Tarihin zengin sayfalarında yer alan Kibyra, Burdur ili Gölhisar ilçesine bağlı bir antik kenttir. Bu muhteşem kentin Gölhisar ovasına hakim konumu, tarihin farklı dönemlerinde pek çok medeniyetin uğrak noktası olmuştur. Burdur’un Gölhisar ilçesine bağlı Kibyra Antik Kenti, yaklaşık 9 aylık bir restorasyon sürecinin ardından bir mirası daha ayağa kaldırdı.

2 bin yıllık tarihe sahip olan bu anıtsal çeşme, yaklaşık 1300 yıl aranın ardından yeniden suyla buluştu. Bu muazzam restorasyon projesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Burdur Valiliği'nin katkılarıyla gerçekleştirildi. Kent, 3. terasında yer alan bu çeşmeyle ziyaretçi sayısında artış bekleniyor.

Burdur'da İki Özgün Anıtsal Çeşme

Bu restorasyon, Burdur'daki Sagalassos Antik Kenti'nde 2010 yılında restorasyonu tamamlanan Antoninler Çeşmesi'nin ardından ikinci büyük kazı ve restorasyon projesi oldu. Her iki çeşmenin de orijinal kaynaklarından su alması, bölgenin turistik cazibesini artırıyor.

Kibyra Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru, Kibyra'daki anıtsal çeşmenin eşsiz bir yapıya sahip olduğuna dikkat çekti. Özüdoğru, çeşmenin milattan sonra 700'e kadar aktif olarak kullanıldığını ve 1300 yıl aranın ardından eski işlevine kavuştuğunu belirtti.

Kibyra’nın Tarihsel Zenginliği

Çeşmenin aslında üç ana birimden oluştuğunu söyleyen Özüdoğru, aslan ve panter heykellerinin ağzından suyun aktığına işaret etti. Orijinal heykellerin Burdur Arkeoloji Müzesi'nde sergilendiğini belirten Özüdoğru, restorasyon sürecinde bu heykellere benzeyen imitasyonların yapıldığını da ekledi.

Özüdoğru, Kibyra'nın zengin bir tarihle bezendiğini, dört farklı dilin konuşulduğu, güçlü bir ekonomiye sahip kozmopolit bir kent olduğunu belirtti. Kentin, tarım, hayvancılık, tıp, demir ve seramik işçiliği gibi birçok alanda faaliyet gösterdiğini, bunun yanı sıra 32 bin kişilik güçlü bir ordusu olduğunu da vurguladı.

Coğrafi Zenginlikleri

Kibyra, ortalama 1100-1300 metre yükseklikte konumlanmıştır. Gölhisar Gölü, Dalaman (İndus) Çayı ve birçok yerel yayla su kaynağı, bu antik kentin su ihtiyacını karşılarken, geniş ormanlık alanlar kentte tarım ve hayvancılığın gelişmesine olanak tanımıştır.

Stratejik Konumu

Kibyra, antik dönemin kavşak noktalarından biri olarak ön plana çıkmaktadır. Frigya, Karya, Likya ve Pisidya gibi önemli bölgelerle çevrili olan bu kent, iç bölgeleri güney limanlarına bağlayan bir rota üzerindedir. Kibyra'nın adı, Luvi diline dayanmaktadır. Strabon'un kayıtlarına göre Kibyralılar, Lidya kökenlidir. Bu kent, Helenistik dönemden Roma İmparatorluk Dönemi'ne kadar sürekli bir siyasi ve ekonomik güce sahip olmuştur. Kentte bugün bile Stadion, Tiyatro, Meclis Binası ve Agora gibi yapılar hala ayakta durmaktadır.

Antik Dönemde Kibyra

Roma İmparatorluğu döneminde Kibyra, önemli olaylara tanıklık etmiştir. MÖ 189'da Roma'nın Magnesia Zaferi sonrası bu kente Roma tarafından bir birlik gönderilmiştir. Augustus döneminde, Kibyra, Asia Eyaleti'nin dokuz Conventus’undan biri olmuştur. Ancak, M.S. 23'te büyük bir depremle sarsılan kent, İmparator Tiberius'un yardımıyla yeniden inşa edilmiştir.

Kültür ve Sanat

Strabon'a göre, Kibyra halkı dört farklı dilde konuşabiliyordu. Demir işçiliği, kakmacılık, dericilik ve seramik üretimiyle ünlü olan bu kent, arkeolojik kazılarla da gün yüzüne çıkarılan epigrafik verilere sahiptir. 2006'da başlayan kazı çalışmaları, Kibyra'nın Geç Antikçağ dönemindeki yaşantısına dair pek çok veri sağlamıştır. Özellikle M.S. V. ve VI. yüzyıllarda kentin yaşam biçiminin nasıl olduğuna dair bilgilere ulaşılmıştır.

GOOGLE MAPS YOL TARİFİ

Kaynak: Haber Merkezi