Güncel

Holokost cenderesi nedir? Holokost kaç kişi öldü? Holokost nasıl bitti? Erdoğan Holokost cenderesi açıklaması?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Holokost'a ilişkin ifadeleri, insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden biri olan ve Nazi Almanyası'nın dehşet verici Yahudi soykırımını simgeleyen Holokost'u yeniden tartışmaların odağına yerleştirdi. Peki, Holokost cenderesi nedir? Holokost kaç kişi öldü? Holokost nasıl bitti? Erdoğan Holokost cenderesi açıklaması nedir işte tüm detaylar

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Biz Holokost cenderesinden geçmedik." ifadesi, tarihin en karanlık dönemlerinden biri olan Holokost'u yeniden gündeme getirdi. Holokost, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın Yahudi soykırımı olarak bilinen dehşet verici olayıyla anılmaktadır. Bu korkunç süreçte, Nazi rejimi tarafından yaklaşık 6 milyon Yahudi'nin vahşi bir şekilde katledilmesi, insanlık tarihindeki en büyük trajedilerden birini oluşturuyor. Peki, Holokost'un karanlık tarihi nasıl şekillendi?

Holokost cenderesi nedir?

Holokost terimi, İbranice kökenli olan 'olah' teriminin Yunanca çevirisi olan 'holos' (tüm, komple) ve 'kaustos' (yakılmış, köz olmuş) sözcüklerinin birleşimiyle oluşmuştur. 'Olah', Yahudilikte tamamen yakılan bir adak türünü ifade ederken, Holokost terimi 'tamamen yakılmış, yanıp kül olmuş' anlamına gelir. 'Kaustos' sözcüğü ise 'yakmak' anlamına gelen 'kalein' sözcüğünden türemiştir. Ayrıca, İbranice kökenli 'Shoah' sözcüğü de 'felaket' anlamına gelir ve özellikle 1940'larda İsrail ve Avrupa'da Holokost için kullanılan standart bir İbranice terim haline gelmiştir. Tüm bu terimler, Holokost'un dehşeti ve anlamı üzerine derinlikli bir kavrayış sağlamak adına kullanılmaktadır.

Holokost, Nazi Almanyası'nın Yahudi Soykırımı olarak bilinen dehşet verici dönemi, Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Almanyası döneminde gerçekleşti. Nazi rejimi, Heinrich Himmler'in komutasındaki SS güçleri tarafından işgal edilen bölgelerde, binlerce Yahudi'nin sistematik bir şekilde katledilmesiyle tarihin en karanlık sayfalarından birine imza attı.

Yakın dönemdeki tahminler, Nazi rejimi tarafından öldürülen insan sayısının 10-11 milyon civarında olduğunu gösteriyor.

Holokost öncesi Avrupalı Yahudilerin dokuz milyon civarında olduğu bilinirken, bu süreçte yaklaşık üçte ikisi hayatını kaybetti. Bir milyon üzerinde Yahudi çocuk, yaklaşık iki milyon Yahudi kadın ve üç milyon Yahudi erkek Holokost'ta hayatını kaybetti. Nazi Almanyası ve işgal ettikleri bölgelerdeki 40.000'den fazla tesis, toplama, hapsedme ve katletme amaçlı olarak kullanıldı.

Holokost'un ilerleyişi, şiddet ve soykırımın aşamalarıyla gerçekleşti. Nürnberg Yasaları gibi Yahudilerin sivil haklarını ellerinden alan yasalar, II. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa'da yürürlüğe girdi. Toplama kampları, mahkûmların köle gibi çalıştırıldığı yerler olarak kullanıldı. Almanya'nın işgal ettiği her yerdeki paramiliter gruplar, Yahudileri ve politik muhalifleri toplu infazlarla öldürdü.

Yahudiler ve Romanlar, gettolara hapsedildi ve nakliye trenleriyle ölüm kamplarına gönderilmeden önce bir arada tutuldular. Yolculuk sırasında ölmeyenler çalıştırıldı, tıbbi deneylerde kullanıldı veya gaz odalarında öldürüldü. Nazi bürokrasisi, soykırımın organizasyonuna yardım etti ve Üçüncü Reich, Holokost'a dönüşen bir Soykırım Devleti haline geldi.

Dünya Savaşı sırasında hayatını kaybeden Yahudi sayısının 6 milyon olduğu biliniyor. Bugün, İsrail'de her yıl 27 Nisan'da Holokost kurbanlarını anma törenleri düzenleniyor.

Holokost kaç kişi öldü?

Holokost'ta yaklaşık altı milyon Yahudi'nin sistematik bir şekilde öldürüldüğü tahmin ediliyor. Ancak, bu sayıya ek olarak, Nazi rejimi tarafından diğer gruplara da yönelik soykırımlar gerçekleştirilmişti. Toplamda, siyasi muhalifler, Romanlar, engelliler, Sovyet savaş esirleri ve diğer azınlık grupları da dahil olmak üzere toplamda on milyonlarca insanın Nazi rejimi tarafından öldürüldüğü düşünülüyor. Bu sayılar, tarihsel kaynaklar, belgeler ve araştırmalar çerçevesinde tahmin edilmekte olup, kesin bir sayıya ulaşmak zor olabilmektedir.

Holokost nasıl bitti?

Holokost, Müttefik kuvvetlerin II. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası'nı yenmesiyle birlikte Mayıs 1945'te sona ermiştir. Müttefik kuvvetler, taarruzlar düzenleyerek Avrupa'da toplama kamplarını ele geçirmiştir.

Müttefik kuvvetlerin ilerleyişi, Nazilerin Holokost'u sürdürme kabiliyetini giderek sınırladı. 1944'ün sonlarında, Kızıl Ordu, Polonya'daki toplama kamplarını ele geçirmeye başladı. Bu kamplarda, Naziler tarafından öldürülmüş milyonlarca insan cesedi bulundu.

Müttefik kuvvetler, 1945'in ilk aylarında Almanya'nın içlerine doğru ilerlemeye devam etti. 20 Nisan 1945'te, Adolf Hitler, Berlin'de intihar etti. 8 Mayıs 1945'te, Almanya, koşulsuz olarak teslim oldu.

Holokost'un sona ermesiyle, Nazilerin Yahudilere yönelik soykırım planı da sona erdi. Ancak, Holokost'un etkileri, günümüzde hala hissedilmeye devam ediyor.

Holokost'u anma günü

Nazi rejiminin dehşet verici eylemlerine tanıklık eden Auschwitz toplama kampının müttefik güçler tarafından kurtarılışının yıldönümü olan 27 Ocak, pek çok ülkede Holokost Anma Günü olarak anılmaktadır. Bu tarih, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 2005 yılında Uluslararası Holokost Anma Günü olarak resmen kabul edilmiştir.

Auschwitz, Nazi katliamlarının merkezlerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Nazi Almanyası'nın işgal ettiği bölgelerdeki toplama ve imha kamplarından biri olan Auschwitz, milyonlarca insanın acımasızca katledildiği yer olma özelliğini taşır. Kurtuluş günü olarak anılan 27 Ocak, Nazi zulmü ve Soykırımı'nın bir sembolü haline gelmiş, bu karanlık dönemi anma ve soykırıma maruz kalanları anma amacıyla dünya genelinde bir gün olarak kabul edilmiştir.

27 Ocak, anma etkinlikleriyle dolu bir gün olarak pek çok ülkede Yahudi Soykırımı'nın kurbanlarını anma, soykırımın hatırasını canlı tutma ve insanlık adına bir daha asla yaşanmaması gereken bu tür trajedilere karşı durma fırsatı sunmaktadır.

Erdoğan Holokost cenderesi açıklaması?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile düzenlenen ortak basın toplantısında, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını ve Filistin halkına yönelik zulmü sert bir dille eleştirdi. Erdoğan, 7 Ekim'den bu yana devam eden saldırılarda 13 bin Filistinli çocuğun, kadının ve yaşlının öldürüldüğünü belirterek, "Bu rakamlar karşısında elimiz kolumuz bağlı mı duracağız? Buna karşı hiç sesimizi çıkarmayacak mıyız?" diye sordu.

İsrail'in, Hamas'ın silah varlığı ve gücü ile mukayese edilemeyecek kadar güçlü olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Hamas'a böyle bir mali destek veriliyor mu? Hayır, böyle bir şey de yok. Filistin'in kendisine verilmesi gereken destekler de verilmiyor" dedi.

Erdoğan, İsrail'in ibadethaneleri, kiliseleri ve hastaneleri vurmasının Tevrat'ta olmadığını belirterek, "Bu çocuklar nasıl vuruluyor? Hastanelerde bunlar nasıl öldürülüyor? Bunlar karşısında biz elimiz, kolumuz bağlı mı duracağız?" diye sordu.

Türkiye'nin İsrail'e borcunun olmadığını ve bu nedenle rahat konuşabildiğini belirten Erdoğan, "Biz Holokost cenderesinden geçmedik. Öyle bir durumumuz da yok. Çünkü insana saygımız bizim çok çok farklıdır" dedi.

Erdoğan, Türkiye ve Almanya'nın İsrail ve Filistin arasında bir insani ateşkesin sağlanmasına katkıda bulunmak için birlikte çalışacağını belirterek, "Bu adımı atarsak, bu ateş çemberinden bölgeyi kurtarma imkanı yakalarız" dedi.

Rehinelerin takası konusunda da konuşan Erdoğan, "Rehine sayısı itibarıyla İsrail'deki rehinelerin sayısı nedir? Öbür tarafta, Hamas'ın veya Filistin'in elindeki rehinelerin sayısı nedir? Buna baktığımız zaman katbekat fazlasıyla İsrail'in elinde rehine var. Yılların rehineleri, tutsakları İsrail'in elinde. Bunu da görmemiz lazım. Bunu görmezsek bu da haksızlık olur" dedi.