Türkiye'nin birçok bölgesinde sıcaklıklar, mevsim normallerinin üzerinde geçti. Bu durum birçok ilde olduğu gibi İzmir'de de barajların doluluk oranlarını olumsuz etkiledi. Özellikle Tahtalı Barajı’nın doluluk oranı yüzde 50 azaldı. İzmir’deki su kullanımını değerlendiren Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Tahtalı Barajı’nın doluluk oranının şu anda yüzde 14,38. 2008 sonrasının en düşük seviyesinde. Geçen sene ekim ayında yüzde 28-30 seviyelerindeydi. Bunun sebeplerinden kuraklık ama kuraklıktan ziyade suyu kullanmasını bilmediğimiz bir gerçek. Türkiye'de şu anda en pahalı suyu İzmir kullanıyor. Yapılması gereken ise aslında barajların dolu olduğu zamanlar suyun barajdan çekilmesi gerekiyor. İzmir'de barajlar sonuna kadar dolu olsa bile suyun yine yüzde 55-60 gibi ciddi bir kısmını yani 300-400 bin metreküplük kısmını hep yer altından çektik. Barajlar boşalırsa yer altından çekersiniz. Çünkü yer altındaki su zaten bir yere gitmiyor, rezerv olarak bekliyor. Tahtalı Barajı’nda 41 milyon metreküplük bir su var. Bu da 70 günlük su kullanımı demek. Diğer kaynakları hariç tuttuğumuz şekilde Tahtalı Barajı 70 günlük su var” ifadelerini kullandı.
‘Rezerv suları tarıma verilmeli’
İzmir nüfusunun şu anda 4,5 milyona yakın olduğunu belirten Prof. Dr. Yaşar, “En son kurak dönem 2007 yıllarındaydı ve Tahtalı barajı dahil bütün barajlar boşalmıştı. O zaman nüfus 3 milyon 700 bindi. Bizim ülkemizde nüfus yüzde 200 şeklinde çok ciddi artıyor. Bu artan nüfus karşısında çok ciddi su gerekiyor. Hem tarım, hem hijyen hem de içmek için gerekiyor. Nüfus arttıkça suyun kullanılması logaritma olarak artıyor. Suyumuzu çok dikkatli kullanmak zorundayız. Diğer ülkelerde arıtmalardan çıkan su direkt tarlalara veriliyor, denize bırakılmıyor. Biz İzmir'de Çiğli'den direkt denize veriyoruz. 400 bin metreküp su veriyoruz. Hâlbuki arıtıp o suları biz tarıma kazandırsak ve tarımda yer altından çektiğimiz suları rezerv olarak tutsak çok daha iyi olur ki bütün dünya zaten bunu böyle yapıyor. Gelişmiş ülkelerde yer altından su kolay kolay kullanamazsınız, çok zordur. Ama bizim ülkemizde herkes kuyu açabiliyor. Sorunsuz yaklaşık olarak Türkiye'de 550 bin civarında kuyu var ki bunun 100 bin tanesi ruhsatsız kuyular. Ve bundan dolayı zaten Türkiye'nin altını boşalttık” diye konuştu.
‘Kurak dönemdeyiz’
Şu anda kurak bir dönemde olduğumuzu vurgulayan Prof. Dr. Yaşar, “Özellikle Batı Anadolu çok kurak, İstanbul'da yüzde 32, çok düşük bir seviye bu barajların doluluk oranı. Bana göre mart ayına kadar pek doyurucu yağış beklenmemeli. Marttan sonra barajları dolduracak yağışlar bekliyorum. Tarımda yer altından çekerek kullandığımız suyun engellenmesi gerekiyor. Önceliği yüzey sularına vermemiz gerekiyor ve gri su dediğimiz arıtmadan çıkan suları, onları vermemiz gerekiyor. Yani şu anda İzmir’in özellikle su sorunu çok ciddi. Çünkü Türkiye'de kişi başı potansiyel yıllık 1340 metreküptür, İzmir yaklaşık 600 metreküp. Yani bin metreküp fakirlik sınırı. Türk olarak fakirlik sınıfına doğru gidiyoruz zaten nüfusumuz arttıkça. maalesef 1960’lı yıllarda nüfusumuz 27 milyonken kişi başı su potansiyeli 4 bin 500 yüz metreküptü. Ama şu anda nüfus 85 milyon su potansiyeli düştü 1340’lara ama İzmir su kullanımında fakirin de fakiri. Kişi başı 600 metreküp çok az” diye konuştu.
Önemli olanın kuraklığa hazır olabilmek olduğunu aktaran Prof. Dr. Yaşar, “Şu an normal bir kuraklık dönemi geçiyoruz. Çok daha sert kurak dönemler yaşayabiliriz. Bizim o zamanlar yer altı sularını kullanmamız gerekiyor. Ama biz şu anda bol bol yer altı suyunu kullandık. Şu anda ciddi olarak 7-8 metreye indi bazı kuyular. Yani bazı yerler çok ciddi aşağı indi. Daha aşağı inmek demek kuyularda daha çok enerji harcamak demek, daha çok ağır metal çekmek demek. Çünkü suda derine indikçe ağır metal artar, bunların arıtılması var. Bu da daha fazla enerji harcamak, daha pahalı su kullanımı demek” dedi
‘Çok derinden sular çıkarıyoruz’
“İzmir’deki vatandaşlar suyu kullanırken 10 defa düşünmek zorunda” diyen Prof. Dr. Yaşar, “Türkiye'de en pahalı suyu da biz kullanıyoruz. Çünkü sürekli yer altından su çekiyoruz ve sürekli çekerken de müthiş bir enerji harcıyoruz. Yani bugün İZSU’nun yaklaşık olarak bütçesinin dörtte birinden fazlası elektriğe gidiyor. Bu nedenle bizim mümkün olduğunca yer üstü sularını kullanmamız lazım. Barajlarda su varken mutlaka barajdan kullanılması lazım. Ama böyle durumlarda bugünkü gibi barajlar sıfırlanırsa ki 2009 yılından itibaren müthiş yağışlar aldık. Ama biz hep en alttan kullandık, şu anda daha da derine indik. Manisa'da 20 sene önce yaklaşık olarak 40-50 metreden su çekilirken şu anda 400 metreden çekiliyor” sözlerine yer verdi.