Ertuğrul Fırkateyni, 1890 yılında Türk donanmasının gözde gemilerinden biri olarak Japonya’ya gerçekleştirilen tarihi bir seferin simgesidir. Bu olay, hem askeri hem de diplomatik bağlamda büyük bir öneme sahiptir. Kullanıcılar, Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya’ya neden gittiğini ve bu seferin ardındaki sebepleri merak ediyor. Ertuğrul Fırkateyni olayı nedir? Ertuğrul Fırkateyni Japonya'ya neden gitti? İşte detaylar...
Ertuğrul Fırkateyni olayı nedir?
Ertuğrul Fırkateyni, Sultan II. Abdülhamid tarafından Japonya’ya gönderilmiş ve Türk-Japon ilişkilerinin temelini atmıştı. Ancak dönüş yolunda Funakura kayalıklarına çarparak battı. Bu talihsiz kazada 526 mürettebat şehit olurken, 69 kişi yaralı olarak kurtuldu.
İstanbul’dan 14 Temmuz 1889’da yola çıkan fırkateynin komutanı Albay Osman Bey, Bahriye Nazırı Hasan Hüsnü Paşa'nın damadıdır. Gemi, dönemin en iyi eğitilmiş subaylarıyla donatılmıştı; bunlar arasında yeni mezun 14 teğmen de yer alıyordu. Fırkateyn, çeşitli çaplarda 25 top ve torpidolarla donatılmıştı. Seyahatin başlangıcında geminin teknik eksiklikleri göz ardı edilmiş ve padişaha bilgi verilmemişti.
Ertuğrul, Suez Kanalı’ndan geçerken bir kaza geçirmiş ve sonunda Japonya’ya ulaşmıştı. Yolda uğradığı limanlarda, yerel Müslüman topluluklar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı. Ancak dönüş yolunda, 16 Eylül 1890’da şiddetli rüzgarla karşılaşarak Oşima Burnu'na çarptı ve battı. Bu kazanın ardından Japon İmparatoru Meiji, kurtulanların tedavi edilmesi için yardım talimatı verdi.
Kazanın ardından Sultan II. Abdülhamid, şehit ailelerine yardım yapılması amacıyla bir komisyon kurdu. Ertuğrul Fırkateyni’nin bu seferi, iki ülke arasındaki dostluk bağlarının güçlenmesine zemin hazırladı. Japonya’nın 1905’te Rusya’yı yenmesi, Osmanlı yöneticileri için önemli bir ilham kaynağı oldu ve bu zafer, Doğulu bir devletin Batılı bir devleti yenmesi açısından dikkat çekti.
Ertuğrul Fırkateyni Japonya'ya neden gitti?
Ertuğrul Fırkateyni, 1889 yılında Sultan II. Abdülhamid'in talimatıyla Japonya'ya gönderildi. Bu seferin temel amacı, Osmanlı İmparatorluğu ile Japonya arasındaki dostane ilişkileri geliştirmek ve iki ülke arasında stratejik bir bağ kurmaktı.
Osmanlı İmparatorluğu, 19. yüzyılın sonlarında, Asya'daki Müslüman topluluklarla olan ilişkilerini güçlendirmek ve uluslararası alanda prestij kazanmak istiyordu. Japonya ise, Batı ile olan ilişkilerini geliştirmek için Osmanlı İmparatorluğu ile işbirliğine açıktı.
Ertuğrul Fırkateyni'nin seyahati, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin pekişmesine yönelik bir jest olarak planlandı. Seyahatin başlangıcında, Japon Prensi Komatsu Akihito ve eşinin 1887’de İstanbul’u ziyaretinde, Sultan II. Abdülhamid’in misafirperverliği için teşekkür etmek amacıyla gerçekleşti. Japon İmparatoru, bu ziyarete karşılık olarak padişaha Krizantem Nişanı göndermişti.
Bu sebeplerle, Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya’ya gönderilmesi, aynı zamanda Sultan II. Abdülhamid'in Pan-İslam politikası çerçevesinde Müslüman topluluklara birlik mesajı vermek için bir fırsat olarak da değerlendirildi. Seyahat, Osmanlı İmparatorluğu’nun deniz gücünü gösterirken, aynı zamanda Japon halkında Türkler hakkında bir sempati ve yakınlık oluşturdu.
Fırkateyn, Japonya'ya ulaştığında, burada Japon İmparatoru Meiji tarafından kabul edildi ve Türk-Japon ilişkilerinin başlangıcını simgeleyen önemli bir diplomatik olay olarak tarihe geçti.