Dünya

Savaşın bininci gününde Rusya-Ukrayna Savaşı'nda son durum ne?

Rusya-Ukrayna Savaşı, 24 Şubat 2022'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'ya yönelik başlattığı askeri operasyonla başladı ve savaş bin günü geride bıraktı. Bu uzun ve yıkıcı sürecin sonunda, ABD'nin Ukrayna'ya verdiği uzun menzilli füzelerin Rusya topraklarında kullanılmasına izin verme kararı, çatışmaları yeni bir boyuta taşımakla tehdit ediyor. Bu gelişme, uluslararası diplomasi ve askeri strateji açısından ciddi bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor

Abone Ol

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başladığı günden itibaren tam 1000 gün geçti. 24 Şubat 2022'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya yönelik "özel askeri operasyon" başlattığını duyurmasıyla başlayan savaş, bugüne kadar büyük yıkımlara yol açtı.

Putin'in açıklamalarına göre, operasyon, Ukrayna'daki sözde ayrılıkçı yönetimlerin Rusya’dan askeri yardım talebinde bulunması üzerine başlatıldı ve amacının "sivillere karşı işlenen kanlı suçları adalet önüne getirmek" ve "Ukrayna’yı Nazizm ve militarizmden arındırmak" olduğunu ifade etti. Savaşın başlangıcından itibaren Rus askerleri, Ukrayna'nın Donetsk ve Luhansk bölgelerinden başlayarak çeşitli şehirlerde kontrol sağladı.

Savaşın ilk aylarında Kiev ve Çernigiv bölgelerindeki Rus askerleri geri çekildi. Ukrayna, bu çekilmelerin ardından Buça ve İrpin şehirlerinde Rusya’yı katliam yapmakla suçlarken, Rusya ise bu iddiaların provokasyon olduğunu savundu.

2022 yılı boyunca yapılan çeşitli karşı taarruzlarla Ukrayna, Harkiv ve çevresindeki toprakları geri aldı. Ancak savaş, hızla şiddetini artırarak, Donetsk, Zaporijya ve Herson bölgelerinde Rusya'nın yasa dışı ilhaklarına yol açtı. 29 Ağustos 2022'de Ukrayna, Herson'u geri almak için karşı saldırı başlattı. Rusya, aynı yılın Kasım ayında Herson’dan çekildi.

Rusya-Ukrayna Krizi 1000. Günü Geride Bıraktı

Birleşmiş Milletler verilerine göre, savaşın etkisiyle 7 milyon 832 bin 493 Ukraynalı Avrupa'ya göç etti, 11 milyon kişi yerinden oldu, 6 bin 755 sivil hayatını kaybetti ve 10 bin 607 sivil yaralandı. Savaş, aynı zamanda uluslararası diplomasiye de yön verdi. Ateşkes müzakereleri için 4 kez yüz yüze görüşmeler yapılırken, bu görüşmelerin çoğu, Buça’daki iddialardan sonra tıkanmıştı.

Ukrayna ve Rusya arasında gıda krizini önlemek için imzalanan "Tahıl Koridoru Anlaşması", Temmuz 2022'de Türkiye'nin aracılığıyla yapıldı. Ancak, Rusya'nın 17 Temmuz 2023'te anlaşmadan tek taraflı çekilmesiyle, Ukrayna alternatif güzergahlar kullanmaya başladı.

2023 yılı boyunca çatışmaların şiddeti arttı. Ukrayna, Donetsk ve Zaporijya bölgelerinde karşı taarruz başlattı ve Rusya'nın denetimindeki köyleri geri aldı. Ayrıca, Donetsk'teki Bahmut ve Avdiyivka bölgelerinde yoğun çatışmalar yaşandı. 21 Mayıs 2023'te Rusya, Bahmut'u ele geçirdiğini duyurdu.

Rusya, aynı zamanda Ukrayna'dan gelen insansız hava aracı (İHA) saldırılarının hedefi oldu. Moskova'nın dışında, Rusya topraklarındaki askeri üsler ve petrol depoları, Ukrayna tarafından hedef alındı. Ukrayna ordusu, Rusya'nın Karadeniz Filosuna ait gemilere de saldırılar düzenledi.

Bu süreçte, Rusya'nın Ukrayna topraklarındaki saldırıları hız kazandı. Mayıs ayında, Ukrayna'nın doğusunda saldırı eylemleri arttı ve Harkiv ile Donetsk'te Rusya önemli yerleşim birimlerini ele geçirdi.

ABD’nin Silah Tedarik Kararı ve Yeni Dönem

İsviçre'nin ev sahipliğinde, Haziran ayında düzenlenen ilk Ukrayna Barış Zirvesi, dünya çapında büyük bir dikkat topladı. Bu zirvede, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü vurgulandı ve Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya'nın topraklardan çekilmesinin ardından müzakerelere hazır olduklarını ifade etti.

Ukrayna'nın AB'ye üyelik süreci de hız kazandı. Aralık 2023'te AB liderleri, Ukrayna ile üyelik müzakerelerine başlama kararı aldı. Aynı zamanda Batılı ülkeler, Ukrayna'ya F-16 uçakları teslim etti ve bu gelişme, çatışmaların seyrini değiştiren bir dönüm noktası oldu.

Savaşın 1000. gününde, ABD'nin Ukrayna'ya tedarik ettiği uzun menzilli silahların Rusya topraklarında kullanımına izin verdiği iddiaları, çatışmaların yeni bir aşamaya geçeceğini gösteriyor. ABD'nin uzun menzilli taktik balistik füze sistemlerinin (ATACMS) sınırlı şekilde Rusya topraklarındaki birliklere karşı kullanılmasına onay verildi. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, söz konusu füzelerin "kendi adına konuşacağı" yorumunu yaptı. Kremlin ise bu gelişmeyi, gerginlikte yeni bir aşama olarak değerlendirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in daha önce "Ukrayna'nın Rus topraklarına saldırmasına izin verilmesinin NATO ülkeleri, ABD ve Avrupa ülkelerinin Ukrayna'daki savaşa katılması anlamına geleceği" yönünde açıklama yaptığını anımsatan Medvedev, şunları kaydetti:

"Önemli olan, Başkanımızın söyledikleri. Bunun sonucunda nükleer caydırıcılık doktrininin yeni versiyonu onaylandı. NATO’ya ait füzelerin bu şekilde kullanılması, ittifak ülkelerinin Rusya’ya karşı saldırısı olarak nitelendirilebilir. Bu durumda Kiev’e ve nerede olursa olsun NATO unsurlarına kitle imha silahlarıyla misilleme yapma hakkı doğuyor. Bu da 3. Dünya Savaşı olur."

Medvedev, ABD'de Joe Biden yönetiminin gerginliği bilinçli olarak artırdığını ve bununla Başkan seçilen Donald Trump ekibinin uğraşmak zorunda kalacağını belirterek, "Belki de yaşlı Biden insanlığın önemli bir kısmını yanına alarak zarif bir şekilde ölmeye karar verdi." ifadesini kullandı.