Bilecik, Anadolu'nun mistik dokusunu yansıtan, tarih ve kültürün buluştuğu bir şehirdir. Her köşesinde geçmişten gelen izleri görebileceğiniz Bilecik, örf ve adetleriyle de dikkat çeker. Geleneksel değerlere büyük önem veren Bilecikliler, yaşamlarını bu değerler etrafında şekillendirirler. Peki, Bilecik örf ve adetleri nelerdir? Bilecik'in gelenekleri neler? Bu yazıda, Bilecik'in eşsiz geleneklerini ve kültürel mirasını yakından tanıyacak, şehrin derinliklerine bir yolculuk yapacağız.
Bilecik örf ve adetleri nelerdir?
Gelenek ve görenekler, çağdaşlaşmanın etkisiyle birçoğu terkedilmiştir. Artık batıl inançlar neredeyse hiç kalmamıştır. Ailede genellikle baba otoriterdir ve anne ile çocuklar ona saygı gösterirler. Köylerde yaşayanlar, gelenek ve göreneklere daha sıkı bağlıdır. Özellikle erkek çocuklar, evlendiklerinde genellikle kendi köylerinde kalmayı tercih ederler, ancak ilçe merkezlerinde ayrı bir ev açılır. Evliliklerde hem medeni hem de dini nikah yapılır.
Giyim tarzında, yerel olarak üretilen giysilerin yerini hazır giysilere olan ilgi almıştır. Ancak yöreye özgü kıyafetlerden bazıları hala yaygın olarak giyilmektedir. Bunlar arasında yeldirme, kirlik, terlik, örtme, atkı ve mahrama bulunmaktadır.
Bayramlar, düğünler ve diğer önemli günlerde ise geleneksel kıyafetler tercih edilir. Bu etkinliklerde bindallı, şalvar, şıtari, elmasiye, cepken ve zeybek elbiseleri sıkça giyilir ve poşu kullanılır.
Bilecik yöresinde geleneksel kız isteme ve söz merasimi, zaman içinde evliliklerin doğrudan ailelerin değil, genç kız ve erkeğin birbirlerini beğenmesi ve arkadaşlık kurmalarıyla gerçekleşmeye başlamıştır. Erkeğin ailesi, oğullarının evini geçindirebileceğine inandıkları zaman, beğendikleri bir kızın olup olmadığını sorarlar. Eğer uygun bir aday varsa, öncelikle o kız istenir. Aksi takdirde, erkeğin yakın çevresi, onun için uygun gördükleri kızı görmeye giderler. Eğer kız beğenilirse, bir daha rahatsız etmeyeceklerini belirterek ikinci kez giderler ve bu sefer kararlaştırılan gün ve saatte kızı resmi olarak istemeye giderler. İstek, dünürlerden birinin "Allah’ın emri, Peygamberin kavli" şeklinde başlayan bir sözle dile getirilir. Eğer bu istek kabul edilirse, "nasipse olur" diyerek söz kesilir. Ancak olumsuz bir yanıt alınırsa, çeşitli bahanelerle istek geri çevrilir.
Bilecik'in gelenekleri neler?
Nişan merasimi, kızın istenmesi ve olumlu cevap alınmasının ardından gerçekleşir. Genellikle Perşembe veya Pazar günü akşamı tekrar kızın evine gidilir ve "Mendil alma" adı verilen bu ziyarette kıza çeyizinde kullanmak üzere bir miktar para verilir ve söz yüzüğü takılır. Daha sonra nişan günü belirlenir. Nişandan bir süre önce, iki aile bir araya gelerek gelin ve damat için gerekli giyim eşyalarını almak üzere alışverişe çıkarlar. Nişandan bir gün önce, kızın evine nişan için alınan giysiler ve kuruyemişler getirilir. Nişan genellikle salon veya evde yapılır. Davetlilerin huzurunda bir aile büyüğü tarafından nişan yüzükleri takılır. Oğlan tarafı, aldıkları bilezikler, küpe, altın ve saat gibi ziynetleri kıza taktıktan sonra, kız ve oğlan davetlilerin elini öperler. Yeni nişanlılar, birlikte karşılama oyunu oynarlar. Daha sonra erkekler düğün yerini terk eder ve bayanlar kendi aralarında eğlenmeye devam ederler. Nişandan bir gün önce gelen hediyeler, konuklara gösterilir ve bu hediyelerle birlikte gelen yiyecekler, ertesi gün kızın arkadaşları tarafından düzenlenen eğlencede tüketilir.
Düğün hazırlıkları, nişandan sonra yavaş yavaş başlar. Kız, çeyizinde eksik olanları tamamlar, oğlan tarafı ise maddi durumlarına göre ev eşyalarını alır. Her şey hazırlandıktan sonra düğün için hazırlıklar başlar. Gelinlik, manto ve damatlık gibi giysiler alınır, davetiyeler bastırılır ve dağıtılır. Düğünden üç veya dört gün önce, oğlan tarafı çeyiz almak için kıza ait evi ziyaret eder. Alınan çeyiz eşyaları, gelinin evinde sergilenir ve isteyenler düğüne kadar çeyizi görmeye gelirler. Düğünden bir gün önce, kız arkadaşlarıyla birlikte kız hamamına götürülür ve burada eğlenip yıkanırlar. Dönüşte kız, kuaföre götürülerek saçları yapılır ve milli kıyafetlerden olan bindallı ve şitari giydirilir. Akşam olduğunda davetli konuklar gelir, eğlence yapılır ve eğlencenin sonunda kına yakılır. Kına yakıldıktan sonra, orada bulunan davetliler gelinin avucuna kına yakarlar ve ona para takarlar. Bir süre eğlendikten sonra kına gecesi sona erer. Gece yarısına doğru, kızın arkadaşları ve yakınları türküler eşliğinde damadın yakınlarını evlerine kadar uğurlarlar. Bir süre sonra kız evine dönülür.
Gelin alma günü geldiğinde, gelin ve düğün için hazırlanır. Oğlan tarafı, gelin almaya otobüsler ve taksilerle gelir. Gelin, anne ve babasının yanında bulunan yakınlarının ellerini öper ve daha önceden süslenmiş gelin arabasına bindirilerek düğün salonuna götürülür. Salonda toplanan davetlilerin huzurunda medeni nikah kıyılır ve kadınlar kendi aralarında eğlenirler. Eğlence sona erdiğinde, gelin ve damat arabaya bindirilerek eve götürülür. Akşam namazından sonra tekbirlerle eve getirilir ve evin önünde dua edilir. Damadın sırtı yumruklanarak eve sokulur. Düğünden birkaç gün sonra, kızın ailesi, oğlan evine yemeğe gider ve bu sayede iki aile arasındaki ilişki kuvvetlenir.