Mısır’ın siyasi tarihinin en zor ve çalkantılı dönemlerinden birinde, genç bir kadının adı halkın hafızasında derin izler bıraktı: Esma Biltaci. 3 Ocak 1996 tarihinde Mısır’ın Beheira vilayetinde doğan Esma, akademik başarıları ve hayalleriyle dolu bir gençti. Ülkenin tanınmış öğretim görevlisi ve parlamenteri Muhammed Biltaci’nin kızı olarak büyüyen Esma, dört çocuklu ailenin tek kızıydı. Küçük yaşlarda fen bilimlerine ilgi duyan ve doktor olma hayali kuran Esma, kısa sürede Kur'an-ı Kerim’i ezberleyerek hafızlık mertebesine ulaştı. Bu başarı, onun karakterindeki azim ve disiplinin erken yaşlardan itibaren şekillendiğinin bir göstergesiydi.

Mısır'daki Siyasi Kriz ve Esma'nın Şehadeti

2013 yılı, Mısır için karanlık bir dönemin başlangıcı oldu. Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin görevden alındığı askeri darbe, ülkedeki siyasi dengeleri altüst etti. Bu süreçte, Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın önde gelen isimlerinden olan babası Muhammed Biltaci de hedef haline geldi. Aile, ülkenin bu çalkantılı günlerinde zor zamanlar geçiriyordu.

Ancak Esma, yaşananlara karşı sessiz kalmadı. 14 Ağustos 2013 tarihinde, darbe karşıtı gösterilerin merkezi haline gelen Rabia Meydanı'nda, yaralılara yardım ederken göğsünden vurularak hayatını kaybetti. Henüz 17 yaşındaki bu genç kız, Mısır’daki direnişin simgesi haline geldi. Esma’nın ölümü, sadece bir genç kızın kaybı değil, aynı zamanda Mısır’daki siyasi baskıların ve şiddetin sembolü olarak anıldı.

Babası Muhammed Biltaci’nin Esma’ya Yazdığı Mektup

Esma’nın trajik ölümünden sonra, babası Muhammed Biltaci kızına olan özlemini ve acısını bir mektupla dile getirdi. Hapishanede kaleme aldığı bu mektup, bir babanın tarifsiz acısının yansımasıydı. Esma’nın ölümünden sonra yaşadığı duygusal çöküntüyü ve içsel mücadelesini anlatan bu mektup, Mısır halkı için de bir direniş ve hüzün kaynağı oldu. Esma Biltaci, cesareti ve fedakarlığıyla Mısır’daki direnişin unutulmaz bir simgesi olarak hatırlanmaya devam etti.

Recep Tayyip Erdoğan'ın Esma İçin Gözyaşları

Esma’nın ölümü, sadece Mısır’da değil, tüm dünyada yankı buldu. O dönemde Türkiye’nin başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan da bu genç kızın trajik ölümünden derinden etkilendi. 2013 yılında Star gazetesi yazarı Sibel Eraslan’ın köşe yazısında aktarılan bir olay, Erdoğan’ın duygularını gözler önüne serdi. Eraslan’ın yazısında, Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak’ın “Babamı ağlarken gördüm” sözleri yer aldı. Bu sözler, Erdoğan’ın Esma’nın ölümüyle yaşadığı derin acıyı ifade ediyordu. Esra Albayrak, babasının Rabia Meydanı’ndaki katliamı öğrendiğinde gözyaşlarına boğulduğunu dile getirirken, bu olay Türk halkı için de duygusal bir dönüm noktası oldu. Esma’nın anısı, Erdoğan’ın “Rabia” selamıyla dünyaya duyurduğu direnişin bir parçası haline geldi.

Kaynak: HABER MERKEZİ