İmran Han, siyasete girişiyle birlikte Pakistan'da büyük bir umut ışığı olmuştu. Ancak, görev süresi boyunca karşılaştığı engeller ve hukuki sorunlar, onun liderlik yolculuğunu karmaşık hale getirdi. Kriket sahalarından parlamento koridorlarına, başbakanlık koltuğundan hapishane hücresine uzanan bu yolculuk, sadece siyasi bir hikaye değil, aynı zamanda insan doğasının karmaşıklığını ve güç mücadelelerinin acı gerçeklerini de yansıtıyor.
Bu yazıda, İmran Han'ın yükselişini ve düşüşünü yakından inceleyeceğiz. Spor arenasından siyaset sahnesine uzanan bu olağanüstü yolculuk, sadece bir liderin kariyerinin öyküsü değil, aynı zamanda bir ülkenin ve bir toplumun geçmişi, bugünü ve geleceği hakkında derinlemesine bir bakış sunuyor. İmran Han'ın hayatı ve siyasi kaderi, okuyucuları merakla bekleyen bir maceranın kapılarını aralıyor.
İmran Khan kimdir?
İmran Han, 5 Ekim 1952'de doğdu. 2018 Ağustos'undan 2022 Nisan'ına kadar Pakistan'ın 22. Başbakanı olarak görev yaptı. Aynı zamanda Pakistanlı bir siyasetçi, eski bir kriket oyuncusu, hayırsever, kriket oyunu yorumcusu ve Bradford Üniversitesi'nin eski rektörüdür. Han, aynı zamanda annesi Şevket Hanım anısına kurulan Kanser Hastanesi ve Namal Koleji'nin de kurucusudur.
Kriket kariyeri, onu 20. yüzyılın son yıllarında ulusal kriket sahnesinde parlak bir oyuncu yaptı. Spor kariyerinin sona ermesinin ardından, politikaya olan ilgisi arttı. 1980'ler boyunca ve 90'ların başında Pakistan milli kriket takımının kaptanlığını yaptı. 1996'dan 2023'e kadar Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI) siyasi partisinin kurucusu ve eski başkanı olarak aktif bir siyasetçi olarak yer aldı.
1996'da Pakistan Adalet Hareketi'ni kurdu ve partinin ilk başkanı oldu. Kasım 2002'den Ekim 2007'ye kadar Pakistan Ulusal Meclisi'nde Mianvali seçim bölgesinden milletvekili olarak görev yaptı. 2013'teki seçimlerde partisi ulusal mecliste 35 sandalye kazandı. GlobalPost gazetesi, 2012'de onu yılın liderlerinden biri olarak üçüncü sıraya koydu. Aynı yıl, Asia Society tarafından Asya'da Yılın Adamı seçildi.
2018'deki genel seçimlerde Pakistan Adalet Hareketi liderliğindeki koalisyon zafer kazandı ve 18 Ağustos 2018'de Pakistan Başbakanı olarak göreve başladı. Ancak, 10 Nisan 2022'de meclis güvensizlik oylamasında çoğunluğu kaybederek başbakanlık görevinden alındı. Bu, parlamentoda bir başbakanın gensoru önergesi ile görevden alınması açısından bir ilk oldu.
Han'ın hukuki sorunları ve siyasi tartışmaları sadece başbakanlık dönemiyle sınırlı değil. 2022'de, polis ve yargıyı yakın bir yardımcısını tutuklamak ve işkence yapmakla suçlayarak terörle mücadele yasaları uyarınca suçlandı. Ardından, Pakistan Yüksek Seçim Komisyonu, yabancı liderlerden ve temsilcilerden aldığı resmi hediyeleri yasa dışı bir şekilde satmakla suçlandı ve siyasi yasakla karşı karşıya kaldı.
Ayrıca, 2023'te adliyeye giren paramiliter birlikler tarafından yolsuzluk suçlamasıyla tutuklandı. Bu olaylar, ülke genelinde protestolara neden oldu ve destekçilerinin binlercesi tutuklandı. Hapisten serbest bırakıldıktan sonra, devlet mülkiyetindeki hediyeleri alıp satmakla suçlanarak üç yıl hapis cezasına çarptırıldı, ancak temyiz mahkemesi cezasını askıya aldı ve kefaletle serbest bırakıldı.
Ancak, devam eden hukuki sorunları vardı. 2024'te, Pakistan'ın Washington büyükelçisi tarafından İslamabad hükümetine gönderilen gizli bir telgrafın içeriğini ifşa etmekten suçlu bulundu ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu son olaylar, onun siyasi ve hukuki geleceği hakkında daha fazla belirsizlik yarattı.
İmran Khan öldü mü?
İmran Han'ın yaşamı hala devam ediyor. Eski Pakistan Başbakanı, son zamanlarda büyük bir siyasi saldırıya ve hukuksal mücadeleye maruz kaldı. 3 Kasım 2022'de Punjab eyaletinin Wazirabad kentinde düzenlenen bir miting sırasında silahlı bir saldırıya hedef oldu. Bu saldırıdan sağ kurtulmasına rağmen, ülke genelinde derin endişe ve şok dalgaları yarattı. Pakistan'ın siyasi arenası, bu olayın etkilerini uzun süre hissetti ve güvenlik önlemleri ciddi şekilde sıkılaştırıldı.
Ancak İmran Han'ın zorlu günleri bununla sınırlı değildi. 9 Mayıs 2023'te, Islamabad Yüksek Mahkemesi'nde yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı ve paramiliter birlikler tarafından gözaltına alındı. Bu olay, ülke genelinde büyük protestolara ve Han'ın destekçilerinin tutuklanmasına yol açtı. Ancak, Han serbest bırakıldıktan sonra bile yargılamaları devam etti.
Başbakanlık döneminde, Han'ın yurtdışındaki diplomatik ziyaretler sırasında devlet mülkiyetindeki hediyeleri kişisel çıkar için kullandığı iddia edildi. Bu suçlamaların ardından hapis cezasına çarptırıldı ancak cezası askıya alındı ve kefaletle serbest bırakıldı. Ancak, Han'ın hukuksal sorunları henüz sona ermedi. Devlet sırlarını ifşa etmek ve Resmi Sırlar Yasası'nı ihlal etmekle suçlandığı diplomatik bir şifre davasıyla karşı karşıya kaldı ve 30 Ocak 2024'te 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.