İzmir

İzmir'den Endonezya’ya çömlekçiliğin izinde

İzmir Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Lale Dilbaş, Güney Asya'nın yerel üretim geleneklerini incelemek amacıyla Endonezya’ya gitti

Abone Ol

İzmir Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Lale Dilbaş, uzmanlık alanlarından biri olan “Güney Asya Geleneksel Çömlekçiliği Araştırmaları” kapsamında Endonezya’ya giderek önemli gözlemlerde bulundu. Daha önce Hindistan, Sri Lanka, Nepal, Bangladeş, Malezya ve Pasifik Adaları gibi Güney Asya'nın birçok bölgesinde yerel çömlekçilik faaliyetlerini inceleyen Prof. Dr. Dilbaş, bu kez Endonezya’nın Sulawesi Adası’ndaki üç köyü ziyaret etti. Manado’daki Pulutan ve Takalar bölgesindeki Pattallassang ile Pa Batangan köylerinde yerel çömlek üretim yöntemlerini araştırdı.

Ziyaret ettiği köylerde endüstrileşmenin sınırlı olması nedeniyle halkın kendi çömleklerini üretmek zorunda kaldığını belirten Dilbaş, bu üretim süreçlerinin bölgenin kültürel mirasını ve sürdürülebilir yaşam biçimlerini gözler önüne serdiğini ifade etti. “Bu coğrafyalarda ürün tasarımına dair çok çeşitli yerel üretim bilgisi var ve çömlek üretimi, endüstrileşmenin aynılaştıran etkisinden muaf. Söz konusu yerleşkelerde elektrik, gaz gibi enerji kaynakları yok. Endüstriyel ürünlerin gündelik hayatta varlığı sınırlı. Pişirme araçları; ocak, fırın, tencereleri yok. Bu yokluk halkı bahçelerindeki toprağı şekillendirmeye yönlendiriyor. Böylece çömlekçilik bu yaşamlarda yaygın bir biçimde sürdürülüyor. Kendi ocaklarını kendilerinin yapması da buna çok yaygın bir örnek” dedi.

Yerel Bilginin Değeri ve Katılımcı Tasarım

Prof. Dr. Dilbaş, ziyaret ettiği köylerde gözlemlediği çömlek üretim süreçlerinin birbirinden oldukça farklı olduğunu vurguladı. “Bu köylerdeki üretim ve çömlekler birbirinden o kadar farklıydı ki, güneyde birbirine 6 km uzaklıktaki iki köy arasında bile büyük farklar vardı. Ben bu araştırmada ‘Katılımcı Tasarım’daki yerel bilginin kıymetli olduğu bakış açısını görüyorum. Ve burada yaşayan her bilgi çok kıymetli. Bunların inovasyona bilgi kaynağı oluşturduğunu düşünüyor ve bu yüzden belgeliyorum. 13 yıldır dezavantajlı yaşam biçimlerinin oluşturduğu çeşitlilik ve bilgi birikimini görünür hale getirme çabasındayım.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Dilbaş, 13 yıldır dezavantajlı yaşam biçimlerinden doğan bilgi birikimini görünür kılma çabasında olduğunu ifade etti. Yaptığı araştırmalarla, bu bilgilerin inovasyon için önemli bir kaynak olabileceğini ve dezavantajlı gruplara fayda sağlayacak projeler geliştirmek için çalıştığını belirtti. “Güney Asya’da iz sürerken bir yandan da bu çalışmaları Yaşar Üniversitesi’nin ‘Topluma Hizmet ve Uluslararasılaşma’ stratejileri kapsamında yurt içi ve dışında farklı dezavantajlı gruplara fayda sağlayacak projelere dönüştürmek için çalışıyorum" dedi.

Araştırma Yolculuğu Devam Ediyor

Dilbaş, araştırma çalışmalarının her zaman sorunsuz geçmediğine de değindi. 2023 yılında Pasifik’te ziyaret ettiği bazı adalarda can güvenliğini tehdit eden durumlar nedeniyle araştırmalarının bir kısmını tamamlayamadan geri dönmek zorunda kaldığını belirtti. Ancak, bu zorluklara rağmen araştırmalarına devam edeceğini söyleyen Dilbaş, Papua Yeni Gine’deki araştırma hazırlıklarını tamamlayıp, bir sonraki adımı gerçekleştirmeyi hayal ettiğini paylaştı.

Prof. Dr. Dilbaş, Güney Asya’nın yerel üretim geleneklerini belgeleyerek, hem akademik dünyaya hem de yerel topluluklara önemli katkılar sağlamayı sürdürüyor.