İzmir'de yaşanması muhtemel su sorunu hakkında açıklama yapan AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı şu ifadeleri kullandı:
İzmir’imizin barajları tehlike alarmı veriyor. Barajlarımızın doluluk oranı ne yazık ki %30.
CHP belediyeciliğinin eseri olan sağlıksız, yetersiz ve plansız altyapı yüzünden mevcut su varlığımızı koruyamıyor ve değerlendiremiyoruz. Çünkü CHP belediyeciliği on yıllardan bu yana, yağmur suyunu barajlara aktararak orada toplayıp koruyacak bir altyapı inşa edemedi. Bugün, musluklarımıza ulaşan suyun yaklaşık %45’i niteliksiz altyapı yüzünden yok oluyor ve bu kayıp-kaçak bedeli yine İzmirli hemşehrilerimizin faturalarına yansıyor. İzmirliler her ay kullanmadıkları suyun parasını ödüyor.
Bir diğer büyük tehlike arz eden konu ise yağmasını çok istediğimiz yağmurlar. Hem yağmasını istiyoruz hem de geçtiğimiz günlerde yağmur sonrası elektrik akımına kapılan vatandaşlarımızın akıbetine benzer hadiseler yaşanmasından çok korkuyoruz.
Çünkü CHP belediyeciliği İzmir’de yaşamayı adeta bir çileye, riske ve endişeye dönüştürdü.
Buradan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne sesleniyorum. Bir an önce yağmur atık sularını tahliye eden hatlarınızı mazgallardan başlayarak denetleyin. Gerekli yenileme ve düzenlemeleri yapın.
İzmir’in tek bir olumsuzluk yaşamaya, tek bir vatandaşımızın canının yanmasına artık sabrı yoktur.
Olası bir menfi durumun yerel idare yönüyle en büyük müsebbibi İzmir’i hizmetsizlik ve ihmalkarlığa teslim eden, ilgili kurumlarla gerekli koordinasyonları sağlamayan İzmir Büyükşehir Belediyesi’dir.
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, cevap verdiği paylaşımında şu sözleri kullandı:
Sormuşsunuz İzmir'in suyu nerede diye.
Para nerde ?
Baraj nerde ?
İzmir’in su ihtiyacı için Gördes barajı yapılacaktı. Hükümet utanmadı bunun parasını İzmirlilerden istedi. Evet doğru duydunuz! Hükümet İzmir’in su ihtiyacı için baraj yaptı ve parasını İzmirlilerden istedi. Bugüne kadar İzmir büyükşehir belediyesi 257 milyon lira para ödedi. Ama barajı yapmayı beceremeyen hükümet barajda su tutmayı başaramadı. Su tutamayan baraj yaptılar. Barajın parasını almaya devam ediyorlar.
Parayı alıp , barajı yapamayanlar da soruyor, su nerede diye?
Asıl soru çok açık!
Para nerede ?
Baraj nerede ?
AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı son olarak şunları kaydetti:
CHP’nin İzmir’de art arda sergilediği siyasi sorumsuzluk, bilgisizlik ve yetersizlik belediyecilikten parti teşkilatlarına kadar her noktaya sirayet etmiş durumda.
CHP İzmir teşkilatının başındaki kişinin Gördes Barajı üzerinden yaptığı cehalet kokan açıklama mevcut hallerini, siyaseten düştükleri çukuru çok iyi anlatıyor. Bilhassa biz, İzmir gündemini merkeze alıp İzmir’in sorunları üzerinde durdukça, onun genel meselelerden popülist bir fenomen dili kullanarak bahsetmesi, niteliksiz ve manasız çırpınışları CHP’nin siyaseten İzmir’de nasıl iflas ettiğini ortaya koyuyor.
On yıllardır İzmir’i büyük bir kasaba olma vizyonundan öteye geçiremeyen CHP Belediyeciliği ve yerel siyaset anlayışı laf üstüne laf koyacağına taş üstüne taş koysun. Sorun değil çözüm üretsin. Algı değil hakikat inşa etsin. İnternet fenomenliği, sosyal medya trollüğü kimliğini terk edip İzmir’e hizmet edecek siyasetçi kimliklerini taşısınlar. Ve yürekleri yetiyorsa şu soruları da cevaplasınlar.
1)Madem sorumlu siyasetçilersiniz, neden İZBETON ile kooperatifler arasındaki iptal yazısı hakkında açıklama yapmadınız. Bu İzmir için *”kayıp milyarlar skandalıdır!”*
2)Hükümetimizin İzmir’in su sorunuyla ilgilenmediğini iddia ederken; aynı hükümetimizin İzmir’in su problemlerini çözmek için 21 yılda 52 milyar TL’nin üzerinde yatırımla 216 adet tesisi hizmete aldığını, bu tesislerin 2 milyon 230 bin İzmirli hemşehrimize, yılda 72 milyon m3 su sağladığını neden konuşmuyorsunuz? Bilginiz mi yok ya da hakikati algıya kurban edecek kadar siyasi ahlakınızı rafa mı kaldırdınız?
3)Kanun gereği ülkemizde yapılan baraj ve su göletlerinden elde edilen içme suyu, ilgili belediyelere 30 yıl vadeli olarak hissesi oranında eşit taksitler halinde tahsis edilir. Böylece ana yatırımı devlet yapar, belediyelerimiz de yapılan tesislerden alıp vatandaşa sattıkları suyun bedelini 30 yıl vadeli olarak katkı koyarlar. Bu şekilde milyarlarca liralık bu büyük yatırımlar, devlet eliyle belediyelere hiç yük olmadan yapılmakta, harcanan bedel ise 30 yıl vadede geri alınmaktadır. Bu herkesçe bilinen bilgiye sahip mi değilsiniz yoksa İzmir’in hayrına yapılan işleri ve gerçekleri görmemek ve İzmirliye yalan söylemek siyasi varlığınızın vazgeçilmez bir parçası mı oldu?
4)Gelelim Gördes Barajı'na! 2011 yılından bugüne kadar toplam 254 milyon m3 su alındı. Malum İzmir Türkiye’de en pahalı suyu kullanan ilimiz! Ayrıca kayıp kaçak olarak da yüzde 45 oranına sahibiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi ortalama bir hesapla Gördes Barajı'ndan 4 milyar TL’nin üzerinde bir gelir elde etti. Kayıp kaçak oranını düşsek bile, bu hesapla ödedikleri paranın tam dört katından fazla bir geliri İzmirlilerin ödediği faturalardan geri almış bir İZSU var. Hükümetin yatırımıyla dört kat kâr etmiş bir belediye hakkında İzmir kamuoyunu yanıltmayı, yalan söylemeyi kendinize yakıştırıyor musunuz?
5)Mevcut haliyle Gördes Barajı’nın su tutmayla ilgili bir problemi yoktur. Geçmişte zeminden kaynaklı muhtelif bir problem yaşansa da gerekli iyileştirme imalatları yapılarak bu sorun bertaraf edilmiştir. Bu maddi gerçek DSİ’nin raporuyla da sabittir. Barajdan alınan sular sayesinde tam 2 yıl boyunca Sarıkız su kuyularından su çekilmemiş, kuyular dinlendirilmiş ve bakıma alınmıştır. Tüm bu teknik bilgiler İZSU'da mevcuttur. Keşke sorarak hareket etseydiniz! Hal böyleyken basit bir talep ile öğrenebileceğiniz bu gerçekten kaçıp trol siyasetçi kisvesiyle ağzınızdan yalanlar saçmak İzmir için siyasi sorumluluk taşıması gereken birine yakışır mı?
Sn. Cumhurbaşkanımızın veciz ifadesiyle: *“siyasetin tek limanı ahlaktır.”* Ahlak yoksa; hakikat yalana, şeffaflık algıya, icraat ve hizmet safsatalara kurban gider. CHP’nin İzmir siyasetinin tek limanı bu haliyle yalandır. Bu gemi İzmir’i tehlikeli sulara çağırmaktadır. İzmirli vatandaşlarımıza tavsiyemiz; bazı CHP’li siyasi aktörlerin yalan, iftira ve itham dolu açıklamalarından uzak kalmalarıdır.