Türk milletinin efsanevi kahramanlarından biri olarak hatırlanan Seyit Onbaşı'nın yaşamı ve ölümü, hala merak ve hayranlıkla karşılanan bir konudur. I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale Cephesi'nde sergilediği olağanüstü cesaretiyle tanınan Seyit Onbaşı, birçokları için sadece bir asker değil, bir simge haline gelmiştir. Ancak, onun hikayesi sadece savaş meydanlarında değil, hayatının sonuna kadar sürdü. İşte, Seyit Onbaşı'nın hayatı ve trajik ölümünün detayları merak uyandırıyor...

Seyit Onbaşı kimdir?

1915 yılında Çanakkale Cephesi'nde gösterdiği olağanüstü kahramanlıkla tarihe geçen Seyit Ali Çabuk, yüreği vatan sevgisiyle dolu bir Türk askeriydi. Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görev yaparken, İngiliz donanmasının saldırısına karşı dururken yaşadığı destansı an, onu efsaneleştirdi. Top mermilerinin ağırlığıyla başa çıkarak düşman gemisini vurması, sadece bir askerin değil, bir kahramanın ötesinde bir eylemdi. Seyit Ali'nin bu olağanüstü eylemi, savaşın seyrini değiştirdi ve Türk askerine moral sağladı.

1889'da Balıkesir'in Havran ilçesinde doğan Seyit Ali, Balkan Savaşı'nda ve I. Dünya Savaşı'nda görev aldı. Ancak adı özellikle Çanakkale Savaşı ile anıldı. Bombardıman sırasında tek başına hayatta kalan biri olarak, mermiyi sırtlayarak düşman gemisini vurması, sadece bir olay değil, Türk milletinin direniş ruhunu simgeleyen bir semboldü. Seyit Ali'nin kahramanlığı, ona "Onbaşı" unvanını kazandırdı ve Türk milletinin gurur kaynağı oldu.

Seyit Ali'nin savaştan sonra sivil yaşama dönüşü, onun bir kahraman olarak değil, bir insan olarak anılmasını sağladı. Zorlu geçen bir yaşamın ardından 1939'da hayatını kaybetmesine rağmen, adı unutulmadı. Anıtlar, heykeller ve hatta havalimanlarıyla hatırası yaşatıldı.

Seyit Ali'nin destansı eylemi, sadece bir askeri başarı değil, bir milletin direnişinin sembolüdür. Onun hikayesi, Türk milletinin tarihinde bir ilham kaynağı olarak yaşamaya devam ediyor.

Seyit Onbaşı neden öldü?

Soyadı Kanunu'nun kabulüyle birlikte, Seyit Ali, Çabuk soyadını aldı ve hayatının son dönemlerinde mütevazı bir yaşam sürdürdü. Zeytinyağı fabrikasında hamallık yaparak ve ardından ayakkabı tamir ederek geçimini sağladı. Ancak, yaşamının sonuna doğru sağlık sorunları baş gösterdi. 1 Aralık 1939 tarihinde zatürre hastalığına yenik düşerek, aramızdan ayrıldı. Seyit Ali'nin kahramanlık dolu yaşamı, mücadeleci ruhu ve vatan sevgisi, onun sadece savaş meydanlarında değil, sıradan hayatta da ne kadar büyük bir insan olduğunu göstermiştir. Onun hatırası, Türk milletinin gurur duyduğu bir kahraman olarak sonsuza dek yaşayacaktır.

Kaynak: HABER MERKEZİ