Türk müziğinde hakkı en fazla yenmiş sazlardan biridir zurna. Siz bakmayın “Zurnada peşrev olmaz-Ne çıkarsa bahtına” denildiğine. İcrası çok zor olan ve nefes isteyen bu sazın ustaları, en oynak havaları da en yürek dağlayan ezgileri de çalmasını bilir. Yaklaşık iki oktavlık güçlü bir sese sahip olması nedeniyle genellikle açık alanlarda kullanılır. Türkiye’nin düğün ve yöresel dans kültüründe oldukça büyük bir yer tutan zurnaya en çok eşlik eden çalgı ise davuldur.rnDedik ya hakkı yenilmiş bir sazdır diye. Gerçekten de bazı enstrümanlar için bu böyledir. Sesi en içli sazlardan biri olan yaylı tambur için de müzisyenler kendi aralarında “mezarlık sazı” tanımlamasını kullanır. Türk filmlerindeki mezarlık sahnelerine genellikle yaylı tambur eşlik ettiği için olsa gerek.rnGelelim şimdi şu “Zurnada peşrev olmaz” sözünün çıkış noktasına. Rivayet odur ki, davul ile zurnayı musikiden saymayan ve küçük gören bir sonradan görme İstanbullu, Edirne’de bir düğüne davet edilmiş. Yemekten sonra açık havada yapılan oyun ve eğlenceler sırasında bu hatırlı davetliye, zurnazen başı yaklaşarak sormuş: Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı? rnrnOSMAN GÜRÜNrnItri’den Dede Efendi’yernUkala adam, dudak bükmüş ve “Ayol, kala kala zurnaya mı kaldık? Bunun peşrevi olmaz. Ne nota bilirsiniz siz, ne de beste. Sizin çaldıklarınızı ben dinleyemem. İyisi mi, kendiniz çalın oynayın. “rnZurnazen, bu hakaretlere pek içerlemiş. "Görürsün sen efendi" diyerek, en kabiliyetli yamaklarını etrafına toplayıp başlamış çalmaya. O çalar, etrafındakiler söylermiş. Ne Itri’si kalmış çalmadık, ne Dede Efendi' si. Sonradan görme bey, ağzı bir karış açık onları uzun uzun dinlemiş. Adamlar, bir besteden bir besteye, bir makamdan bir makama geçtikçe, o da renkten renge geçmiş. rnrnrnMuğla’da festivali varrnEvet, çoğunluğun önyargı ile yaklaştığı zurnaya, iade-i itibarını Muğla Büyükşehir Belediyesi, 4 yıldır düzenlediği Uluslararası Zurnazen Festivali ile kazandırıyor. Bu yılki festivalin açılışı Prof. Dr. Şadan Gökovalı Açık Hava Tiyatrosu’nda, Muğla, Manisa, Erzurum, Kırşehir, İstanbul, Azerbaycan, Ermenistan, Hindistan, Tayvan, Bulgaristan ve Makedonya’dan 16 zurna sanatçısının katılımıyla yapıldı.rnFestivalin açılış konuşmasında, Muğla Uluslararası Zurnazen Festivali ile bir ilki gerçekleştirdiklerini söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, “Dünyada ilk defa yapılan festivali her yıl biraz daha genişleterek uluslararası boyuta taşıdık. Halk kültürümüzün en önemli değerlerinden olan zurna kültürünün yaşatılması ve gençlerimize bu enstrümanı sevdirmek için önemli olan bu etkinliğe birbirinden değerli zurna üstatları katılıyor. Zurna, çok geniş bir coğrafyada ortak bir değer. Muğla ise sevgi, barış ve hoşgörü kenti” diye konuştu.rnFestivalin ilk gününde zurna üstatları Ünal Yürük, Halil Çokyürekli, Hasan Çakan, Yenal Satıcı, İlhan Çubukçu, Işık Soğukkuyu, Özdemir Göçer, Taysun Taşkın, Bulgaristan'dan GeorgıDımıtrov, Tayvan'dan ChıenyunTseng, Makedonya'dan ZheloDestanovski, Bulgaristan'dan KrasımırDamyanovDımıtrov, Azerbaycan'dan Rahman Rasimoğlu, Bulgaristan'dan IlıaBozhınovSımeonov, Ermenistan'dan Suren Asatryan, Hindistan'dan LokeshAnand, orkestra eşliğinde Türkiye ve dünyadan çeşitli eserleri zurna ile seslendirdi.rnProgramda festivalin onur konuğu Hüsnü Şenlendirici de sevilen eserlerini seslendirdi. Yaklaşık 45 dakika sahnede kalan Şenlendirici, Ünal Yürük ile de aynı sahneyi paylaşarak bazı eserleri birlikte çaldı. Şenlendirici, programının sonunda ise İzmir'den gelen davul ekibi ile Harmandalı çaldı.rnMuğla Belediyesi’ni, halk kültürünün bu önemli değerini yaşatma çabası nedeniyle kutluyoruz.rn '