Türkiye’de yaklaşık 6 milyar dolarlık bir hacme ulaşan ayakkabı sektörü, yıllık 550 milyon çiftle Avrupa’nın en büyük üretim kapasitesine sahip. Pandemi döneminde rekabet avantajı yakalayan ve büyüme ivmesine giren sektör, son iki yıldır ise kan kaybetmeye başladı. Sektör, yüksek maliyet artışları, kalifiyeli eleman bulunmaması ve ihracattaki azalış nedeniyle zor günler geçiriyor. Sektördeki başlıca sorunları değerlendiren İzmir Ticaret Odası (İZTO) Ayakkabı Grubu Komite Meclis Üyesi Faruk Hanoğlu, “Yan sanayi işçi ücretleri, ihracat kapılarının kapalı olması en büyük sorunlarımızdan. Ayakkabı sektörü zanaat gerektiren bir sektör ve zanaatlar küçük yaşta kıvranılabilen bir durum. Bu evreyi 12 yıl kesintisiz eğitimle maalesef kaybettik” dedi.
‘Kaliteli üretemiyoruz’
Sektörde zanaatkârın yetişmediğini aktaran Hanoğlu, “Kalifiyeli elaman bulamadığımız için kaliteli ayakkabı üretemiyoruz. Devletin çıkartmış olduğu MESEM’ler de çok faydalı olmuyor çünkü önceki dönemde çocuklar ortaokulu bitirip sektöre giriyordu ve ‘ben ayakkabıcı olacağım’ diyordu. Şimdi ise ‘okulu bitirince başımın çaresine bakarım’ diyorlar. Bu sadece bizim için değil emek yoğun tüm sektörler için çok büyük bir handikap” diye konuştu. Yan sanayinin de ayakkabı sektörünü yeterince takip edemediğini dile getiren Hanoğlu, “Dünya piyasasını takip edemiyorlar ve bu yüzden yan sanayide geri kalıyoruz. Yan sanayideki yüksek maliyetler ve kalitesizlik ihracatımızın önünü kesiyor. Bugün ne yazık ki ihracat kapısı ciddi oranda daraldı. Bu durum ayakkabı sektörü bitiyor” ifadelerini kullandı.
‘Dünya ile yarışamıyoruz’
Dünya pazarında 5’inci büyük imalatçı olduklarını belirten Hanoğlu, “Ama dünya pazarından yüzde 1 bile pay alamıyoruz. Bu acı bir tablo. Bu tabloyu iyileştirmek de devletimizin elinde. Her sektör için seferberlik ilan edilmesi lazım. Biz sanayicileri üvey evlat olarak görüyorlar, çok para kazandığımızı söylüyorlar ama öyle bir dünya yok. İstihdamımızı kendimiz bulmak zorundayız. İhracatın kapılarını zorlamalıyız ama dünya pazarında fiyatlarla mücadele edemiyoruz” dedi. Türkiye'deki imalat ayakkabı sektöründe fiyatların yüksek olduğunu vurgulayan Hanoğlu, “İspanya, Avrupa ve Amerika ciddi bir pazara sahip ama fiyatları bizden daha düşük. Bu durum eğitimli iş gücümüzün olmaması ve yan sanayicinin yeterince desteklenmemesinden kaynaklı. Yurt dışından müşteri geliyor, bir ayakkabının maliyeti 12 euro ve maliyet fiyatıyla sattığımı söyledim. Müşteri ‘kendi ülkemde 9 euroya alırım’ diye almaktan vazgeçiyor. Avrupa’nın en büyük ayakkabı sitesi İzmir’de ama hiç sanayisi olmayan Belçika’nın ayakkabı da yıllık 5 milyar dolarlık ihracatı var. Benim baba mesleğim, oğlum da sektörün içinde ve sektörde yaklaşık 80 yıllık bir geçmişimiz var. İçimiz kan ağlıyor” sözlerine yer verdi.
‘İstihdam sağlıyoruz’
Bakanlığın ayakkabı sektöründe kaçak işçinin çok olduğunu söyleyip ‘vergiyi çok düzenli ödemiyorlar’ serzenişlerde bulunduğunu hatırlatan İZTO Meclis Üyesi Faruk Hanoğlu, “En azından ülkemizde istihdam sağlıyoruz, insanlar kayıtlı veya kayıt dışı olsun bir şekilde para kazanıyor; ailelerine, ülkeye faydalı oluyorlar. Eğer bu sektörü öldürürseniz bu kadar insana iş bulmak zorundasınız. İş bulmak için de bir sürü alan açmak zorundasınız. Önemli olan kayıt dışı veya kayıt içi istihdam sağlanması. Her öğrenciye devlet asgari ücretin 3’te 1’i kadar ücret veriyor. Şu an MESEM’deki öğrenci sayısı düşük ama yarın milyonları aşacak. Devlet ‘sektörü yaşatayım’ mı demeli yoksa ‘ithal ederim, her türlü ayakkabı bulurum. Sektör elden giderse gitsin’ mi demeli? Eğer sektörü desteklemeye karar verirse de o zaman ihracata ciddi destekler ve KDV muafiyeti gibi teşvikler lazım” ifadelerini kullandı.