Hüseyin Hilmi Işık, İslami düşünce dünyasında nasıl bir yer edindiği ve cemaatinin Türkiye'deki dinî akımlarla ilişkisi, birçok kişinin kafasında soru işaretleri oluşturuyor. Peki, Hüseyin Hilmi Işık kimdir, hangi cemaatten? İşte detaylar...
Hüseyin Hilmi Işık kimdir?
Hüseyin Hilmi Işık; 21 Mart 1911 doğumlu, Türk din adamı ve İslam düşünürü olarak tanınmaktadır. Özellikle İslam dini üzerine yazdığı eserlerle dikkat çekmiş, ölümünden sonra onun görüş ve düşüncelerini benimseyen "Işıkçılar Cemaati" adında bir topluluk oluşmuştur.
Hayatı
Hüseyin Hilmi Işık, 21 Mart 1911 tarihinde İstanbul'un Eyüp Sultan ilçesinde doğmuştur. Ailesinin kökenleri, Plevne’nin Lofça kasabasındaki Tepova köyüne dayanmaktadır. Babası Saîd Efendi, 1877 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında muhacir olarak İstanbul’a yerleşmiştir.
Dini Eğitimi
Işık, "Seâdet-i Ebediyye" adlı eseriyle geniş bir okuyucu kitlesi edinmiş, bu kitap üzerine gelen sorular ve talepler doğrultusunda eserin her baskısına yeni eklemeler yaparak 1248 sayfaya ulaşan bir çalışma ortaya koymuştur. Eserin İngilizce çevirisi ise "Endless Bliss" adıyla Hakîkat Kitabevi tarafından beş cilt halinde yayımlanmıştır.
Ölümü
Arapça, Farsça, Fransızca ve Almanca gibi dillerde yetkin olan Hüseyin Hilmi Işık, 26 Ekim 2001 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi, Eyüpsultan Mezarlığı’ndaki Kâşgârî Dergâhı yanına defnedilmiştir. Eşi Nefise Siret Işık ise 28 Şubat 2009 tarihinde hayatını kaybetmiş ve eşinin yanına gömülmüştür. Hüseyin Hilmi Işık'ın iki çocuğu bulunmaktadır; bunlardan biri erkek, diğeri kızdır. Ayrıca, İhlas Holding'in kurucusu Enver Ören'in kayınpederidir.
Işıkçılar Cemaati: Temelleri ve Özellikleri
Işıkçılar Cemaati, Hüseyin Hilmi Işık'ın rehberliğinde oluşmuş bir topluluktur ve Kaşgarî Dergâhı'nın müridi olan Işık'ın öğretisine dayanmaktadır. Cemaatin temel ilkeleri, Işık'ın yazdığı "Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye" adlı eserinde yer almaktadır. Bu kitapta, İslam’ın temel kaynaklarının dışına çıkmanın, dinin reforme edilmesi anlamına geldiğini savunarak, bu tür yorumları reddetmektedir. Işık, ilk dönem âlimlerinin ve sahabelerin eserlerinin her asrın ihtiyaçlarına göre değiştirilmesinin yeni bir din oluşturmak anlamına geleceğini belirtmiştir.
1970'li yıllarda, Hüseyin Hilmi Işık’ın damadı Enver Ören, askeri eğitim almış biri olarak cemaate katılmış ve Işık’ın etkisini artırmıştır. Işıkçılar Cemaati'nin diğer dini gruplardan farklılaşmasını sağlayan unsurlardan biri, kurucularının geleneksel dini eğitim kurumlarından gelmemeleridir. Bunun yerine, ordu okullarında eğitim alan ve üniversite mezunu olan entelektüel bireyler olarak, cemaatin politik ilişkilerinde daha uyumlu bir tutum sergilemişlerdir.
Faaliyetler ve Yayıncılık
Enver Ören, 1970'te bir grup arkadaşıyla "Hakikat" adlı gazeteyi kurmuştur. Daha sonra, Hüseyin Hilmi Işık ile birlikte Türkiye Gazetesi’ni yayınlamaya başlamış ve zamanla radyo ve televizyon yayıncılığına yönelerek TGRT kanalını kurmuştur. Bu yayın organlarının amacı, gelişen sol hareketlere karşı devleti savunmak ve anarşizme karşı bir duruş sergilemektir. Cemaati, "Türk-İslam" çizgisi ile tanımlanabilir.
Politik Çizgi ve İlişkiler
Hüseyin Hilmi Işık, dini bir cemaat olarak tanınmaya özen gösterirken, Enver Ören politikaya daha aktif bir şekilde katılmayı seçmiştir. Işıkçılar Cemaati, dini sınırlar içinde kalmaya çalışarak Kemalist rejime karşı dururken, Ören daha sonra bu durumu değiştirip devlet-siyaset-din ilişkisini yeniden şekillendirmiştir. Cemaat, başından itibaren Türk-İslam çizgisinde yer aldığından, bu geçiş oldukça kolay olmuştur. 12 Eylül sonrası ordu ile herhangi bir sorun yaşamadan, komünizme karşı mücadele politikası benimsemişlerdir.
Cemaat, ticari alanda da küresel kapitalizme uyum sağlamış ve Anadolu Kaplanları ile iş ilişkileri kurarak önemli bir finans kuruluşları grubu haline gelmiştir.
Eleştiriler
Hüseyin Hilmi Işık, Necip Fazıl Kısakürek'in sohbetlerinde bulunmuş ve Kısakürek, Işık'ın ilmi ve eserlerinin sahte olduğu iddialarında bulunmuştur. Kısakürek, bu konuda Arvâsî'nin yakınlarından gelen şahitliklere de atıfta bulunmaktadır. Gazeteci Sabahattin Önkibar ise, Işıkçılar Cemaati'nin yayın organlarından Türkiye Gazetesi ve TGRT TV'de çalıştığı dönemde, Enver Ören’in siyasi tutumunun değiştiğini ve farklı politik figürlere yöneldiğini ifade etmiştir. Önkibar, Enver Ören’in Recep Tayyip Erdoğan'ın programına katılması hakkında kaygılarını dile getirdiğini de belirtmiştir.