Dr. Öğretim Üyesi Cengiz Uzun, su ve besinlerin yaşamın sürdürülebilmesi için en önemli kaynaklar arasında olduğunu vurguladı. Ancak gerekli özen gösterilmezse, bu hayati kaynakların fayda yerine büyük zararlara yol açabileceğini belirtti. Uzun, her yıl en az 200 milyon insanın sağlıksız sudan kaynaklı hastalıklara yakalandığını ve bu nedenle 2 milyon insanın hayatını kaybettiğini ifade etti.
Sudaki tehlike
İnsan vücudunun yaklaşık %70'ini oluşturan su, bazı mikroorganizmaların bulaşması sonucu ciddi hastalıklara neden olabiliyor. Dr. Uzun, su ve besinlerle bulaşan hastalıkların Türkiye’de de önemli halk sağlığı sorunları arasında yer aldığını söyledi. "Su ve besinlerle bulaşan mikroorganizmalar, büyük salgınlara yol açarak insanları ciddi şekilde etkileyebilir" dedi.
Sağlıksız su kullanımı yaygın
Dünya nüfusunun yaklaşık %20'sinin sağlıksız içme suyu kullandığını belirten Uzun, "Her yıl 200 milyon insan sağlıksız su kaynaklı hastalıklara yakalanıyor, 2 milyon insan ölüyor. Her sekiz saniyede bir bebek bu nedenle hayatını kaybediyor" şeklinde konuştu. Bu durumun sadece sağlık sorunlarına değil, büyük ekonomik kayıplara da neden olduğunu vurguladı.
Artan nüfus ve çevresel değişimler riskleri artırıyor
Dünya nüfusunun artması ve çevresel değişimlerin, su ve besinlerle bulaşan enfeksiyonların yaygınlaşmasında önemli etkenler olduğunu söyleyen Uzun, "İçme ve kullanma sularının yetersiz ve sağlıksız olması, hastalıkların artışına neden olmaktadır" dedi. En çok içme suyuna bulaşmış mikroorganizmaların hastalıklara yol açtığını belirten Uzun, temiz olmayan sularla sulanan meyve ve sebzelerin de önemli hastalık kaynakları olduğunu ekledi.
Hijyen ve temizlik önlemleri
Uzun, yaz aylarında sağlıklı su bulunamayan ve hijyen koşullarının yetersiz olduğu bölgelerde su ve besinlerle bulaşan hastalıkların çok yaygın olduğunu belirtti. Hasta kişilerin dışkı ve idrar gibi salgılarının su ve besinlere bulaşmasının, ağız yoluyla alınan mikroorganizmaların sindirim sistemine yerleşerek enfeksiyonlara neden olduğunu söyledi. Bu enfeksiyonların sıklıkla ishal, kusma ve ateş gibi belirtilerle kendini gösterdiğini ve tifo, dizanteri, kolera, hepatit A ve paraziter hastalıkların en yaygın örnekler arasında olduğunu vurguladı.
Korunma yolları
Bu hastalıklardan korunmak için temizliğin önemine dikkat çeken Uzun, kişisel hijyene özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. "El hijyeni mutlaka devamlı uygulanmalıdır. Yemeklerden önce ve sonra, tuvaletten çıktıktan sonra ellerimizi sık sık bol su ve sabun ile yıkamalıyız" dedi. Sağlıklı ve yeterli su temin edilmesi gerektiğini, temiz olmayan suların kaynatılarak veya klorlanarak kullanılabileceğini söyledi. Evlerde, okullarda, işyerlerinde su depolarının temizliği ve kontrolü için yetkili kurumlarla temasa geçilmesi gerektiğini belirtti.
Gıda güvenliği ve temizliği
Tuvaletlerin temiz tutulması, çamaşır suyu kullanımı, çöplerin kapalı bidonlarda saklanması ve çiğ tüketilecek sebze ve meyvelerin temiz su ile yıkanması gibi önlemlerin hastalıkların bulaşmasını önemli ölçüde azaltacağını söyledi. Ayrıca, besinlerin güvenilir yerlerden satın alınmasına özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. Yaz aylarında açıkta satılan yiyeceklerden kaçınılması gerektiğini ve yiyeceklerin buzdolabında muhafaza edilmesinin önemini vurguladı. Çiğ ve pişmiş yiyeceklerin birbirine temas etmeyecek şekilde saklanması gerektiğini belirtti.
İshal durumunda dikkat edilmesi gerekenler
Uzun, su ve besinlerle bulaşan hastalıkların büyük bir kısmının ishal ile seyrettiğini ve ishalin su, sodyum, potasyum gibi maddelerin vücuttan kaybına yol açtığını belirtti. Özellikle çocuklar ve yaşlılar için bu durumun ciddi klinik tablolara neden olabileceğini söyledi. "İshali olan kişilerin bol su alması sağlanmalıdır" diyerek konuşmasını sonlandırdı.