Manisa'nın Salihli ilçesinde kedi yavrularını fırça sapıyla vurarak öl*ürdüğü suçlamasıyla yargılanan sanığa 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmesi üzerine, yaşam hakkı savunucuları yasanın düzenlenmesi için nöbete başladı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 15 Ağustos’ta Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeleri içeren Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünü durdurulması istemiyle dava açmıştı. Yüksek Mahkeme ilk incelemesini tamamladı. Başvuruya ilişkin eksiklik tespit etmeyen AYM, davanın, daha sonra belirlenecek bir günde esastan görüşülmesine karar verdi. Yasanın düzenlenmesi veya geri çekilmesi için AYM önünde nöbet tutan yaşam hakkı savunucuları, k*tliamın durdurulması için kanunun değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Verilen cezaların caydırıcı olmadığını belirten savunucular, emsal olabilecek cezai yaptırımların uygulanmadığı sürece vahşetin katlanarak devam edeceğini kaydetti. 

Esin Önder-1

“Karar emsal olmalı”

Sahipsiz hayvanlara yönelik meclisten geçirilen Hayvan Yasası’nın vahşeti ve hayvan katliamlarını artırdığını belirten Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) İzmir Temsilcisi Esin Önder, yaşanan v*hşetin durması için, yasanın değişmesi gerektiğini söyledi. Manisa’da yaşanan olayı hatırlatan Önder, “Küçücük canları vahşice hayattan koparan, bu vahşeti onlara reva görenler 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı. Bu ceza yeterli değil elbette. Bir canın kaybı ile en az 10 yıl yatarı olan suçun cezası 3 yıl olamaz. Ki zaten o 3 yılın tamamını da yatmayacağını hepimiz biliyoruz. En fazla 3-4 ay yatacak ve çıkacak. Bu cezaların emsal olmasını çok isteriz ancak yeterli cezalar değil bunlar. Örneklerini her gün görmeye devam ediyoruz; Manisa’yı gördük, Bergama’da yaşandı, Urla’da köpekler zehirlendi. Türkiye’nin her yerinde bu katliamlar artarak devam ediyor. Mahkemeler sürse de caydırıcı cezalar çıkmıyor” dedi.
V*hşetin insanların içinde olduğunu belirten Önder, “Bir hayvanın öldürülmesine verilen ceza 3 ay. Ülkemizde maalesef adalet olmadığı için, içinde vahşet olan bu insanlar, bu eylemlerine devam edecek. Buradaki sorun devletin caydırıcı politikalar uygulamaması. Yasayı alelacele çıkardılar, arkalarına bakmıyorlar” ifadelerini kullandı. 

Sibel Çakır (1)

“Şiddet 4 katına çıktı”

Angel’s Farm Sanctuary’in kurucusu Sibel Çakır ise, yasanın cahil kesimi cesaretlendirdiğini belirterek, devletin kamu spotları, uyarılar ve caydırıcı cezalar uygulamadığı sürece vahşetin katlanarak artacağını kaydetti. Çakır, “Devlet bu yasayı alelacele çıkardı. Bununla da kalmadı, yasa çıktıktan sonra kenara çekildi ve ‘Yasayı çıkardık ancak hayvanları öldürme hakkınız yok. Bunun cezası büyük’ demedi. Bu da cahil kesimi, içinde vahşetin kol gezdiği kesimi cesaretlendirdi. Bu yasa çıkarken hayvan hakları savunucularına, bizlere hiçbir şey sorulmadı. Keza kendileri de vicdanla hareket etmediler. Uyarılar yapılmadığı için bu kesim zannediyor ki ‘hayvanları öldürme hakkına sahibiz’. Zaten bu şiddet, v*hşet, istismar yaşanıyordu, biz bununla mücadele ediyorduk ancak bu eylemler bu yasayla 4 katına çıktı” diye konuştu. 

En az 10 yıl ceza verilmeli 

Cezaların yeterli olmadığını vurgulayan Çakır, “Vahşet bu insanların içinde zaten var. İnsan öldürmenin yatarı çok olunca vahşetlerini hayvanlara yöneltmeye başladılar. Bunun cezası cinayette olduğu gibi minimum 10 yıl olmalı. Akabinde de ömür boyu denetim yapılmalı. Bu vahşetin önüne başka türlü geçmek mümkün değil” dedi.

Kaynak: Mutlu Duman