Muğla'nın Ula ilçesinde, son dönemde yaşanan yağış azlığı nedeniyle Ula Göleti'ndeki su seviyesi önemli ölçüde düştü. Göletteki suyun kıyıdan yaklaşık 50 metre çekilmesi, bölge sakinlerinin ve göleti ziyaret edenlerin dikkatini çekti.
Zengin Florası ve Yürüyüş Alanlarıyla Tanınan Ula Göleti'ne Ziyaretçi Akını
Etrafı çam ağaçlarıyla çevrili ve zengin florasıyla dikkat çeken Ula Göleti, özellikle yürüyüş ve bisiklet yolları ile piknik alanları sayesinde çok sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor. Ancak, göletin su seviyesinin bu kadar düşmesi, doğa severlerin ve tatilcilerin endişelerine yol açtı. Kent merkezine yalnızca 12 kilometre uzaklıkta bulunan göletin sularının kıyıdan yaklaşık 50 metre çekilmesi, gölette daha önce suyun kapladığı alanın büyük kısmının karaya dönmesine neden oldu.
Dron ile Çekilen Görüntüler, Çekilen Suyun Miktarını Gözler Önüne Serdi
Bölgede yaşanan su seviyesindeki düşüş, dron ile havadan çekilen görüntülerle net bir şekilde kaydedildi. Çekilen sularla ortaya çıkan adacıklar, göletteki ekosistemi ve çevresel dengeyi doğrudan etkileyen durumları gözler önüne serdi.
Bilimsel Değerlendirmeler: Su Seviyesindeki Düşüşün Sebepleri
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ula Göleti'ndeki su seviyesinin dip seviyelere indiğini belirtti. Özçelik, bölgedeki diğer barajların da benzer şekilde kuruyarak ciddi seviyelere düştüğünü ifade etti.
Bölgede hafta sonu meydana gelen yağışların, kentsel alanlarda su baskınlarına yol açmasına karşın, bu yağışların baraj ve göletlerdeki su seviyelerini yükseltecek büyüklükte olmadığını söyledi. Özçelik, “Sezonun ilk yağışı olmasına rağmen, zemin neminde bir miktar artış sağladı ancak bu yağış, gölet ve baraj seviyelerinin yükselmesi için yeterli olmadı” diye konuştu.
Kuraklık Endişesi: Gelecek Yıllarda Etkilerini Artırabilir
Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, önümüzdeki kış aylarında yağışların artması ile birlikte göletlerdeki su seviyelerinin bir miktar iyileşebileceğini umduklarını belirtti. Ancak, bu yılın bahar aylarında yaşanan düşük yağış miktarı ve kuraklıkla ilgili devam eden endişeler, gelecek yıllarda bu durumun etkilerinin daha da hissedilebileceğine işaret ediyor. Eğer kuraklık devam eder ve yağışlar beklenen seviyelere ulaşmazsa, bölgedeki su kaynakları üzerinde daha fazla baskı oluşturulması riski bulunuyor.
Bölgedeki Barajlar ve Göletler Su Alınamaz Durumda
Özçelik, bölgedeki birçok baraj ve göletin şu an su alınamaz durumda olduğunu, bunun da suyun yalnızca içme suyu temini için değil, aynı zamanda sulama ve enerji üretimi için de önemli zorluklar yaratabileceğini vurguladı. Bu tür risklerle başa çıkabilmek için bölgedeki şehirlerde gerekli önlemlerin alınması gerektiğini belirtti.
Tedbir Alınmazsa, Su Temini Krizi Büyüyebilir
Sonuç olarak, kuraklık ve su seviyelerindeki düşüş, sadece çevreyi değil, aynı zamanda bölge ekonomisini ve halk sağlığını da etkileyebilir. Tedbir alınmadığı takdirde, su temini noktasında ciddi sıkıntılar yaşanması kaçınılmaz olacak. Bu nedenle, bölgedeki su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi için daha etkin çözümler üretilmesi gerektiği önemle vurgulandı.