Her insanın hayatının belli dönemlerinde amaçsızca, ne yapacağını bilmezcesine bir arayışta olduğu, durumun depresyona kadar gittiği bir yaşanmışlık hikayesi vardır. Hayatı, yaşamı, sevdiklerini ve sevmediklerini, ne yapması gerektiğini sorgulamaya başladığı bu dönemde insan, kendisine bir yol gösterici arayabilir. Bu bir insan da olabilir, bir kitap da, bir şiir de, bir film de. Pekii herkes bu dönemde yolunu bulabilir mi? Şanslıysa evet, değilse hayır.
Uzun zamandır arayışta olduğum bu dönemde, hayatımı değiştirmekle ilgili karşıma çıkan materyalleri okumaya, izlemeye ve dinlemeye çalışıyor ve yolumu, rotamı nereye doğru çevirmem gerektiğini arıyorum. Bu uzun ve sancılı süreçte karşıma çıkan bir kitap da ilgimi cezbettiğinden, bu kitabı yine paylaşmak istedim.
YKY yayınlarından çıkan, Rachel Corbett'in yazdığı ve Türkçe'ye Kerime Dalyan'ın tercüme ettiği "Hayatını Değiştirmelisin" isimli kitap, ünlü Alman şair ve yazar Rainer Maria Rilke ve Auguste Rodin'in kesişen yollarının hikayesini anlatıyor bize. Bu kitapta yolumuzu nasıl bulabileceğimize dair ipuçları gizli. Rilke, 1875-1926 yıllarında yaşamış, alman şiirinin önde gelen temsilcilerinden birisi. Kapitalist modernleşme çağının insanları birbirine ve kendisine yabancılaştırdığını belirten, buna tepkiyle yazdığı eserleriyle ünlenen bir şair. Rodin ise, meşhur "Düşünen Adam" heykeli ile tanıyabileceğimiz Fransız bir heykeltraş. 1840-1907 yılları arasında yaşamış ve Rilke'den yaşça büyük biri. Kitabın hikayesi 1902 yılında, Rodin ile ilgili bir kitap yazmak isteyen Rilke'nin Paris'e gitmesiyle başlıyor. Rodin 60'larında usta bir heykeltraş, Rilke ise o zamanlar daha 20'lerinde toy bir şair.
Rilke, Rodin ile geçirdiği zaman diliminde ona önemli bir soru sorar: "Nasıl yaşamalıyım?" Rodin'in cevabı ise sadece Rilke için değildir. Onun korkak yumruğunu havaya kaldırarak bir amaç edinmesi gerektiğinin altını çizerken aslında hayat akışında hapsolmuş ve kırılmış genç nesle de bir çağrıdır: "Hayatını değiştirmelisin!"
Yazar Rachel Corbet, Rilke ve Rodin'in usta-çırak ilişkisi içerisindeki hikayesini şöyle anlatır:
Bu kitap, Paris sokaklarında ustalığa giden yolu bulan iki sanatçının portresi. Aynı zamanda yaratıcılığın ve sanatçının konumunun hiç olmadığı kadar sorgulandığı bir çağın anlatısı. Ve en önemlisi de bir sanatçının ne pahasına olursa olsun eserini ortaya koyması gerektiğinin hikayesi"
Birbirinden çok farklı iki insanın yolunun kesişmesi ne enteresan. Corbett kitabın giriş sayfasında buna dair bir paragraf yazmış ve orada, "Bu iki insan birbirine öyle zıt görünüyordu ki onların neredeyse farklı yüzyıllarda veya tamamen farklı kıtalarda yaşadığını hayal etmiştim. Rodin altmışlı yaşlarında rasyonel bir galli, Rilke yirmili yaşlarında Alman bir romantikti. Rodin bedensel ve duyumsaldı; Rilke metafiziksel ve tinsel. Rodin'in eserleri cehennemin içine dalarken Rilke'ninkiler melekler âleminde yüzüyordu. Ancak daha sonra hayatlarının ne kadar iç içe geçmiş olduğunu fark ettim. Birinin sanatsal gelişiminin bir diğerine nasıl yansıdığını ve zıt doğalarının nasıl birbirini tamamladığını gördüm: Rodin bir dağsa, Rilke onu kuşatan sisti" şeklinde açıklamıştı.
Hayat akışında bizden çok farklı birinin hayatımıza nasıl dokunabileceğini ve hayatımızı değiştirmekte bize nasıl yardımcı olabileceğini görebildiğimiz, 19 ve 20. yy insanlarının nasıl hayatlar yaşadıklarını anlayabileceğimiz ve edebiyat, sanat, felsefe ve bilimin birbirinden farklı alanlar olmalarına rağmen nasıl iç içe bir dünya oluşturduğunu gördüğümüz etkileyici, kurgulanmış bir biyografi kitabı "Hayatını Değiştirmelisin"
Arayışınıza yardımcı olmasını dilerim.