Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le görüşme sonrası CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe açıklama yaptı. Karatepe, Mehmet Şimşek'e ilettikleri konuları anlattı. Karatepe, "Biz enflasyonun bu kadar yüksek seyrettiği bir dönemde, asgari ücrete yılın ikinci yarısında zam yapılmamasını şiddetle reddediyoruz. Bizim buna razı olmamız söz konusu değil. Çünkü yılın  ilk beş ayında gerçekleşen yüzde 22,5 enflasyon oranının haziran ayında çıkacak enflasyonu düşündüğümüzde neredeyse asgari ücretin satın alma gücünün ilk altı ayda 4'te 1 oranında azalacağını biliyoruz. Dolayısıyla bu artışın yapılmasının bir zorunluluk olduğunu sayın bakana ifade ettim. Benzer şekillerde emekli aylıklarında bir artış yapılmasını da zorunlu olduğunu ifade ettim. Her ne kadar emekli aylık artışların da yasadan gelen özellikle Bağkur ve SSK emeklileri için yasadan gelen enflasyon kadar artışı yapmak zorunda olsalar da biz bunun yeterli olmadığını, bunun üzerinde bir artış yapılmasını refah payı olarak adlandırabileceğimiz ilk çeyrek de ortaya çıkan büyüme rakamı kadar bir ilave artışın yapılması gerektiğini söyledim. Ancak memur emeklileri açısından durumun çok daha olumsuz olduğunu ifade etti. Memur emekli aylıklarında ki artış enflasyon farkı artı sözleşmeden gelen diye bir ifade kullanılıyor dolayısıyla yılın ilk yarısında sözleşmeden gelen kısım ilk altı ayda ortaya çıkacak enflasyon verisinden düşüldükten sonra ikinci altı aylık döneme denk gelen sözleşme farkı eklenecek böyle bir uygulamanın yapılması durumunda aslında memurların ve memur emeklilerinin alacakları ücret artış oranları yüzde 20 gibi bir seviyede kalacaktır. Bunun yetersiz olduğunu belirtmek isterim. Benzer şekilde cumhurbaşkanının gecen sene yaptığı açıklamada kamu çalışanlarına memurlara seyyanen yapılan bir zam vardı, biz bunu aynen memur emeklilerine de uygulayacağız demişti ama maalesef üzerinden bir yıl geçmesine rağmen memur emeklilerine uygulanmadı ve uygulanması gerekli olduğunu sayın bakana ilettik. Benzer şekilde tarım konusunda düşüncelerimizi paylaştık biz cep olraka tarımın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Tarımın ulusal bir güvenlik meselesi olduğunu bir ülkenin birincil amacının vatandaşlarının uygun maliyetle gıdaya erişebilmelerini sağlamak olduğunu paylaştım. Dolayısıyla tarımsal desteklerin bir maliyet unsuru olarak görülmemesini aslında ulusal stratejinin bir aracı olarak görülmesini gerektiğini ifade ettimTarım konusundaki görüşlerimizi paylaştık. Sadece tarım sektöründe çalışan milyonlarca çiftçi konusu değil, tarımın ulusal bir konu olduğunu da bakanla paylaştık. Tarımsal desteklerin bir girdi aracı görülmemesi gerektiğini ilettik. Biz görüşmeye gitmeden önce hesaplamasını yaptık; 2006 yılından beri yaklaşık 90 milyar dolarlık desteğin çiftçilerimize sağlanmadığını farkettik. Türkiye'nin tarımsal ithalata harcadığı parayı bakana ilettik. Bu da verilmeyen destek kadar bir mebla ediyor. Yani biz çiftçiye verilmeyen parayla ithalat yapmışız. Çay fiyatı ve buğday fiyatının yetesizliğini anlattık. Önemli konulardan bir tanesi, vergide adaletin sağlanması konusu. Vatandaşların ekonomik güçleriyle oranlı vergi ödemesi gerektiğini paylaştık. Düşük gelirli vatandaşların üzerindeki vergi yükünün çok fazla olduğunu ifade ettik. Gelir vergisi dilimleri belirlenirken, asgari ücret düşülerek hesaplanmıyor, bu nedenle asgari ücretin biraz bile üzerinde kazanan vatandaşın yıl içinde maaşı düşüyor. Bakan Şimşek'e bu konunun düzenlenmesi gerektiğini ilettik. Yeni ekonomi yönetimi göreve geldikten sonra faiz artırımına gittiler ama düşük gelirlilerin kullandığı kredi ve kredi kartı faizleri de yükseltildi. Daha da vahimi, bu faizlerin yüzde 30'u kadar da develete vergi ödeniyor. Bu kredileri kullanmak zorunda kalan vatandaşların omuzlarına bu kadar çok vergi yükünün yüklenmemesi gerektiğini ilettik. Muhtaç olan insan, kredinin maliyetine bakma imkanına sahip bile değil. Bu faizin bu kadar yükselmiş olmasına rağmen, KMH'da biriken borç tutarı da çok yükselmiş durumda. Vatandaş geliri yükselmediği için bu faizleri ödemek zorunda kalıyor. Yalnızca düşük gelirli vatandaşların değil, esnafın da kredilere ulaşmakta güçlük çektiğini ilettik. 2006 yılında vergi kanununda yapılan düzenlemenin uygulanabilmesi için vergi cenneti olarak adlandırılan ülkelerin Cumhurbaşkanı tarafından yayınlanmış olması gerekiyor. Bu liste yayınlanmadığı için 18 yıldır bu ülkelere kaçırılan paradan vergi adaleti sağlamak için kesinti yapılmadığını ilettik" ifadelerini kullandı.

TÜİK'E DUYULAN GÜVEN

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, "Sayın bakana, TÜİK'in verileri hakkında eleştirilerimizi ilettik, verilerin şeffaf bir şekilde paylaşılması gerektiğini belirttik. TÜİK verilerine yönelik eleştirilerin ortadan kalkmasını istiyorsanız, bağımsız bir heyet oluşturun ve kamuoyundaki tereddütlerin ortadan kalkmasına yardımcı olsun dedik. Genel olarak Türkiye'de mevcut yönetim modelinin yarattığı ekonomik risklerden bahsettik. Ülkemizde 6 Şubat'ta çok büyük bir deprem meydana geldi. Ağustos ayında sona erecek olan mücbir sebep uygulamasının uzatılması gerektiğini talebini paylaştım" dedi.

YURTDIŞI ÇIKIŞ HARCI KONUSU

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, "Yurtdışı çıkış harcı uygulamasının doğru olduğunu ve yurtdışına çıkış özgürlüğünü kısıtlandığını ilettik. Bakan Mehmet Şimşek'ten somut bir bilgi alamadım. Henüz meclise sunulacak tasarıda sona gelinmemiş, geldiğinde göreceğiz ancak bu konunun doğru olmadığını ilettik" diye konuştu.

Kaynak: Haber Merkezi