Hepatit A, B ve C gibi virüslerin ülkemizde en sık görülen türler olduğuna dikkat çeken Dr. Yılmaz, Hepatit A’nın kısa süreli ama şiddetli bir enfeksiyon olduğunu ve dışkı-ağız yoluyla bulaştığını söyledi. “Hepatit A kronikleşmez ve kişi bir daha hastalanmaz” dedi.
Hepatit B’nin ise yüksek oranda bulaşıcı olduğunu ve tüm vücut sıvılarıyla bulaşabileceğini belirten Dr. Yılmaz, bu virüsün karaciğerde kalıcı hasara yol açarak siroz, karaciğer kanseri ve ölümlere neden olabileceğini ifade etti. Ayrıca, Hepatit C virüsünün kan ve kan ürünleri yoluyla bulaştığını ve sinsi bir şekilde ilerleyerek yıllar sonra karaciğer sirozu belirtilerine yol açtığını kaydetti.
Dr. Yılmaz, Hepatit B aşısının yeni doğan bebeklerden sağlık çalışanlarına kadar geniş bir yelpazede uygulanması gerektiğini belirtti. “Aşı, uygun şartlarda muhafaza edildiğinde ve usulüne uygun tatbik edildiğinde yüzde 90’dan fazla bağışıklık sağlar” diye ekledi. Aşının 40 yaş üzerindekilerde etkisinin bir miktar azaldığını, ancak yeni doğanlarda yüzde 100’e yakın bağışıklık sağladığını vurguladı.
Ayrıca, Hepatit B aşısının ciddi yan etkilerinin bildirilmediğini ve genellikle enjeksiyon yerinde hafif ağrı ve kızarıklık gibi olağan yan etkiler görüldüğünü belirten Yılmaz, virüsle karşılaşan veya korunmak isteyen kişilerin aile hekimlerine başvurabileceğini ifade etti.
Hepatit A aşısının doğumdan itibaren yapılabileceğini ve 15 yaşına kadar bu hastalığı geçirmemiş herkese uygulanması gerektiğini belirten Dr. Yılmaz, özellikle risk grubundaki kişilerin öncelikli olarak aşılanması gerektiğini söyledi. “Hepatit A aşısı iki doz olarak uygulanır ve koruyucu etkisi ikinci dozdan bir ay sonra başlar” dedi.
Yüksek risk gruplarını sıralayan Dr. Yılmaz, doktorlar, hemşireler, diş hekimleri, laboratuvar çalışanları, sağlık sektörü çalışanları, acil hizmetlerde görev yapanlar, polisler, askeri personel ve itfaiye mensuplarının yanı sıra, Hepatit B taşıyıcıları ile aynı evi paylaşanlar, diyaliz hastaları, damar içi ilaç bağımlıları ve hapishane gibi kapalı alanlarda yaşayanların da bu gruba dâhil olduğunu belirtti.
