Topuk kanı taraması, genetik, metabolik, nörolojik, endokrinolojik ve bazı mikrobiyolojik hastalıkların erken teşhis edilmesini sağlar. Uzm. Dr. Mammadov, bu tarama ile Fenilketonöri, Konjenital Hipotiroidi, Kistik Fibrozis, Konjenital Adrenal Hiperplazi, Spinal Müsküler Atrofi (SMA) ve Biyotinidaz Eksikliği gibi 6 hastalığın tarandığını ifade etti. Mammadov, bazı bebeklerin sağlıklı görünmesine rağmen, ilerleyen dönemde geri dönüşümsüz sağlık sorunlarıyla karşılaşabileceğini ve bu tür hastalıkların erken teşhis edilmesi durumunda basit tedavi yöntemleriyle sağlıklı bireyler olarak hayatlarına devam edebileceklerini vurguladı.

Topuk kanı taramasının oldukça basit bir yöntemle yapıldığını belirten Mammadov, işlemi şu şekilde açıkladı: “Bebek, en az 6-8 kez emzirdikten sonra, 24 ile 72 saatleri arasında topuk kanı alınır. Topuğun iç ve dış kısmından steril bir iğneyle kan alındıktan sonra, Guthrie kağıdına 5-10 damla kan emdirilerek testler yapılır. İkinci tarama, bebeğin 5-15. günleri arasında yapılmaktadır.”

Ailelerin bilim insanları, doktorlar ve Sağlık Bakanlığı’nın tarama programına güvenmeleri gerektiğini ifade eden Mammadov, akraba evliliklerinin yaygın olduğu bölgelerde topuk kanı taramasının önemine dikkat çekti. Türkiye’de akraba evliliğinin oranının yüzde 25 civarında olduğunu ve bu oranının doğu illerinde daha yüksek olduğunu belirten Mammadov, “Bu riskli bölgelerde testin yapılması özellikle önemlidir. Topuk kanı taramasının hem aileler hem de çocuklar için büyük faydası var. Tarama programı yapılmadığında ağır durumlar ortaya çıkabilir” diyerek sözlerini tamamladı.

Muhabir: Özge Uğulu