TKAD, 1992 yılından bu yana karaciğer hastalıkları alanında araştırmaları teşvik etmek ve desteklemek amacıyla faaliyet göstermektedir. 1000’den fazla üyesi bulunan dernek, her yıl düzenlediği etkinlikler ve basın toplantıları ile viral hepatitler konusunda toplumu bilinçlendirmeyi amaçlıyor. Bu yıl da Dünya Viral Hepatit Farkındalık Günü kapsamında bir basın toplantısı düzenleyen TKAD, önemli açıklamalarda bulundu.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 28 Temmuz’u Dünya Viral Hepatit Farkındalık Günü olarak ilan ettiğini hatırlatan Karasu, “Viral hepatitler, her yıl HIV/AIDS ve sıtmadan daha fazla ölüme neden olan ciddi bir sağlık sorunudur. Karaciğer kanserine bağlı ölümlerin üçte ikisinde hepatit B veya C’nin altta yatan neden olduğunu görüyoruz” dedi.

Karasu, hepatitlerin bulaşma yollarının farklılık gösterdiğini belirterek, “Hepatit A ve E genellikle kirli yiyecek veya suyla bulaşırken, kişiden kişiye de yayılabilir. Hepatit B, C ve D ise enfekte kişinin kan ve vücut sıvılarıyla temas sonucu bulaşır. Türkiye’de kontrolsüz cinsel ilişki, uyuşturucu kullanımı, steril olmayan tıbbi işlemler gibi faktörler önemli riskler arasında” ifadelerini kullandı.

Aşılamanın önemine değinen Karasu, “Hepatit A, B ve D için en etkili korunma yöntemi aşıdır. Hepatit C ve E için henüz aşı bulunmamaktadır ancak erken tanı ile tedavi edici ilaçlar mevcuttur ve bu ilaçlar devlet tarafından karşılanmaktadır” dedi.

Türkiye’de Hepatit B aşılamasının 1998 yılında başladığını ve yeni doğanların büyük çoğunluğunun aşılandığını belirten Karasu, “Ülkemizde yeni doğanların %98’i Hepatit B aşısı ile korunmaktadır. Ancak göçmenlerin ulusal aşılama programlarının dışında kalması, viral hepatit sıklığının artması riskini doğuruyor” şeklinde konuştu.

DSÖ’nün 2030 yılına kadar viral hepatitleri kontrol altına almayı hedeflediğini belirten Karasu, Türkiye’nin bu hedef doğrultusunda adımlar attığını ve ‘Ulusal Viral Hepatit Eliminasyon Programı’nı uygulamaya koyduğunu ifade etti.

Karasu, “Sağlık Bakanlığımızın desteği ile viral hepatit hastalarımızın hepsine ulaşıp tanı koyarak iyileştirmek ve yeni vakaları önlemek en büyük amacımız. Karaciğer hastalığı ve kanserinden daha fazla ölüm görmek istemiyoruz. Doğru tanı ve tedavi ile hastalarımız normal hayatlarına devam edebiliyor ve hastalığı geride bırakabiliyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Muhabir: İPEK KIRCA