin malumu iken malın stabil fiyatta kalması hem sanayici hem tüccar hem çiftçi için pek sürdürülebilir değil. Ben ayçiçek fiyatlarında enflasyonun çok altında kalan bir performansla çok hafif fiyat artışı eğilimli ve sakin bir piyasa bekliyorum” sözlerine yer verdi.

‘Planlama yapılmalı’

Ayçiçek üretim alanlarının azalmasının nedeninin tarımsal üretim planlanmasının olmamasından kaynaklandığını aktaran Kahraman, “Geçen yıl tarım ürünlerinin içinde nispeten en çok para kazandıran pamuk görünüyor. Tek pamuk üreticisinin yüzü güldü o da oldukça limitli idi. Bu yüzden pamukta ekim alanında muazzam artış varken, diğerlerinde ise azalma göze çarpıyor. Yıllardır ağızlarda pelesenk olan bir konu tarımsal üretimin devlet eliyle planlanmasıdır. Çok klişe olacak ama ben de bunun yapılması gerektiğini, ulusal tarım eylem planı yapılması gerektiğini düşünüyorum. Her bölgenin iklim, coğrafi, ekonomik şartlar göz önünde bulundurularak ülke iç piyasa ve ihtiyacı göz önünde bulundurularak planlaması gerekli” diye konuştu.