Türk edebiyat dünyasının gözde kalemlerinden biri olan Nilgün Marmara, sadece yazdıklarıyla değil, yaşamıyla da derin izler bırakan bir figürdür. Ancak, onun hayatında bir sır perdesi asılı durmaktadır. Merak uyandıran soru ise şu: Nilgün Marmara'nın zihninde neler yaşanıyordu? Gerçekten intihar mı etmişti yoksa arka planda başka bir hikaye mi yatıyordu? İşte detaylar...
Nilgün Marmara kimdir?
İstanbul'un Moda semtinde, Balkan göçmeni bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Nilgün Marmara, Türkiye'nin edebiyat dünyasına etkisi olan bir isimdir. Babası Fikri Marmara, bir Marksist olarak bilinen ve muhasebe müdürü olarak çalışan biriydi. Kökenleri Bulgaristan'ın Plevne şehrine dayanan ailesi, zorlu göçlerle İstanbul'a yerleşmişti.
Eğitim hayatına Kadıköy Maarif Koleji'nde başlayan Marmara, ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne girmiş olsa da siyasi sebeplerle burada eğitimine devam edememiş ve Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü tercih etmiştir. 1985 yılında, Sylvia Plath'in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi başlıklı teziyle mezun olmuştur.
Mezuniyetinin ardından Marmaris'te bir tatil köyünde çalışmaya başlayan Nilgün Marmara, farklı şirketlerde sekreterlik yapmış ve Mısır Konsolosluğu'nda memurluk görevinde bulunmuştur. Ancak, iş hayatı uzun süreli olmamıştır.
1982 yılında, endüstri mühendisi Kağan Önal ile evlenmiştir ve eşinin işi dolayısıyla bir süre Libya'da yaşamışlardır.
Ancak, trajik bir şekilde, 13 Ekim 1987'de sadece 29 yaşındayken yaşamına son vermiştir. İntiharının ardından edebiyat dünyasında büyük yankı uyandırmıştır. Ece Ayhan'ın şiirlerinde ona seslenmesi ve diğer pek çok ünlü yazarın da onun hakkında eserler kaleme alması, Marmara'nın iz bırakan kişiliğini ve etkisini göstermektedir.
Cemal Süreya, Nilgün Marmara'nın ölümüyle ilgili "Beşinci kattaki evinin penceresinden kendini aşağı atarak canına kıymış... Çok değişik bir insandı Zelda." ifadeleriyle duygusal bir portre çizerken, Cezmi Ersöz ise ona ithaf ettiği "Kırk Yılda Bir Gibisin" adlı kitabı yazmıştır.
Seyhan Erözçelik de Nilgün Marmara'nın intiharının ardından duygusal bir şiir kaleme almış ve ona olan saygısını ifade etmiştir.
Nilgün Marmara ne hastasıydı?
Nilgün Marmara'nın hayatı ve ölümüyle ilgili çeşitli spekülasyonlar olsa da, 1979 yılında bipolar bozukluk teşhisi konulduğu bilinmektedir. Bipolar bozukluk, duygudurum değişimlerine ve aşırı ruh hali dalgalanmalarına yol açabilen bir zihinsel sağlık durumudur. Bu hastalık, duygusal dalgalanmaların yoğunluğu ve etkisi yüksek olan bir durumdur. Ancak, Marmara'nın intihar ettiği düşünülse de, ölümüne ilişkin farklı spekülasyonlar bulunmaktadır. Bu konuda kesin bir açıklama yapılmamıştır ve detaylı bir araştırma gerektirebilir.