Sağlık

TBMM'den akran zorbalığıyla mücadelede önemli adım

TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde akran zorbalığının araştırılması ve alınacak önlemlerin belirlenmesi için alt komisyon kuruldu. Akran zorbalığının TBMM gündemine girmesinin önemine değinen İEÜ Medical Point Hastanesi Psikiyatri bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Aslıhan Eslek, bu komisyonla birlikte daha bilinçli eğitimlerin ve yaklaşımların olmasını umut ettiğini belirtti

Abone Ol

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), akran zorbalığı ile mücadele kapsamında önemli bir adım atarak Dilekçe Komisyonu bünyesinde "Akran Zorbalığının Araştırılması ve Alınabilecek Önlemlerin Belirlenmesi Alt Komisyonu"nu kurdu. Bu gelişmenin önemine dikkat çeken İEÜ Medical Point Hastanesi Psikiyatri bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Aslıhan Eslek, akran zorbalığının iki tarafını da ele almanın gerekliliğini vurguladı. Dr. Eslek, akran zorbalığının, aynı yaş grubundaki bireyler arasında güç dengesizliğinden kaynaklanan tekrarlayıcı zararlı davranışlar olarak tanımlandığını, bu meselenin oldukça ciddi ve uzun yıllardır eğitimcilerin ilgisini çeken bir konu olduğunu söyledi. Dr. Eslek, konunun, meclis düzeyinde ele alınmasının sevindirici bir gelişme olduğunu, bu komisyonla birlikte daha bilinçli eğitimlerin ve yaklaşımların olmasını umut ettiklerini ifade etti.

Uzun vadeli etkiler

Akran zorbalığının hem mağdurlarında hem de faillerinde uzun vadeli etkileri olduğunu belirten Dr. Eslek, zorbalığa maruz kalan çocukların, kendilerini değersiz ve yetersiz hissettiğini, bu hislerin, gençlik ve yetişkinlik dönemlerinde kalıcı hale gelebildiğini kaydetti. Dr. Eslek, zorbalığı uygulayan bireylerin ise, bu davranışları normalleştirerek ilerleyen yıllarda da aynı tutumları sergileyebildiğini aktardı.

Siber zorbalık

Akran zorbalığı ile mücadelede eğitimcilerin ve velilerin önemli bir rol üstlenmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Eslek, fiziksel, sözel ve sosyal zorbalıkların yanı sıra son dönemlerde siber zorbalığın da yaygınlaştığını ifade ederek, bu davranışların amacının, kişiye bilinçli ve tekrarlayıcı bir şekilde zarar verdiğini, hem öğrencilere hem de velilere yönelik eğitimler verilmesi gerektiğini belirtti. Dr. Eslek, 'Çocuktur, normaldir' yaklaşımının, en yanlış tutum olduğunu, zorbalık davranışlarının tekrarlandıkça yerleştiğini ve özellikle ortaokul döneminde kişilik özellikleri haline gelebildiğini dile getirdi. Bu nedenle hızlı müdahalenin son derece önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Eslek, ilk ve ortaöğretim düzeyinde verilen eğitimlerle çocukların akran zorbalığını tanımalarının, mağdur olduklarında öğretmenlerine veya ailelerine başvurabilmelerinin teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizdi.