Güncel

İncir çiftçinin elinde eriyor: Sebep JES’ler mi sıcak hava mı?

Bir sosyal medya kullanıcısının önceki gün Aydın’daki incir ağaçlarının fotoğraflarını paylaşmasıyla eriyen incirler gündem oldu. Kimi kullanıcılar JES’lere tepki gösterirken kimisi de bu yıl artış gösteren hava sıcaklığına dikkat çekti

Abone Ol

Kardelen BUĞDAY – ÖZEL HABER

Önceki gün, bir sosyal medya kullanıcısının Aydın’da incir ağaçlarının fotoğraflarını paylaşması, bölgede yaşanan incir üretimindeki sorunları gündeme getirdi. “Aydın’da incir eriyip yok olurken” başlığıyla paylaşılan yazıda, “Bu sezon Aydın’da incir üretimi daha önceleri hiç olmadığı kadar kötü. İncirler daha ağaç başında iken lekeleniyor, siyahlaşıyor, kabukları inceliyor, içi eriyor sulanıp asitleşiyor, sonra akıp gidiyor.

Bir yerde ağaç başında olan incir eriyip akıp gidiyor, toprak olup yok oluyor. Tüm bunlar bir yıl boyunca bir sürü emek veren, masraf eden, incire çocuğu gibi bakan üreticinin gözü önünde gerçekleşiyor. İncirin eriyip gitmesi ile çiftçinin de gelecek hayalleri yok olup gidiyor” ifadeleri yer aldı.

Sağlam incir yok

Ağaçlardaki incirlerin, sağlıklı bir yapıda olmadığına dikkat çekilen yazıda, üreticilerin bu durum nedeniyle hasat sırasında zorluk çektiği belirtilerek, “Üretici gelinen nokta itibarı ile İncir ağacı üzerinde bırakın sağlam incir seçmeyi, hurda incirler arasında daha iyi hurda incir seçme çabasında. Aydın’da incirin bu hale gelmesine, lekelenip, akmasına sebep küresel ısınma, sıcaklıklarda hızlı ve fazla artış, nem, yağan asitli çiğlerdir. Korkarız bundan sonra bu durum Aydın’da artarak her sene yaşanacak” denildi.

Söz konusu yazıda resmi makamlar tarafından açıklanan rekolte rakamlarının mevcut rakamları yansıtmadığı ifade edilirken bölgedeki jeotermal enerji santrallerine de dikkat çekildi. Konuyla ilgili, “Bu duruma sebep olanların başında jeotermal santrallerin salınıp yaptığı içinde hidrojen sülfat, bor, arsenik, radon olan yoğuşmayan gazlar ve su buharlarıdır. Bu sene rekolte resmî makamların açıkladığı rakamın yüzde 25-30’u olursa çok iyi denilebilir. Bakmayın siz resmî makamların basma kalıp açıklamalarına. Gelinen noktada Aydın’da incir çiftçinin elinden eriyip yok olarak bitiyor” cümleleri kullanıldı.

Yaklaşık 400 bin kişinin ekonomisi olumsuz etkileniyor

Bölgedeki incirlerin tehlike altına girmesiyle yaklaşık 400 bin kişinin ekonomik açıdan olumsuz etkileneceğine dikkat çekilirken, yetkililere de şu sözlerle tepki gösterildi: “Bu durumdan sonra Aydın’da kim ki jeotermaller incire zarar vermiyor, jeotermaller Aydın’da hava-su-toprak-gıda kirliliği yapmıyor diye açıklamada bulunursa Aydın’da incirin gördüğü zararın müsebbibi ve suç ortağıdır. Aydın’da 400 bin kişinin fakirleşmesinden sorumludur. Hele hele bu tarz davranış Ziraat Odaları tarafından gösterilirse bu hiç ama hiç affedilmez Aydın’a, Aydın çiftçisine ihanet olarak kabul edilir.”

Şentürk: Rekolte düşüklüğünü jeotermale bağlamak anlamsız

Konuyla ilgili açıklama yapan Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Başkanı Ufuk Şentürk, incirde rekoltenin düşük olmasının sadece jeotermal enerji santrallerine bağlamamanın anlamsız olduğunu söyleyerek, “2022 yılında Cumhuriyet tarihinin incir rekoru kırıldı. Biz tatilde değildik. Santrallerimiz çalışıyordu. O nedenle şunu diyebilir miyiz? Jeotermal santraller vardı, rekolte rekorları kırıldı. Bunu diyemeyeceğimiz gibi bu sene de rekoltenin düşük olmasını jeotermale bağlamak kadar anlamsız bir şey yok” dedi.

Bilimsel çalışmalar yapıldı

Jeotermal enerji santrallerinden çıkan gazlar hakkında açıklama yapan Ufuk Şentürk, “Bizim atmosfere bıraktığımız karbondioksit, biz olsak da olmasak da zaten topraktan çıkan bir gaz. Jeotermal santraller yokken de Aydın’da karbondioksit faylar aracılığıyla topraktan çıkıyordu” diye konuştu.

Hidrojen sülfür gazı üzerine bilimsel bir araştırma yapıldığını söyleyen Şentürk, araştırmada hidrojen sülfür gazının bitkilerin kuraklığa karşı dayanımını arttırdığını belirtti. Çalışmanın Aydın’da yapıldığına dikkat çeken Ufuk Şentürk, “Bu çalışmaları da üst üste eklersek, jeotermal santrallerin incire negatif etkisini konuşmak mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Dünya üzerinde 7/24 enerji üretebilen tek kaynağın jeotermal enerji kaynakları olduğunu vurgulayan Ufuk Şentürk, Germencik’te yapılan sera çalışmasının bitmek üzere olduğunu ve yaklaşık 1500 kişiye istihdam sağlayacağını belirtti. Ufuk Şentürk son olarak, “Jeotermali kötülemek yerine güzel taraflarını öne çıkarmak lazım. Jeotermal kaynaklar dünyanın her tarafında kabul görmüş, yenilenebilir enerji kaynağıdır” diye konuştu.

Hakan Çakıcı: Kümülatif etki söz konusu

Aydın ve İzmir’deki incir üretimi hakkında bilgi veren İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, iki şehirdeki incirin özel bir mikroklima ürünü olduğuna söyledi.

İklim değişikliği sorununa dikkat çeken Çakıcı, bu yıldaki hasat döneminde bu sorunu daha fazla gördüklerini belirterek, “Özellikle döllenme zamanında bu etkiyi gördük. Bundan çok etkilendi” dedi.

“İncir iklimdeki her türlü değişime çok açık bir bitki” diyen Çakıcı, ürünün bu özelliğiyle en küçük bir hava değişiminden fazlaca etkilenebileceğini vurguladı.

‘Gazlar iklim değişikliği yaratıyor’

Jeotermal enerji santrallerinin bölgenin iklim koşullarına etki ettiğini söyleyen Dr. Hakan Çakıcı, Germencik’teki jeotermal tesisleri hatırlatarak, “Germencik yöresinde de çok yoğun hem jeotermal santraller var hem kuyular var ve bu projeler çok yakın birbirine. Kümülatif dediğimiz bir etki söz konusu ve bu gerçekten o bölgedeki iklime çok etki ediyor” dedi.

“Jeotermal gazların, havada asit yaratma etkisi var” var diyen Çakıcı, “Havaya buharla verilen gazların da tekrar yoğuşarak bitki yapraklarına, meyvelere geliyor. Ayrıca nemli bir ortam yaratmaları da söz konusu. Bunlar o bölgedeki bahçelerdeki iklim değişikliğine sebep olduğu ve bu gazlarla ilgili zararlar ortaya çıktığı için incir bundan çok etkileniyor” diye konuştu.

‘Ürün az fiyatlar yüksek’

İzmir ile ilgili henüz net verileri elde edemediklerini söyleyen Hakan Çakıcı, “Bu sene rekolte ve kalitesindeki düşüşü direkt gördük. Geçen sene de bu söz konusuydu. Ürün az fiyatlar çok yüksek. Gittikçe coğrafi avantajlarımızı maalesef bazı özel ürünlerde kaybediyoruz. iklim değişikliğinde de insan etkisi var. Bir de bölgesel olarak taş ocakları, santralleri eklemek lazım. Bunlar da zaten direkt olarak hızlandırıyor. Etki ediyor. Özel ürünler de bundan çok etkileniyor” sözlerini kullandı.

‘Fizibilite ve proje çalışmalarının çok dikkatli yapılması gerekiyor’

Yapılan ve yapılması planlanan enerji santralleri hakkında görüş bildiren Hakan Çakıcı, “Külliyen buna karşı çıkmaktan ziyade özellikle tarım alanlarına, yer altı su kaynaklarına zarar vermeyecek projelerin yapılması ve bunların tarım alanlarından uzak durması gerekiyor. Fizibilite ve proje çalışmalarının çok dikkatli yapılması, ÇED raporlarının çok iyi yapılması da gerekiyor. Kümülatif etki dediğimiz, yani yan yana birkaç santral yaptığınızda bunun etkisi çok artıyor. Çok sayıda kuyu da açılıyor. Öyle olunca arazi alanı birbiriyle çakışıyor. Bu alanda arama, sondaj alanları birbiriyle iç içe geçiyor. Biz bunlara kümülatif etki diyoruz. Bu etki o bölgedeki pek çok arazi suyuna, yer altı suyuna, iklim koşullarına olumsuz yansıyor. İncir gibi bir ürün de bundan çok etkileniyor” ifadelerini kullandı.