İmar Yasasına Takılanlar Derneği, Konak Meydanı’nda bir basın açıklaması düzenledi. Az katlı bina ve arsa sahiplerinin katıldığı açıklamada konuşma yapan İmar Yasasına Takılanlar Derneği Başkanı İbrahim Hacıoğlu, ülkede ruhsatsız ve ruhsat eklerine aykırı 5 milyondan fazla yapının olduğunu söyledi. TMMOB’a göre bu sayının 10 milyonun bulduğunu ekleyen Hacıoğlu, “Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca 2018 yılında çıkarılan imar barışı yasasının uygulanmasından sonra da çok çeşitli mağduriyetler oluşmuştur. Kentsel dönüşüm ve bina kimlik uygulaması ile bu problemlere çözüm üretilmemiştir” dedi.
Sağlam evleri yıkmak zarar doğurmayacak mı?
6 Şubat 2023 tarihinde Kahmaramanmaraş merkezli yaşanan ve 10 ili etkileyen depremi hatırlatan İbrahim Hacıoğlu, “Dönemin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum konuk olduğu bir TV programında depremden yaklaşık 2 ay sonra yıkılan binaların sadece yüzde 6’nın 2018 yılında çıkartılan yasadan faydalandığını açıklamıştır” ifadelerini kullandı.
Deprem kadar ülkedeki yapı stoku konusunda da ciddi sorunların olduğuna dikkat çeken Hacıoğlu, “Deprem, ülkemizin sağlam yapı stoku konusunda ciddi sorunları olduğuna da işaret etmektedir” dedi. “Deprem kuşağı içinde bulunan ülkemiz, ileride olacak depremlerde insanlar nereye sığınacak sorusunu kendimize sormamız gerekiyor” diyen Hacıoğlu, Devletimiz tüm maddi imkanlarını zorlayarak yıkılan binaların yerine yenilerini yapmaya, depreme dayanıksız binaları kentsel dönüşümle yenilemeye çalışıyor. Çoğu kırsal bölgelerde vatandaşın deprem, pandemi ve pahalılıktan kaçmak için kendi tapulu arazisinde yaptığı geneli 1-2 katlı sağlam milyonlarca ev ne olacak? Sağlam evleri yıkmak yarardan çok zarar doğurmayacak mı?” sözleriyle az katlı sağlam binaların varlığına dikkat çekti.
Artan kiralar toplumsal huzursuzluk konusu oldu
Ekonomik kriz nedeniyle artan ev, kira ve inşaat malzemesi fiyatlarına değinen İbrahim Hacıoğlu, “Dünya ve ülkemizdeki ekonomik krizlerin tam ortasında, artan kira, ev, inşaat malzemesi fiyatları toplumsal huzursuzluk konusu olmakta, kiracılar-ev sahipleri, birbirlerini öldürmeye teşebbüs etmekte, milyonlarca TL ev fiyatları, binlerce TL ev kiraları insanları patlama noktasına getirmiştir. Bu şartlarda, bir kişinin ruhsatsız diye köyündeki 1 katlı sağlam evini yıkmak demek, onun şehirlerde potansiyel bir “sözde ruhsatlı” apartman dairesi kiracısı ya da müşterisi olması demektir. Bu da göçün, kira ve ev fiyatlarının, kavgaların artması demektir. Depremlerde kaçıp sığınacak yerimizin olmaması demektir. Mutsuz, evsiz vatandaşlar demektir. Milli ve bireysel servetin yok olması demektir. Yani bindiğimiz dalı kesmek demektir” sözlerini kaydetti.
Sağlam binaya ‘Bina Kimlik Belgesi’ verilsin
Özel mülk üzerindeki sağlam az katlı binaların incelenmesi ve gerekli şartları taşıyan yapıların bina kimlik belgesi alması gerektiğini vurgulayan Hacıoğlu, “Ruhsatsız diye tüm evleri yıkmak çözüm değildir, özel mülk üzerindeki bu evleri sağlamsa “bina kimlik belgesi” ile kayıt altına alarak topluma ve ekonomiye kazandırmak kuşkusuz en mantıklı çözümdür. Bu şekilde devlet, hem konut soruna olumlu bir katkı yapacak, hem sağlam yapı stokunu ve milli serveti koruyacak hem de vergi ve yapı kayıt ücretleri ile devlet ekonomisine milyarlarca lira katkı sağlayıp toplumsal huzuru tesis edecektir” ifadelerini kullandı.
Dirençli yapılar yapı kayıt belgesi ile kayıt altına alınmalı
Kentsel dönüşümün işlerlik kazanması gerektiğini söyleyen Hacıoğlu, açıklamasında şu cümlelere yer verdi: “Meclisin deprem araştırma raporunda vurgulandığı üzere, kentsel dönüşüm işlerlik kazanması gerekir, bunun için de ruhsat ve eklerine aykırı yapılan yapılara son kez yasal düzenleme yapılması zorunluluktur. İzinsiz yapıları, risk raporu ile afete dirençli olup olmadığı denetlenmeli, dirençli yapılar yapı kayıt belgesi ile kayıt altına alınmalı, dirençli olmayan yapılar ise güçlendirme veya kentsel dönüşüm ile yenileme hakkı verilmelidir.”
Açıklamasının sonunda yasal düzenlemeler ile mağdur vatandaşların korunması gerektiğini vurgulayan Hacıoğlu, “ortada bir sorun varsa, vatandaş tek başına suçlu kabul edilmesi hatalı yaklaşımdır. Devlet vatandaşına çözüm üretmesi beklenir. Biz sadece sorunları değil, çözümü de birlikte dile getirmek istedik. Buradan yetkilere sesleniyoruz, deprem var diyerek bizi görmezden gelemezsiniz. Deprem varsa, çözümü de var, gel denetle sağlamsa izin ver, değilse kentsel dönüşüm onayı” sözleriyle açıklamasını noktaladı.