Güncel

Cuma Hutbesi Diyanet 27 Ekim 2023: Bugünkü Cuma Hutbesi neydi?

İslam alemi 27 Ekim 2023 tarihli Cuma Hutbesi'nin konusu nedir merak ediyorlar. İşte sizler için Diyanet'in açıkladığı Cuma Hutbesi'ni hazırladık...

Abone Ol

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Cumhuriyet Bayramı temalı Cuma hutbesi açıklandı. Bugün vatandaşlar tarafından merakla beklenen cuma hutbesi konusu, "Vatan Millet Sevdasıyla Nice Yüzyıllara" olarak belirlendi.

Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Cuma hutbesini WORD belgesi, PDF dosyası ve MP3 formatında yayımladı. İşte 27 Ekim 2023 Cuma hutbesi ile ilgili detaylar...

Bugün vatandaşlar, Cuma hutbesi konusu hakkında bilgi almak için sabırsızlanıyordu. Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan beklenen açıklama sonunda geldi. Diyanet İşleri Başkanlığı, Cuma hutbesinin metnini paylaştı ve Cuma namazı saatlerini duyurdu. İstanbul'da saat 12:53'te, Ankara'da 12.38'de, İzmir'de 13:00'te, Adana'da 12:28'de, Antalya'da 12:46'da, Mersin'de ise 12:30'da kılınacak olan Cuma hutbesi konusu, "Vatan Millet Sevdasıyla Nice Yüzyıllara" olarak belirlendi.

Cuma Hutbesi Diyanet 27 Ekim 2023

Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından paylaşılan Cuma hutbesi metni şu şekilde:

"Muhterem Müslümanlar!

Milli Mücadelemizin zaferle taçlanışının, bağımsızlık güneşinin ülkemiz üzerine yeniden doğuşunun, Cumhuriyetimizin ilan edilişinin yüzüncü yılındayız. Cenâb-ı Hak, aziz milletimizi nice asırlar rızasına uygun işler yapmaya muvaffak eylesin. İlelebet devletimizi payidar, milletimizi bahtiyar eylesin.

Değerli Müminler!

Yüz yıldır, bütün zorlukları Rabbimizin lütuf ve inayeti, milletimizin feraset ve basiretiyle aştık. Güçlü bir devlet olma yolunda büyük mesafeler kat ettik. وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَنْتُمُ الْاَعْلَوْنَ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ “Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; iman etmişseniz üstün olan sizsiniz.”[1] ayeti mucibince imanımızdan aldığımız güçle yılmadık, yıkılmadık. Rabbimizden ümidimizi hiçbir zaman kesmedik. وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعاً وَلَا تَفَرَّقُواۖ “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, bölünüp parçalanmayın.”[2] ayetine tabi olduk. Birlik ve beraberliğimizden ödün vermedik. Kardeşlik bilinciyle birbirimize yurt olduk. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in “Birbirinize haset etmeyin ve kin beslemeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun!”[3] hadisi gereğince birbirimize güvendik, birbirimize dayandık. El ele, gönül gönüle vererek bu günlere ulaştık.

Kıymetli Müslümanlar!

Cennet vatanımız, bizim için sadece bir toprak parçasından ibaret değildir. Bu topraklar, kıyamete kadar huzur ve güven içinde yaşamaya azmettiğimiz yurdumuzdur. Aziz şehitlerimizin canlarıyla, kahraman gazilerimizin kanlarıyla, Milli Mücadelemize önderlik eden devlet büyüklerimizin azim, gayret ve kararlılıklarıyla bize bıraktıkları yüce bir emanettir. Bu emanet her birimizin canından daha azizdir. Gerektiğinde can vereceğiz, canandan geçeceğiz, bütün varımızı feda edeceğiz; ancak ecdat yadigârı vatanımızdan İstiklâl Marşı’mızda da ifade edildiği gibi asla vazgeçmeyeceğiz:

Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı;

Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı.

Aziz Kardeşlerim!

Ne acıdır ki, yüz yıl önce Milli Mücadelemizde millet olarak topyekûn bertaraf ettiğimiz acıların benzerini, yıllardır Filistinli kardeşlerimiz de yaşamaktadır. İnsaf ve vicdanını kaybetmiş, kin ve nefretin esiri olmuş İsrail, bütün dünyanın gözü önünde en vahşi saldırılarla her türlü caniliği işlemektedir. Filistin toprakları, yaklaşık bir asırdır barış ve huzura hasret kalmıştır. Minik yavruların çığlıkları, yaralı annelerin feryatları arş-ı âlâyı titretmektedir. Babalar, koklamaya kıyamadıkları evlatlarını kendi elleriyle toprağa vermektedir. İnsanlık, bombalanan binaların enkazında yitirilen canları seyrederken aslında kendi vicdanını yitirmektedir. Bu şartlar altında milletimize ve tüm Müslümanlara düşen sorumluluklar, her zamankinden daha fazladır. Bizler de bu sorumluluklarımızı yerine getirebilmek için bugün Cuma namazından sonra yardımlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yaralarını bir nebze de olsa sarmaya çalışacağız.

Muhterem Müslümanlar!

Asırlardır mazlumun yanında, zalimin karşısında durduğumuz gibi bundan sonra da durmaya devam edelim. وَلَا تَرْكَـنُٓوا اِلَى الَّذ۪ينَ ظَلَمُو “Zalimlere asla meyletmeyin.”[4] ayeti mucibince söz ve davranışlarımızla; yiyip içtiklerimizle, giyip kullandıklarımızla zalime destek olmayalım, zulme rıza göstermeyelim. Böyle zulümlerin bir daha yaşanmaması için her alanda var gücümüzle çalışalım. İşimizi ve mesleğimizi en iyi şekilde yapmaya gayret edelim. Gelecek nesillerimizi milli ve manevi değerlerle donanmış, devletine ve milletine bağlı, topluma ve insanlığa faydalı kişiler olarak yetiştirelim. Rabbimizin, اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ “Müminler ancak kardeştirler.”[5] ilahi fermanı gereği kardeş ve ümmet olma bilincimize sahip çıkalım. İşte o zaman, barış ve huzur içinde yaşadığımız bu topraklar, yüzyıllar boyunca vatanımız olmaya devam edecektir.

Aziz Müminler!

Bu vesileyle, üzerinde yaşadığımız bu toprakları bize vatan kılan, yüz yıl önceki destansı mücadeleleriyle bağımsızlığımızı perçinleyen aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Rabbimiz, onların bıraktığı emanetlere sahip çıkabilmeyi bizlere ve nesillerimize nasip eylesin.

Hutbemi bir ayet-i kerime mealiyle bitiriyorum: “Allah’a ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüzü kaybedersiniz. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”[6]"

Cuma Namazı Nasıl Kılınır?

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şu şekildedir:

  • Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır. Niyet ederken, "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir. Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır.

  • İlk rekatta önce Sübhaneke okunur, sonra Euzü Besmele çekilir. Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.

  • İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.

  • Son oturuşta, cami içinde ikinci ezân okunur. Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur. Hatîb efendi duâ ederken, cemaatin sesli âmîn dememesi gerektiği unutulmamalıdır.

  • Namaz kılarken yapılması yasak olan her şey, hutbe dinlerken de yasaklanır.

  • Hutbe okunduktan sonra müezzin kamet getirir. Sonra, cemaat ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır. Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama."

  • Sonra dört rek'at son sünneti kılınır. Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya." Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır, bu sayede Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.

  • Son sünnetin ardından zuhr-i ahir niyetiyle dört rekat daha namaz kılınır. Bu niyetle, eğer o günün Cuma namazı şartlarından dolayı kabul edilmemişse, öğle namazı kılınmış olur. Kabul edilmişse, en son kazaya kalmış öğle namazı sayılır.

  • Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine."

Cuma Namazı Kaç Rekattır?

Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti bulunmaktadır. İmam Ebû Yusuf'a ve İmam Muhammed'e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet altı rekât olur. Bu görüş, Hz. Ali'den rivayet edildiği şeklinde aktarılmaktadır.