İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Ekim Ayı son oturumu, Başkanvekili Altan İnanç başkanlığında gerçekleşti. Meclis maddelerinde yer alan, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında kültürel miras alanlarının korunması ve gelecek nesillere aktarılması için ortak çalışma yürütmek, yöntem ve dil birliği oluşturarak süreklilik arz eden bir model geliştirmek ve yaygınlaştırmak için hazırlanan ve önerge ekinde yer alan “İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İLE İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ARASINDA KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI AMACIYLA İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ”nün kabulü ve imzalanması için Başkanlık Makamına yetki verilmesi hususlarının oy çokluğu ile uygun bulunduğuna ilişkin” madde AK Parti ve CHP gruplarında tartışma yarattı.

“Bu bir hakaret”

AK Parti Foça Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe’nin maddenin İzmir’deki üniversitelerin hiçe sayıldığı yönündeki eleştirisi, CHP grubu tarafından hayretle karşılandı. Boztepe, “Bu maddeyi gördüğümde şok geçirdim. İzmir’deki üniversitelerimize böylesine bir hakaret yapılmamalı” ifadelerini kullanırken, CHP Bayraklı Meclis Üyesi İpek Kul ise, “Anadolu Hisarı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mirasım projesiyle halkımıza açıldı. İzmir’in de Ekrem İmamoğlu’nun da söylediği gibi açık hava müzesi olması için son derece yerinde ve mirası korumak adına önemli bir uygulama olacaktır” dedi.

“Konuşmak için söz alıyorlar”

CHP Çiğli Meclis Üyesi Rifat Özer ise, Boztepe’nin sözlerini ‘Konuşmak için konuşmak’ olarak nitelendirerek şu ifadeleri kullandı:

“Protokolün 2’nci maddesinde uygulamanın amacı belirtilmiştir. Protokolün konusu İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin 2019-2023 yılında edindikleri bilgi birikimlerini İzmir ile paylaşarak bir model geliştirmektir. Bunun İzmir’deki üniversitelere hakaret içerdiğinin bir temeli var mı? Konuşma yapılmak için yapılmış bir konuşma veya belediyemizin başarılı projeleri karşısında durmak gibi bir çalışma olabilir. Hüsnü bey benim çok eski bir arkadaşımdır ancak bazen muhalefete sıkıştıkları zaman bu alanı nasıl geliştireceklerini düşünerek bu konuşmaları yapıyorlar yoksa Hüsnü bey böyle bir şey yapmazdı diye düşünüyorum. Gayet masum bir sözleşmeyi böyle bir hakaretle özdeşleştirmek yakışık olmadı. İstanbul bir dünya şehri. Gerek nüfusu gerekse de aktiviteleriyle. İstanbul’un ismi çok büyük, bu ismi duyan bazıları toplu iğne yemiş gibi oluyor oysa bu masum sözleşmede karşılıklı yardımlaşma var. Dolayısıyla burada İstanbul lafı söylendiğinde bir merak konusu ve korku konusu oluyor. Olayın özü bence bu. Oysa bu masum sözleşme İstanbul Sözleşmesi gibi korkulacak bir sözleşme değil.”

Konuşmaların ardından komisyonlardan oy çokluğu ile gelen madde yine oy çokluğu ile kabul edildi.

Muhabir: Nazlı Şentürk