Geçtiğimiz aylarda Kınık’taki domates üreticinin başlattığı ‘traktörlü çiftçi eylemleri’ kısa sürede ülkenin diğer bölgelerine de yayılarak biber, karpuz gibi ürünler yollara dökülmüş ve trafik akışı durmuştu. Türkiye’nin dört bir yanındaki üreticiler maliyetlerini karşılayamadığı için ürünlerini hasat etmek yerine ürünle beraber tarlasını sürmüş veya ürünü vatandaşa ücretsiz dağıtmıştı. Ekim ayına yaklaşılmasıyla birlikte başta İzmir ve Ege Bölgesi olmak üzere zeytin üreticileri maliyetleri ve zeytinyağı alım fiyatlarını kara kara düşünmeye başladı. Türk Mimar ve Mühendis Odaları (TMMOB) önceki dönem sözcüsü Yüksek Ziraat Mühendisi Ferdan Çiftçi, üreticinin sattığı ürünle masraflarını bile karşılayamadığını aktardı. 

Ferdan Çiftçi-2

‘Hasat maliyetini karşılamıyor’

Ülkedeki enflasyon ve artan girdi maliyetlerinin her sektörü zorladığını açıklayan Çiftçi, “Birçok üründe işçilik maliyetleri çiftçiye yüksek geliyor. Ürün fiyatları, hasat maliyetlerini karşılamıyor. Bu karpuz, biber ve domateste de oldu. Şimdi zeytin hasatı başlayacak. Zeytinde de benzer durumları göreceğiz” ifadelerini kullandı. İşçi ücretlerinin 1000 ila 1200 TL arasında olacağını vurgulayan Ferdan Çiftçi, “Eğer zeytin fiyatları yeterince iyi olmazsa, çiftçinin bundan sıkıntı yaşayacağını söyleyebilirim. Burada işçinin aldığı ücret yüksek demek yanlış olur. Çünkü baktığımızda bu işçiler tarım işçisi. Güvencesiz ve otuz gün çalışsa bile alabileceği maksimum 30 bin TL ki 30 gün çalışması mümkün değil. Yani bu yoksulluk sınırın altında bir ücretten bahsediliyor” dedi.

‘Ekonomi düzelmeli’


Üreticinin üretime devam etmesi için maliyetlerin azaltılması gerektiğinin altını çizen Ferdan Çiftçi aksi takdirde çiftçinin üretimi bırakacağını bu durumda ithalata daha bağımlı hale gelineceğini söyledi. Çiftçinin mutlaka desteklenmesi gerektiğinin belirten Çiftçi, “Eğer ürettiği ürününü değerinde satıyorsa ve bundan para kazanıyorsa üretim devam eder. Çiftçiye işçi ücretleri yüksek gelirken, tüketiciye de pazardaki ürünlerin fiyatı yüksek geliyor. Bunlar; mevcut politikaların yanlışlığını ve ekonomik krizin ne kadar derin olduğunu gösteriyor. Çiftçi malının değerinin altında sattığı için zarar ediyor; işçi maliyetlerini ürün fiyatına ekleyemiyor. Kat sayıya bağlı yeni bir destekleme modeli açıklandı ama bu desteklerin çiftçinin maliyetini karşılayıp karşılamayacağı belli değil” diye konuştu.

Adnan Çobanoğlu

‘Geçen yılın da altında’

İşçi ücretlerinin 1000-1200 TL olduğunu belirten Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) Genel Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu ise, “Küçük işletmeler, toplanılan zeytinin yarısını işçiye vererek ücretini karşılıyor. Ama tabi bu sosyal güvencesiz aynı zamanda mevsimlik tarım işçileri oluyor. Çoğu kötü koşullarda yaşayan insanlar olduğu için işçilik ücretleri yüksek değil. Zeytinde geçen yılın altında fiyatlar görünüyor. Enflasyona rağmen üreticiler geçen yılın altında fiyat teklifler almaya başlamışlar. Zeytinyağı fiyatları da geçen yılın altına düştü. Bu üretici açısından problem çünkü girdi fiyatları çok arttı. Zeytin üreticisi bu durumlardan olumsuz etkilenebilir” ifadelerini kullandı. İtalya ve İspanya’da zeytin rekoltesinin bu yıl oldukça yüksek olduğunu dile getiren Çobanoğlu, “Geçen yıl, iri sofralık zeytinler 80 TL’ye satılırken, bu yıl gelen teklifler 60-70 TL. Bazı bölgelerde 4 kilogram zeytinden 1 litre yağ çıkarken, bazı yerlerde 6 kilogramdan 1 litre yağ çıkar. Bu da çiftçi açısından fiyatları da olumsuz anlamda etkileyecek. Sonuçta şirketler, yağ fabrikaları her sezonda bu tür fiyat düşmesi yapıyorlar. Geçen yıl kışın 350-400 TL’ye kadar çıkan zeytinyağı fiyatları şu anda 250 TL civarında olmaya başladı. Hasat döneminin de getirdiği fiyat düşüklüğü yaşanıyor” sözlerine yer verdi.

Kaynak: Filiz Erol